Su akar yatağını bulur

    Eskiler bir şey yaşamış ve biliyor ki bunu söylemişler. Geçmişten ders alsak bu facialar olur muydu?   Karadeniz bölgesinin coğrafi yapısı belli. Orada çevreci kimse yok muydu yahu uyaracak? Coğrafya uzmanı, şehir plancısı veya adı ne olursa olsun, bu işin bir bileni. Kimse uyarmadı mı? Eğer uyardıysa dinlemeyip izin verenler ve yaptıranlar büyük vebal altındadır. Eğer uyarmadıysalar da onlar…   Ebu Hureyre  (RA)’den rivayet edildiğine göre, Resulullah (SAV)Ashabına “Müflis kimdir, biliyor musunuz?” diye sordu. Ashap: “Şüphesiz ki ümmetimin müflisi, kıyamet günü namaz, oruç ve zekât sevabıyla gelip, fakat şuna sövüp, buna zina isnâd ve iftirası yapıp, şunun malını yiyip, bunun kanını döküp, şunu dövüp, bu sebeple iyiliklerinin sevabı şuna buna verilen ve üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları kendisine yükletilip sonra da cehenneme atılan kimsedir” buyurdular.   Rant için bunu yapanların iyi bilmesi gereken bir şey var. Eğer amacınız rant ise dünyalık bir kaç kuruş kazandınız belki ama aslında kaybettiniz, iflas ettiniz, Allah (CC) korusun belki de müflis oldunuz. Zira bir insanı öldürmek tüm insanlığı öldürmek gibidir.   Bodrum tarafında önceki dönemde aileler, miras olarak arka taraftaki tarım arazilerini erkek çocuklarına, o zamanlar daha değersiz gibi görünen ön taraftaki deniz kıyılarını ise kızlarına bırakırlarmış. Kız nasılsa evlenip ele gidecek ama erkek evine bakacak diye tarım arazileri erkek çocuklara bırakılırmış. Hatta başka bir düşüncede belki yarın düşman denizden gelir ve saldırır diye de bunu yaparlarmış. Tabi rant denizden yana olunca Bodrum’un kızları zengin olmuş, erkeler ise fakirleşmiş. Geçen bir baktık ki; maalesef yangın oralara uzandı. Gördük ki rant yerleri göreceli ve zamansalmış.   Ormanlık alanlara veya yakınlarına bina yapmayacaksın. Orası da ağaçlara yani doğaya ait. Toprağın kaydığı yerlere bina yapmayacaksın. Orası toprağa yani doğaya ait. Hayvanları yerlerinden edip bina yapmayacaksın, oraları hayvanlara yani doğaya ait. Denizin ve derenin dibine bina yapmayacaksın. Orası suya  yani doğaya ait. Deprem fay hatlarına bina yapmayacaksın, orası havaya yani doğaya ait.   Rant için ille de yapacam diyorsan, doğa da senden orayı selle, depremle, yangınla veya başka bir felaketle geri alacak. Bu kadar kesin…   Bir de ille de felaketi bekleme. Bazı felaketler göstere göstere geliyor. Devlet olarak, Belediyeler olarak ve hatta herkes kişisel olarak İhmal etmesin tedbir alsın.   Depremler yaşadık, orman yangınları yaşadık, sel felaketlerini yaşıyoruz. Anladık kıyamet yaklaşıyor. Ama bu tedbir almamamızı gerektirmez değil mi?  Kıyamet koparken bile elinde bir fidan varsa dikin emri var.   Mesela Allah (cc) korusun İstanbul ve İzmir deprem bölgesinde. Sadece İzmir’de en az bir milyon bina var yakılma tehlikesi yüzünden güçlendirilmesi gereken. Felaketi yaşamadan önce tedbir almak lazım. Dedim ya atasözleri boşuna söylenmemiş. Tarih tekerrür eder deniyor. Zira ders alınsa tekerrür eder miydi hiç? Sel felaketinde, orman yangınlarında ve depremlerde kaybettiğimiz tüm vatandaşlarımıza Allah’tan (cc) rahmet diliyorum. Başımız sağ olsun.          
Benzer Videolar