Suriye

Times gazetesi, Türkiye'nin Esad'a 2 hafta mühlet verdiğini, aksi takdirde Türk ordusunun Suriye'ye gireceğini yazmış. ABD Başkanı Barack Obama'nın Esad'ın görevden uzaklaştırılması için çağrı yapmaya hazır olduğunu, bunu ise ancak 'Türklerin gerçekleştirebileceğini' savunmuş. Gazete, 'Avrupa'nın yeni   güçlü adamı Türkiye, Orta Doğu'da da büyüyen bir güç” saptamasıyla başladığı başyazısında Türkiye'nin Suriye krizinin çözümünde oynayabileceği kilit rolü irdelemiş. Batı'nın, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılış döneminde nitelendiği şekliyle 'hasta adamlığı', yakın tarihteki darbeler, istikrarsızlık ve aşırı yüksek enflasyon sorununa ilişkin akılda kalanlar nedeniyle Türkiye'yi çoğunlukla hafife aldığını kaydeden gazete, 'Türkiye bugün ise 74 milyonluk nüfusu, yüzde 9'luk yıllık büyüme oranı, taşmış durumdaki yabancı yatırımcısı, iddialı özgüveni ve uluslararası ihtiraslarıyla bölgesel bir dev' yorumuna yer vermiş.

Times, Suriye'deki  isyanların ise Türkiye'yi iki şekilde tehdit ettiğine dikkat çekerek, bunları da “mülteci akını” ve  “Erdoğan'ın benimsediği Müslüman demokrasisine pek de ilgi duymayan Müslüman Kardeşler ve diğer radikal İslamcı unsurları cesaretlendirmesi ihtimali” olarak sıralıyor. Türkiye, şimdi Şam'a ölüm makinesini durdurması için iki hafta mühlet vermiş durumda.'

 

MUHAKKAK BİR ÇAPANOĞLU ÇIKAR

 

Times’ın bu yazısı bizi de kuşkuya düşürdü. Ne derseniz deyin benim bir tesbitim var; eğer Batı dünyası bizi övmeye başlamışsa bu işin altında muhakkak bir kazık vardır. Çünkü Batılılar hiçbir zaman ağzımızla kuş tutsak dahi durduk yerde bize övgüde bulunmazlar. Acaba (BOP) Büyük Ortadoğu Projesi’nin  taşeronluğunu mu yüklemek istiyorlar diye kuşkulanıyorum. Çünkü ABD bölgeyi dönüştürme çabasını sürdürürken bölgesel bir partnere ihtiyaç duyuyor.

Kaçınılmaz görünen Suriye’ye askeri müdahale Türkiye’nin yararına olur mu? Tabi ki hayır… Türkiye bu nedenle Esad’ın aklının başına gelmesini sağlamaya çalışıyor. Aksi takdirde, Türkiye Batı’nın yanında olmak adına Suriye’ye müdahaleye itiliyor. Eski Osmanlı toprakları olan Ortadoğu’da 1. Dünya Savaşı sonrasında batılı ülkelerin çıkarlarına göre cetvelle çizilerek suni devletler oluşturulmuştu. Şimdi BOP kapsamında yeni bir yapı oluşturulmaya çalışılırken üstleneceğimiz rol,  gelecekte bizi ayağımızdan vurmamalı.

Suriye’nin Türkiye ile savaşacak gücü yok ama bu böyle diye daha düne kadar abi-kardeş muhabbeti yaptığımız bir ülkeye askeri harekât yapmak doğru değil.  Esad babasından sonra Türkiye’ye karşı olumlu bir çizgide oldu ve dostane davrandı. Türkiye’nin komşularıyla sıfır sorun politikasına Beşar Esad’ın olumlu katkısı unutulmaz. Bize düşen bu ülkeyi rencide etmeden demokratik çözümler bulması konusunda yardımcı olmaktır. Suriye’yi modern çağın emperyal çıkarlarına yem etmek doğru değil. Maalesef özellikle totaliter rejimlerde liderlerin gerçekleri görmesi zor oluyor. İktidarını-gücünü-rejimi   korumak adına  halka karşı baskıları sürdürmekte ısrarlı olabiliyorlar. Uyarılara rağmen Suriye hükümetinin halka karşı ağır silahlarla sürdürdüğü saldırılar tüm dünyanın tepkisini çekerken bizim yanıbaşımızda olan bitene duyarsız kalmamız doğru değil doğal olarak. Rejim muhaliflerinin öncülüğünü yapan Müslüman Kardeşler Örgütü, PKK'nın Türkiye'de yaptığının aynısını, Arap ülkelerinin tamamında yapıyor. Fakat Baas partisinin yıllardır iktidarda olduğu Suriye’de Esad ailesi yüzde 10’luk azınlığa dayanan mezhepçi bir yönetim sürdürmektedir. Baba Hafız Esad, sağken Türkiye’ye karşı terörü her zaman destekledi ve bize karşı hiç dost olmadı. Yıllardır çoğunluğa baskı yapmakla kalmamış, geçmişinde zaman zaman katliamlar da yapmıştır. Buna rağmen Türkiye dünya devleti olduğunu düşünerek dost ve komşu olarak ne yapmak gerekiyorsa onu yapmalıdır.

 

Benzer Videolar