Suriye’de Sona Doğru
Basından izlemişsinizdir herhalde Suriye hükümeti tarafından ABD, İngiltere, Fransa ve Türkiye büyükelçilerinin de aralarında olduğu 17 diplomat 'istenmeyen kişi' ilan edildi. Alınan haberlere göre, karar kapsamında Türkiye’nin yanı sıra ABD, Fransa, İngiltere, İsviçre, İtalya ve İspanya'nın büyükelçileri ile Belçika, Bulgaristan, Kanada işgüderleri(Maslahatgüzarları) ve Almanya askeri ataşesi dahil edildi. Türkiye, 26 Mart'ta Şam Büyükelçiliği’nin tüm faaliyetlerini geçici olarak askıya almış, Büyükelçi Önhon da Ankara'ya dönmüştü. Bir hafta önce de Batılı devletler Suriyeli diplomatları sınır dışı etme kararı almıştı. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Pazar günü yaptığı konuşmada, Suriye'deki bölünmeden "dış müdahaleleri" sorumlu tutmuştu…
Amerika Dışişleri Bakanlığı ile Türkiye'nin eş başkanlığını yürüttüğü “Terörizmle Mücadele Küresel Forumu'ndan” (TMKF) bir gün önce bir araya gelen Suriye Halkının Dostları Grubu'nun ağır topları olarak görülen ülkelerin dışişleri bakanlarının katılımıyla olağanüstü Suriye toplantısı düzenlendi. Dışişleri Bakanlığı toplantı sonrasında yaptığı açıklamada Suriye muhalefetine destek sağlamak amacıyla bir Koordinasyon Grubu toplama konusunda anlaşmaya varıldığını söyledi. Ayrıca 15-16 Haziran tarihlerinde İstanbul’da yapılacak ve tüm muhalefeti kapsayacak koordinasyon toplantısına bir temsilci gönderilmesine karar verildiği de aktarıldı.
KOFİ ANNAN DA UYARDI
Birleşmiş Milletler'in Suriye özel temsilcisi Kofi Annan da Suriye’nin her geçen gün topyekün savaşa yaklaştığını belirterek ülkede tehlikeli boyutlarda mezhepler arası çatışma ortamı oluştuğunu söylemişti. Muhalif “Özgür Suriye Ordusu” ise, BM-Arap Birliği ortak temsilcisi Kofi Annan'ın barış planına uymayacağını açıklamıştı. AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy Rusya'nın St. Petersburg kentinde devlet başkanı Vladimir Putin ile biraraya geldikten sonra yaptığı açıklamada "tarafların farklı değerlendirmelere" sahip olduğunu söyleyerek Suriye'de "iç savaşı engellemek için şiddet sarmalını" kırmanın en iyi yolunun BM eski genel sekreteri Kofi Annan'ın sunduğu barış planını kabul etmekten geçtiği konusunda iki tarafın mutabık kaldığını da söyledi. Bu arada Suriye’deki muhalif hareketlerin şemsiye örgütü “Suriye Ulusal Konseyi”, ordu birliklerinin tank, roket atar ve top kullandığı çatışmalar olduğunu duyurdu. İngiltere merkezli gözlem grubu başkanı Sami Abdül Rahman Fransız Haber Ajansı'na, haftasonunda muhalif güçlerle ordu birlikleri arasındaki çatışmalarda büyük bir tırmanış yaşandığını söyledi T.C.Dışişleri Bakanı Davutoğlu, herkesin Suriye nezdinde 15 aydır yoğun diplomasi uyguladığını belirtti. Diplomasiyi sonuna kadar kullanacağız ama ilkeler önemli. Bu ilkelerden kimsenin taviz vermemesi lazım ve diplomasinin tıkandığı düşünülen yerlerde de bütün alternatiflerin ve sivil halkın korunması yönünde ve Türkiye olarak da kendi sınır güvenliğimiz ve kendi ulusal güvenliğimiz bağlamında, tabii ki bütün senaryoların, alternatiflerin düşünülmesi lazım. Bundan kast ettiğim, hemen bir askeri müdehale gibi bir yaklaşım olarak algılanmasın. Bu anlamda birşey değil. Fakat gidişin çok yoğun bir iç çatışmaya gitmesi görnütüsü veriyor. Burada herşeyden önce uluslararası toplumun tek bir ses, yöntem, politika getirilmesi lazım. Şu andaki çalışmalarımız bu yönde sürüyor ve gerek ABD ve gerekse diğer ülkelerle bu yöndeki çalışmalarımızı yoğunlaştırarak artıracağız." Sn. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Harp Akademilerindeki konuşmasında bölgemizde sıcak çatışma olasılığından bahsederek “hazır olmalıyız” demişti. Prof. Dr. Alaeddin Yalçınkaya’nın belirttiğine göre Rusya , başta Çin olmak üzere Şanghay İşbirliği Örgütünü arkasına alarak Suriyelilerin olmıyacağı fakat AB, Arap Birliği ile birlikte Türkiye ve İran’ın da olacağı müdahil güçleri masaya davet etmektedir.Annan Planı gibi askeri müdahaleyi telaffuz etmeden çözüm arayışını ifade eden ve nihai hedefinin Doğu Akdeniz’deki donanma üssünü muhafaza etmek olan Rusya’nın asıl hedefinin bölünmüş Almanya gibi bölünmüş bir Suriye olabileceği ihtimal dahilindedir Bu gelişmelere bakarak Suriye’de Esad’ın varlığının daha fazla sürmiyeceğini düşünüyorum. Tek engel Rusya’nın tutumu gibi görünüyor. Eğer Rusya bir şekilde ikna edilir ve batılı ülkelerin tarafına çekilirse Suriye’de yeni bir dönem başlıyacak demektir. Bu yeni dönemde Suriye’nin mezhep ayrılığı temelinde parçalanarak Sünni ve Nusayri Araplar ile Kürtler arasında bölünmesi söz konusudur. Kuzey Irak’tan sonra güneyimizde de bir “Kürt Özerk Bölgesi” , Hatay’ın güneyine düşen bölgede ise bir “Nusayri-Alevi Bölgesi” oluşmasının Türkiye’ye etkilerini iyi düşünmek lazım. Küresel güçler her zaman her ülkede istismar edilecek bir şeyler bulacaktır. Bugün ona yapılanın yarın sana yapılmayacağını kim garanti edebilir. Kaşımak isteyene malzeme öylesine çok ki bu coğrafyada…