Tarihi Sorumluluklar
Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, 29-30 Ocak 2010 tarihleri arasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın davetlisi sıfatıyla Başbakanlık resmi konutunda askeri törenle karşılandı. İşte bu sıcak karşılama, Türkiye Cumhuriyetinin Bulgaristan ilişkilerine verdiği özen ve önemin bir göstergesidir. Bundan yaklaşık yirmi yıl önce, iki ülke arasındaki ilişkiler neredeyse kopma noktasına gelmişti. Bu gün ise her iki ülke arasındaki dostluk, ortak tarihten gelen acı hatıralara rağmen çok iyi düzeylere ulaşmıştır.
Geçmiş dönemlerde iki ülke halkı birbirilerini sadece tarih kitaplarından ve maksatlı yapılan filmlerden yanlış tanımaktaydılar. Bulgaristan’da Komünist rejimin çöküşüyle birlikte, iki ülke arasında sınırlar açıldı ve halklar birbirini daha yakından tanıma fırsatı buldular. Bir avuç “Bulgar milliyetçisi” her ne kadar Türk düşmanlığını sergilemeye devam etse de bugün Bulgaristan’a yabancı sermaye akışının büyük oranı Türkiye kaynaklı olarak gerçekleşmekte, Bulgar halkı ise özel televizyonlarda yayınlanan Türk dizilerine Türkiye’den çok daha fazla ilgi göstermektedir.
“Komşu seçilmez, komşu vardır.” prensibi doğrultusunda, ilişkileri daha ileri seviyelere götürebilmek adına, karşılıklı çaba gösterilmesi gerektiğini unutmamalıyız.
Bulgaristan’da gerek politikacıların tecrübesizliği, gerekse seçmenlerin ilgisizliği nedeniyle siyasetin bu ülkede başarılı bir şekilde sürdürüldüğünü ne yazık ki söyleyemeyeceğim. Düşünün, bundan yaklaşık yirmi gün önce yurt dışındaki Bulgarlardan sorumlu Devlet Bakanı Bojidar Dimitrov, partisinin Genel Başkanı ve Başbakanı Boyko Borisov’un görüşünü almaksızın, Türkiye'den tazminat talebiyle ilgili basına yapmış olduğu bireysel görüşlerini yansıtan açıklamaları sonrasında, bizzat Boyko Borisov’dan sert bir yanıt aldı. İşte bu gelişme bile, ülkedeki politikacıların iç siyasi gelişmelerle ilgili bireysel hatalarının dış politikaya yansıması açısından önemlidir.
Bu noktada ilgili ülkenin devlet adamı ikili temaslarda altından kalkamayacağı sorulara muhatap kalabilecektir. Tarihsel süreci ve siyaseti iyi analiz edebilen bürokrat ve politikacılar varsa, işte o zaman işi şansa bırakmamak gerekir. İşte burada ülkeler açısından en büyük şans, Türkiye’nin Osmanlı Dönemi’nden süre gelen affedebilme ve yeni bir sayfa açabilme yeteneğidir. Umarız Boyko Borisov, gerçekleştirdiği bu ziyarette Türkiye’ye yeni bir sayfa açabilmesi için gerekli fırsatı sunabilmiştir.