Türk’e Türk’ü tanış etmek gerekir

Ebulfeyz Elçibey, Azerbaycan’ın merhum lideri. Türk sevdalısı olan  liderin bu sözü(Türk’e Türk’ü tanış etmek gerektir) günümüzde Türk dış politikasının sanırım en güzel planı. İnsanlarını boş verip unutan ya da unutturan bizim gibi bir millet var mıdır bilmiyorum. Ne çok insanımızı coğrafi uzaklıkların  yalnızlığına terk ediyoruz. Kuzey Avrupa’nın unutulan Finlandiya Tatarları, Yunanistan’ın Rodos Adası’nda ayakta durmaya çalışan bir avuç Türk soylu, Çin zulmünde eriyip yok olan Doğu Türkistanlı ata yadigarı Uygur Türkleri, Kırım’da varlıklarını korumaya çalışan Tatar Türkleri, Rusya’da halen binlerce yıllık kültürlerine sarılan ve ayakta duran Sabir, Çuvaş, Nogay Türkleri ve daha onlarcası tanış olmak sahiplenmek istiyorlar. Türkiye’nin bu noktada politikası Türk soyluları tanıştırmak ve aracı olarak bir olmalarını sağlamaktır zira bu görev Osmanlı-Türk İmparatorluğu’ndan Türkiye’ye kalmış bir misyondur.

 

BALKAN TÜRKLERİ’Nİ İÇİNE ALAN TURAN FİKRİ

 

Balkan Türkleri’ni de içine alan kültürel ve ekonomik anlamda bir Turan fikri, Afrika uluslarının bile birliğini oluşturduğu çağımızda hayal olmasa gerektir. Balkanlarda  1,5 milyonu aşkın Türk nüfusu ve 8 milyona yakın Müslüman nüfusu Kosova, Arnavutluk ve Bosna Hersek gibi ülkelerin  etnisite hariç diğer tüm değerlerle Türkiye’ye bağlı olması bu siyasi ağabeyliği ve birleştirmeyi daha da kolaylaştırmaktadır. Balkanlarda dini, kültürel ve tarihi bağlarıyla büyük ve canlı bir Türk Diasporası mevcuttur ülke olarak bize düşen zaten beklenilmekte olan ekonomik ve kültürel yatırımlarla bu hareketliliği Türk Birliğine çevirmektir. Komşumuz Bulgaristan’daki HÖH(Hak ve Özgürlükler Hareketi), birçok Balkan ülkesinde 1992’den günümüze ekonomik ve kültürel bağı koruyan TİKA ve Makedonya’da ki MATÜSİTEB gibi siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları Türkiye’nin olası bir Turan açılımının işleyen durumdaki argümanlarıdır. Unutulmaması gereken Türkiye’nin liderliğinde oluşturulacak bir Türk Birliği siyasi hinterlandımızı genişleteceği gibi bölge halklarına da ekonomik ve kültürel yönden birçok yeni fırsatlar yaratacaktır. Serbest ticaret antlaşmaları ile birkaç milyar doları geçmeyen Balkan ülkeleri ticari potansiyeli, bu tür bir açılımla mutlaka Türk ekonomisini de etkileyecektir. İşsizlik ve dar ekonomi sıkıntısını günümüzde daha çok yaşayan Balkanlı soydaşlarımızın bu girişime kayıtsız kalmayacağı tarihle sabittir. Türkiye’nin kardeş Balkan ülkelerine olan siyasi tavrı (Makedonya’yı tartışmalı adıyla tanıyan ilk ülke olması, Kosova’yı kurulduğu an kabul etmesi….) yakında ki etkin güç uzaktaki süper güçten daha belirleyicidir tezine hizmet etmiş ve bölgedeki Türk etkisini arttırmıştır. Yapılması gereken: Türkiye’nin Balkanlar’da 20 yıla yakın zamandır devam eden etkin olma gayreti artarak devam etmelidir.

Yapılmaması gereken: Dini, etnik yapısı ve kültürel değerleriyle Balkan Türk’ünden farksız olan Doğu Türkistan’ı, Kerkük ve Musul Türkleri’ni, Halep’te, Humus’ta unutulan Suriyeli Türkleri, Rusya’da Çuvaş, Nogay Tatar Türkleri’ni de içine alacak kültürel bir Turan siyasetinin  geciktirilmesidir.

 

 

Benzer Videolar