Türkiye,İsrail ve yeni Ortadoğu

Türkiye'nin dış ilişkilerdeki yeni vizyonu , ABD'nin bölgede uygulamaya çalıştığı "Büyük Ortadoğu Projesinin" popülaritesini de geride bıraktı.Her ne kadar bölgeye bakış açılarımız farklı ise de birbirini besleyen bir karektere sahip her iki düşünce de.
Geçen gün İsrail Dış işleri Bakanlığına çağrılan Türkiye'nin Telaviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol'u hem kapısının önünde bekletmiş , el sıkışmamış hem de İsrail medyasında yer alan haberlere göre gazetecilerin Çelikkol ile tokalaşmasını istedikleri Ayalon bunu reddederken gazetecilere de İbranice olarak "Dikkat edin o alçakta biz yüksekte oturuyoruz, masada sadece bir İsrail bayrağı var ve gülümsemiyoruz" demiş. İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'a yakın kaynaklar ise Ayalon'un bu ifadeleri kullandığı sırada kameraların açık olduğunun farkına varmadığını belirtmişler. Bütün devletlerin eşit sayıldığı ve uluslararası toplantılarda ülkelerin alfabetik diziyle sıralanacağı gibi hâlâ geçerli olan protokol kurallarının "Aix-la-Chapelle Kongresi"nde (1818) düzenlenmesinden önce, hükümdarların ve onların temsilcilerinin üstünlüklerini bu tür gösterilerle sergilediklerini biliyoruz.Mesela bir ülkenin temsilcisi at sırtında, diğeri yerde ayakta ise, burada at sırtındaki temsilcili ülkenin daha büyük ve güçlü olduğu anlaşılırdı eski çağ diplomasisinde.(1)Oysa bu ilkelliği 1930'larda Charlie Chaplin(Şarlo) "The Great Dictator" filminde çok güzel hicvetmişti.
Ayalon'un bu davranışının gerekçesi , Türk televizyonlarında oynatılan "Kurtlar Vadisi" dizisindeki Filistin'le ilişkili İsrail karşıtı görüntülermiş.Türkiye'de televizyon yayıncılığının özgür ve bağımsız olduğunu sadece yasal gerekçeler olursa müdahele olabileceğini bilmiyorlarmı! Adama yaptığı bu terbiyesizliğin hesabını sormazlarmı zannetti acaba Bakan Yardımcısı.Sen kendini ne zannediyorsun , yahudileri fırınlarda yakan Hitlermisin yoksa!
Neyse ki orada da aklı başında adamlar var. Perez'in de devreye girdiği kriz tam 53 saat sonra İsrail tarafından özür mektubu verilmesiyle sona erdi.Genellikle burnundan kıl aldırmamasıyla ünlü, bu tavrı ve tarzı nedeniyle renk vermese de Amerikan yönetimlerini bile bezdiren, Avrupalı müttefiklerini de usandıran İsrail, Türkiye’nin –Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ağzından- kendisine biçtiği süre dolarken, Türkiye’nin istediğini yaptı ve bugüne dek hiç yapmadığını yaparak özür diledi.(2)Ayalon efendi , mektubunda "Girişimin yapılış biçimi ve algılanışı nedeniyle özür dilerim.Lütfen bunu büyük saygı duyduğumuz Türk halkına iletiniz" dedi.
Bu sonuca giden yolda Türkiye'nin son dönemde parlayan yıldızı kadar, geçen yıl Davos'ta Başbakan Erdoğan'ın "one minute" çıkışıyla Arap ve İslam dünyasında yarattığı sempatiyle oluşan hava etkilidir. 72 milyonluk Müslüman bir ülkeyi karşısına almanın neredeyse tüm Müslümanları karşısına almakla eşdeğer sayılacak bir anlam içermesi de göz ardı edilemez.Hakkını yememek lazım dış ilişkilerde ard arda geliştirilen hamleler , olumlu sonuç vermeye başlamış ve Türkiye'nin elini güçlendirmiştir. Resmi özür kabul edilmiş ve yeterli bulunmuştur ama Türk halkının kırılan gönlünü nasıl tamir edebileceklerini de düşünmelidir İsrailliler.Osmanlı'dan beri dost görmekteyiz kendilerini.
İsrailliler dünyada bazı şeylerin değiştiğini görüp , eskisi gibi sivillere dahi her türlü şiddeti uygularken kendilerini gözü kapalı destekliyen bir batı dünyasının olmadığını anlamalılar.Ortadoğuda tamamen yalnızlar ve herkes kendilerine karşı veya düşman.Bunu nereye kadar sürdürebilirsiniz!
Bu arada Türkiye'de görev yapan İngiliz gazeteci Gareth Jenkins , Washington'da Wilson Enstitüsü adlı düşünce kuruluşunda "Türkiye'de Siyasal İslam" başlıklı konuşmasında Türkiye-İsrail gerginliğinin hatırlatılması üzerine "Kurtlar Vadisi Irak filmini izlerseniz , Türk toplumundaki büyük ruhsal bozukluğu görebilirsiniz" demiş.(3) Amerikalılar yıllardır Rambo ve benzeri olmıyan kahramanlar yaratıp , Vietnam'dan Afganistan'a, Irak'a kadar heryerde saçma sapan işler yapan insan üstü kahraman yaratmadılarmı.Bu ölçüye göre Amerikan toplumundaki büyük ruhsal bozukluğu görmüş mü olacağız.Bu ne saçma abuk bir zihniyettir anlamak mümkün değil.Avrupalıların kompleksleri de hiç çekilmiyor artık.
Son gelişme Türkiye-Rusya ilişkilerinin neredeyse stratejik ortaklık boyutuna varması. Rusya , Türkiyenin bir numaralı ticaret ortağı , Türkiye ise Rusya'nın 7.nci büyük partneri oldu.Onlarca milyar dolarlık işler ve ticaret hacmi yakın geçmişte hayal bile edilemiyecek düzeye vardı.Ayrı bir yazı konusu olduğu için uzatmıyacağım.Ama Yeni Ortadoğuyu değerlendirirken kuzeyimizdeki bu gelişmeyi de göz önünde bulundurun istedim.

Süheyl ÇOBANOĞLU

 


Benzer Videolar