Bulgaristan’da 1950-1951 yıllarında hükûmetin el değiştirmesiyle 150.000 civarında insan göç etmek zorunda kalmış ancak Bulgar hükûmetinin 1951 yılı sonlarına doğru göçleri durdurma kararı almasının ardından on binlerce insan ailesinden kopmuştur. Bulgaristan hükûmeti, göçleri yasakladığı bu dönemde, geride kalan Türkler üzerinde de Bulgarlaştırma politikaları uygulamaya başlamıştır. Geride kalan göçmenler aileleriyle birleşmek için 1968 yılında Bulgaristan ve Türkiye arasında imzalanan “Yakın Akraba Göçü” anlaşmasını beklemek zorunda kalmıştır. Söz konusu anlaşma ile 1952 yılına kadar Türkiye’ye göç etmiş olan Türk asıllı Bulgar vatandaşlarıyla aile ve akrabalık bağları olanların Türkiye’ye göç edebilmesinin önü açılmıştır. Bulgarlaştırma politikasının son darbesi olarak Bulgaristan’dan ayrılmalarına izin verilmeyen Türklerin 1985-1989 yılları arasında adlarının zorla değiştirilmesi, Balkanlar’dan Türkiye’ye son kitlesel göçün gerçekleşmesine yol açmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra özellikle Bulgaristan’daki Türk ve Müslüman azınlıklara yönelik artan baskılar sonucunda Türkiye’ye göç edenlerin sayısı o kadar fazladır ki, Bulgaristan göçmenleri aynı dönemde Türkiye’de bulunan toplam göçmenlerin %48’ini oluşturmaktadır. Bulgaristan’dan gelenlerden sonra Türkiye’deki göçmenlerin %24,8’ini Yunanistan, %18,6’sını Yugoslavya göçmenleri oluşturmaktadır. Özellikle 1970’li yıllardan sonra Bulgaristan hariç diğer Balkan ülkelerinden Türkiye’ye göçlerin ciddi bir şekilde azaldığını hatta önceki dönemlere kıyasla tamamıyla sona erdiğini söylemek mümkündür. Bunun nedeni 1970 öncesindeki göçlerin temel motivasyonu güvenlik kaygısı iken 1970’li yıllardan sonra ekonomik gerekçelerin öne çıkmış olmasıdır. Bu yüzden Balkan ülkelerinden Türkiye’ye yönelik göçler azalmış olsa da söz konusu ülkelerden Avrupa ülkelerine göçler her geçen gün artmıştır. İncelenen veriler ışığında, Balkanlar’dan Türkiye’ye 3 milyondan fazla göçmenin geldiği anlaşılmaktadır ancak bu rakamlara kayıt altına alınmamış göçmenlerin sayısı eklendiğinde, ortaya çok daha yüksek sonuçlar çıkacağı açıktır. 19. yüzyıldan günümüze kadar bölgeden Türkiye’ye yaşanan göçlerden sonra Türkiye nüfusunun %20’sinin, bizzat kendisinin ya da anne veya baba tarafından birinin “Balkan kökenli” olduğu tahmin edilmektedir; yani Türkiye’de 20 milyona yakın kişinin Balkan kökenli olduğu iddia edilmektedir. Toplam göçmen sayıları gibi göçmenlerin hangi milletten oldukları da kayıt altına alınmadığı için bu konuda da net rakamlar vermek oldukça zordur. Günümüzde hâlen nüfus sayımları yapılırken etnik köken dikkate alınmadığından, Türkiye’deki Boşnak veya Arnavut kökenlilerin sayısını belirtmek de imkânsızdır. Bu zorluklara rağmen çeşitli çalışmalarda, yaşanan göçler ve göç sonrasındaki nüfus artışları esas alınarak bazı hesaplamalar yapılmıştır. Bu bağlamda araştırmacı Saša Mrduljaš bir çalışmasında, 1921 yılına kadar Türkiye’ye göç eden 151.504 Boşnak göçmeni baz alarak 2017 yılında Türkiye’de ne kadar Boşnak kökenli Türk vatandaşının yaşadığını tahmin etmeye çalışmıştır. Mrduljaš, 1921-1991 ve 1991-2017 yılları arasında Bosna-Hersek ve Türkiye’deki nüfus artış hızlarını hesaplamıştır. Elde ettiği veriler ışığında, 2017 yılında Türkiye’de, Bosna-Hersek’teki nüfus artışı dikkate alındığında en az 768.259 Boşnak’ın yaşadığını; Türkiye’deki nüfus artışı dikkate alındığında ise 932.253 Boşnak’ın yaşadığını hesap etmiştir. Yapılan bu tahmin sadece 1921 yılına kadar göç etmiş Boşnakları dikkate aldığı için ulaştığı sonuçların reel rakamların altında olduğunu söylemek pek yanlış olmayacaktır. Nitekim yapılan farklı çalışmalarda Türkiye’de 6 milyon civarında, yani Bosna-Hersek ve Sancak’taki Boşnak nüfusundan daha fazla Boşnak’ın yaşadığı da iddia edilmektedir. Türkiye’deki Arnavutların sayısı hakkında Arnavutluk Cumhuriyeti İstatistik Enstitüsü tarafından hazırlanan bir raporda, Arnavutların farklı dönemlerde en fazla Türkiye’ye göç ettikleri, İstanbul, İzmir, Bursa, Ankara gibi şehirlerde yerleştikleri ancak bunlar dışında Anadolu’nun 300 köyünde 1.500.000 Arnavut’un iskân edildiği belirtilmektedir. Doğal artışlar hesaplandığında Türkiye’deki Arnavutların bugünkü sayısının 6.200.000’e ulaşmış olması gerektiği iddia edilmektedir. Sayıları bu kadar yüksek olmasına rağmen Türkiye’deki Balkan göçmenlerinin kendi etnik kimliklerini koruyabildiklerini söylemek pek mümkün değildir. Ortak din ve kültüre sahip oldukları Türklerle ilişkilerini güçlü tutan Balkan göçmenlerinin yıllar içerisinde Türkleşmiş olduklarını söylemek yanlış olmayacaktır. Özellikle kendi ana dilleri olan Boşnakça, Arnavutça yahut farklı yerel dillerin kullanımı göçmenler arasında oldukça azalmıştır. Yıllar boyunca bu dillerin kullanımı veya bu dillerde eğitim alınması yönünde bir talepleri de olmayan Balkan göçmenlerinin son yıllarda söz konusu dilleri öğrenebilme adına bazı talepleri oluşmaya başlamıştır. Çevrimiçi eğitimin yaygınlaştığı günümüz koşullarında bu dillerin seçmeli ders olarak verilmesinin de önü açılmıştır. Bu bağlamda Millî Eğitim Bakanlığı’nın bu yönde adımlar atması, şüphesiz Balkan göçmenleri açısından olumlu karşılanacaktır. Balkan göçmenleri her ne kadar Türkleşmiş olsalar da aynı etnik kimliğe mensup oldukları kişilerle aralarındaki bağı korumak ve hem Türk toplumuna hem de Balkanlar’daki soydaşlarına faydalı olmak adına çeşitli dernek, vakıf ve federasyonlar kurmuşlardır. Balkanlar’la ilgili sivil örgütlenmelerin 1940’lı yılların ikinci yarısından itibaren yapılanmaya başladığı, 2008 yılına gelindiğinde Türkiye’nin 40’a yakın ilinde 2.200’ün üzerinde derneğin faaliyet gösterdiği bilinmektedir. Bu derneklerin bir araya gelerek farklı şehirlerde kurdukları 12 de federasyon bulunmaktadır. Bunlara ilaveten İstanbul, Bursa ve İzmir gibi büyük şehirlerde Balkan kökenli iş adamları tarafından kurulan “Rumeli İşadamları”, “Balkan İşadamları” adlarını taşıyan dernekler de vardır. Türkiye’deki Balkan göçmenlerinin kurduğu herhangi bir siyasi parti yoktur ancak mevcut partilerde ve kurulan hükûmetlerde önemli pozisyonlarda yer alan Balkan kökenlilerin sayısı hiç de az değildir. Örneğin Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanı seçilen Mustafa Şentop Balkan göçmeni bir aileden gelmektedir. Kısa zaman önce cumhurbaşkanı başdanışmanı görevine getirilen Sabri Demiri de Yugoslavya göçmenidir. Bu örnekler dışında 2000’li yılların başından itibaren Türkiye’de Arnavut milliyetçiliği yapan grupların faaliyetlerini arttırdıkları ve “Türkiyelilik” söylemini destekledikleri yönünde de bazı iddialar vardır. Söz konusu iddialara karşın Balkan göçmenlerinin genel itibarıyla Türk Devleti’ne karşı yurttaşlık görevlerini tam ve eksiksiz yerine getirme eğiliminde olan, devletine ve milletine karşı “sorun yaratan” değil “sorumluluk” bilinci içinde hareket eden bir topluluk olduğu kabul edilmektedir. Vatanseverlik duygularının son derece yüksek, millî ve dinî hassasiyetlerinin makro düzeyde olduğu gözlemlenen Balkan göçmenleri, ülke meselelerine duyarlılık göstermekte, kendilerini Türkiye’de sığıntı olarak değil, ülkenin asli unsurları olarak görmektedirler. Türkiye nüfusu içerisinde göz ardı edilemeyecek bir orana, siyaset ve iş hayatında etkili pozisyonlara sahip olan Balkan göçmenleri, gelmiş oldukları ülkelerin Türkiye’deki hedeflerini gerçekleştirmeye değil, Türkiye’nin Balkanlar’daki çıkarlarına katkı sağlamaya çalışmaktadırlar. Buraya kadar ele alınan mevzular ışığında, Türkiye’de yaşayan Balkan kökenlilerin varlığının “Türkiye’de bir Balkan diasporasından bahsedilebilir mi?” sorusunu da akıllara getirdiği muhakkaktır. Öncelikle, farklı dönemlerde Türkiye’ye gelmiş Balkan kökenli göçmenlerin -hangi etnik unsura ait olduklarına bakılmaksızın- etnik kimliklerini bir tarafa bırakıp Türk üst kimliğini kabul etmiş olmaları sebebiyle Türkiye’de bir Balkan diasporasından bahsetmek oldukça güçtür. Öte yandan Türk üst kimliğini kabul etmiş olmalarına rağmen Arnavut, Boşnak gibi alt etnik kimliklerin merkezini oluşturduğu sivil toplum kuruluşlarının mevcudiyeti, Türkiye’de bir Balkan diasporası bulunduğu tezini de desteklemektedir. Ayrıca yine söz konusu alt etnik kimlik ve değerlere yönelik bir saldırı olduğunda, toplumda oluşan tepkilerden yola çıkarak da Türkiye’de bir diasporanın mevcut olduğunu söylemek mümkündür. Sonuç olarak; bu kişiler göç ettikten sonra Balkanlar’da kurulan millî devletlerinin hedefleri doğrultusunda Türkiye siyasetini etkilemeye çalışmaktan ziyade, genellikle Türkiye’nin Balkanlar’daki hedeflerine hizmet ettiklerinden, Türkiye’de bir Balkan diasporasından bahsetmek yerine, ülke içerisinde Balkan kökenli bir Türk diasporasından bahsetmek daha doğru olacaktır.
Bulgaristan Yugoslavya Yunanistan Romanya Diğerleri Toplam Yüzde 1923-1949 220.085 117.212 394.753 121.339 10.109 863.498 52,2 1950-1959 154.473 138.585 14.787 5 4.222 312.072 18,9 1960-1969 2.582 42.512 2.081 259 1.047 48.481 2,9 1970-1979 113.562 2.940 ------ 147 139 116.788 7,1 1980-1989 225.892 2.550 4 686 4.457 233.589 14,1 1990-1999 74.564 2.159 ------ 126 773 77.622 4,7 2000-2007 138 1.548 ------ 2 49 1.737 0,1 Toplam 791.296 307.506 411.625 122.564 20.796 1.653.787 100 Yüzde 47,8 18,6 24,9 7,4 1,3 100 Kaynak: Ahmet İçduygu et. al., Türkiye’nin Uluslararası Göç Politikaları, 1923-2023: Ulus-Devlet Oluşumundan Ulus-Ötesi Dönüşümlere, İstanbul, Koç Üniversitesi Araştırmaları Merkezi, MiReKoc Araştırma Raporları 1/2014, s. 140-141.
Sonnotlar
Kemal H. Karpat, Balkanlar’da Osmanlı Mirası ve Milliyetçilik, çev. Recep Boztemur, İstanbul: Timaş Yayınları, 2012, s. 248.
Justin McCarthy, Ölüm ve Sürgün Osmanlı Müslümanlarının Etnik Kıyımı: 1821 -1922, çev. Fatma Sarıkaya, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2014, s. 106-107.
Hüsamettin İnanç ve Betül Yazıcı, “Bulgaristan’dan Türkiye’ye Göçler, Bulgaristan Diasporası ve Uluslaşma”, Balkan ve Yakın Doğu Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 4, Sayı 4, Yıl 2018, s. 78, 86-87.
Kader Özlem, “Balkan Göçmenleri ve Türkiye’deki Siyasi Seçimler”, 14 Nisan 2011, https://www.21yyte.org/tr/merkezler/bolgesel-arastirma-merkezleri/balkanlar-ve-kibris-arastirmalari-merkezi/balkan-gocmenleri-ve-turkiyedeki-siyasi-secimler#_ftn5 (24.09.2020).
Saša Mrduljaš, “Broj Bošnjaka iz Bosne i Hercegovıne u Turskoj”, Mostariensia: časopis za društvene i humanističke znanosti, Vol. 22 No. 2, 2018, s. 157-160.
INSTAT, “Diaspora e Shqipërisë në Shifra”, http://www.instat.gov.al/media/6547/diaspora-2019.pdf (02.09.2020), s. 10.
Özcan Pehlivanoğlu, “Rumeli-Balkan-Trakya Sivil Toplum Örgütleri”, 25 Nisan 2008, https://tasam.org/tr-TR/Icerik/3750/rumeli_-_balkan_-_trakya_sivil_toplum_orgutleri (20.09.2020).
Özlem, “Balkan Göçmenleri...”.