Şu Olimpiyatlar
Türkiye’nin 2020 yılında İstanbul’da yapılması için başvurduğu olimpiyatların 30’uncusu Londra’da Kraliçe Elizabeth tarafından resmen başlatıldı.
TRT’den canlı yayınla takip ettiğim ve açılış seremonisini ilgiyle izlediğim 2012 Londra Olimpiyatları’nda İngiliz siyasi ve kültürel hayatı gözler önüne serildi. Sanayi devriminden dijital çağa geçişe damgasını vuran görsellik dört saat süreyle ekranlarda boy gösterdi. Bu olimpiyatlar acaba İstanbul’da düzenlenseydi, bizim yönetmenler neleri ön plana çıkarırlardı? Onların sembolik kraliçeleri var ama bizim İngiltere’den daha eski bir tarihimiz olan Osmanlılar’dan sembolik de olsa bir padişahımız yok. Olursa da önce içimizdekiler karşı çıkardı! Sömürgeciliği tescillenmiş İngilizlerin 3’üncü defa organize ettiği olimpiyatlar gerçekten Başbakan Erdoğan’ın dediği gibi neden bir Müslüman ülkesinde yapılmaz? Bizim ülkemizde bu tür açılışların ancak geyikleri yapılır. Yani Erdoğan’ın ‘Neden? ‘ sorusuna akıl yorulmaz. Neymiş efendim biz de bu açılışı yapmak için yönetmenlerimiz arabesk hayaller kurarmış. Bunların geyiğini yapacağımıza adil olmayan bu yaklaşımı tartıştırmak gerekmez mi? Avrupa Birliği’ne sokmayan Avrupa’nın, Suriye’nin açık tehditlerine kulak asmayan Birleşmiş Milletler’in söz konusu Türkiye olunca takındığı tavrı hala görmezden mi geleceğiz? Elin adamı bir açılışa 27 milyon sterlin harcıyorsa herhalde babasının hayrına değil. Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez misali. Kendi kültürlerini empoze etmeleri, sömürgeci olduklarını unutturmaları cabası..
İŞİN EKONOMİK BOYUTU
Beş kıtadan 205 ülke ve 10 binden fazla sporcu, milyonlarca seyirci. İşin ekonomik boyutunu tahmin edebiliyorsunuzdur umarım. Türkiye Başbakanı’na beş dakika da olsa kapı krizi yaşatan terbiyesiz İngiliz’in öfkelendirdiği Tayyip Erdoğan, ‘ Halkının büyük bir çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede bugüne kadar bir olimpiyat düzenlenmedi. Sorarlar insana niçin? Ne eksik de yapmıyorsunuz? İstanbul, Asya ve Avrupa kıtasını bir arada buluşturan ve medeniyetlerin kesiştiği, buluştuğu bir şehir. Ekonomik olarak Avrupa ülkelerinin hepsi dökülüyor. Onların döküldüğü bir dönemde Türkiye şu anda çok daha farklı bir yerde.’ şeklinde konuşmuş. Londra’nın 3, Madrid’in 2 ve Tokyo’nun 2’şer kez yaptığı bu olimpiyatların bir Müslüman ülkeye verilmesi, Türkiye’ye verilmesi şarttır. Çifte standart uygulayan bu zihniyetin karşısında şimdiden ülkelerin, medyanın hesap sorması gerekir. Hele sosyal paylaşımın kullanıldığı günümüzde bu kampanya hem daha çabuk yaygınlaşır hem de daha etkili bir hal alır. İster İstanbul, ister İzmir olsun gelecek tarihte yapılacak her türlü organizasyonlara artık topyekün bu duruş göstermeliyiz.
2023’e giderken 2020 Olimpiyatları ve EXPO ile Türkiye damgasını vuracaktır. Bu tür organizasyonlara hazırlanırken şehirlerimiz hem yeni tesisler kazanacak hem de bu tesislerin üzerinden ülke insanına refah gelecektir. Olimpiyatı da, EXPO’yu da bize versinler hem açılışın alasını hem de organizasyonun imparatorunu yaparız.