Ülkemizin menfaati için dayak yemeye razıyız
İzmir’de özel sağlık hizmetleri dendiğinde akla gelen kuruluşlardan bir tanesi de Gazi Hastanesi. Sağlık sektöründe 16 dalda hizmet veren hastanenin yönetim Kurulu Başkanı Operatör Doktor Selim Amato’yla Balkan Günlüğü okurları için söyleştik.
Türkiye ve sağlık sektöründeki durum hangi noktada?
Türkiye ve İzmir’de sağlık sektörü her geçen gün daha iyiye gitmektedir. Pek çok olumsuz düşüncelerin yanında benim düşüncelerim son derece olumlu. Sağlık Bakanlığı, sağlıkla ilgilenen akil adamlar ve Ekonomi Bakanlığı, Türkiye’de sağlığın gelişmesi için son derece önemli ve devrimci ya da değişime açık büyük kararlar aldılar. Son 10 yıl içinde sağlıkla ilgili çok büyük değişiklikler oldu.
Örneklerini verebilir misiniz?
Birincisi, vatandaşın doktora ulaşılabilirliği kolaylaştı. Pek çok vatandaş özel hastanelere adımını atamaz iken, şimdi daha rahat ve küçük ekonomisiyle birlikte ulaşabilir hale geldi. Sağlığın kalitesi düşmeden, bilakis sağlığın kalitesi artarak ucuzladı. Örneğin, eskiden 10 liraya satabildiğiniz hizmeti, şimdi beş liraya satabiliyorsunuz, ama kalitesi daha düşük değil, daha kaliteli. Eskiden on liraya satın alamadığı bir hizmeti, vatandaş şu anda beş liraya daha iyi bir şekilde alabiliyor. Sağlık, kalitesi arttı, fiyatı ucuzladı. Bu beraberinde şunu getirdi. Sadece Türk insanının üst düzey sağlığa daha kolay ulaşabilir değil, Türkiye’de yabancıların bakımı da gündeme geldi. Türkiye’de Turgut Özal’dan önce turist bilmezdik. Tek tük hippiler gelirdi. Çünkü Türkiye’de ne doğru dürüst otel, ne de doğru dürüst tuvalet vardı. Dolayısıyla oteli ve tuvaleti olmayan bir yere turist nasıl gelir. Türkiye’ye turist olarak o dönemde ya karavanla ya da maceracılar gelirdi. Sonrasında Türkiye’de en güzel oteller açılmaya başladı. En güzel beş yıldızlı otelleri sahillerde açıldı ve Antalya marka haline geldi. Bu markalar sonucunda biz turizm de ön planda bir ülke olduk. Turizm konusunda bilgi ve birikim ve deneyimimiz oldu.
SAĞLIK TURİZMİ GELİŞİYOR
Peki bunun sağlık sektörüne yansımaları?
Bu günlerde sağlıkta olan şey, gelecekteki sağlık turizmine yol açabilecek alt yapılar oluşuyor. Şuna dikkat çekmek isterim. Dünyada 100 milyar dolar civarında bir sağlık turizmi oluştuğu söyleniyor. Bu rakam bence 100 milyarın üzerinde. Önümüzdeki 5–10 yıl içerisinde 100 miyar dolardan, 200, 300, hatta 500 milyar dolara kadar yolu var. Sebebine gelince, ulaşım kolaylaştı ve ucuzladı. Ama Avrupa ülkelerinde sağlık hala çok pahalıya satılıyor. Amerika Bileşik Devletlerinde de sağlık hala çok pahalıya satılıyor. Dolayısıyla insanlar çok ucuza rahatlıkla seyahat edebilecekler. Seyahat ettikleri zaman gidiş geliş paraları ve artı tedavi masrafları yine paralarının dörtte üçü cebinde kalacak. Ayrıca Türkiye’ye yurtdışından daha fazla sağlık için turist gelmesi için Ekonomi Bakanlığı öyle güzel teşvikler verdi ki, Ekonomi Bakanlığı’nın vermiş olduğu bu teşvikler, sektörü önümüzdeki günlerde daha da canlandıracaktır. Türkiye’yi sağlık anlamında bir cennet haline geleceğine inanıyoruz.
Teşviklerden bahseder misiniz?
Yurtdışından bizim sağlık için getireceğimiz hastayı, burada tedavi edeceğimiz ve hizmet satacağımız hastaya, gidiş geliş parasından tutun da o hastayı elde edebilmek için tanıtım ve Google reklâmımıza kadar bize teşvikler sunuyor. Bunlar çok ciddi teşviklerdir. Türkiye’de eskiden olmayan şeylerdir. Daha hasat alınmadı ve şu anda ekiliyor. Bu ekimler Türkiye’ye mutlaka netice verecektir. Biz Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) Çok düşük rakamlara çalışıyoruz. Bu düşük rakamlar ise, bizim ancak varlığımızı idame ettiriyor. Dolayısıyla Soysak Güvenlik Kurumuna fazla yük olmuyoruz. Ucuza hasta bakabiliyoruz. Ama bizim gibi müesseselerin gelişebilmesi için katma değerin biraz daha yüksek olan sağlık turizmine yönelmemiz Türkiye’nin yararına olduğu gibi, Türkiye’ye döviz girdisi sağlayacaktır. Türkiye’ye döviz girdisi sağlaması demek, ister makine sanayi ihraç edin. Ya da turist alın sağlık satın. Sonuç olarak bunların hepsi döviz getiriyor. Türkiye’de sağlık politikaları bizi sağlığımızı Avrupa, Arap ve Ortadoğu ülkelerine satabilecek fiyata ve kaliteye gelmiştir. Bu yüzden daha farklı projelere bakalım.
Bu konuda öneriniz neler?
Bundan böyle sağlık serbest bölgeleri kurma gündeme gelmiştir. Sağlık Serbest Bölgelerinde bütün dünyaya açılan dünyanın en iyi hekimlerinin ve en iyi organizasyonunun toplandığı ve en iyi cihazların yapılabileceği Sağlık Serbest Bölgeleri gündeme gelmiştir. Bu sağlık serbest bölgesini İzmir’de olmasını arzu ediyoruz. Ama fark etmez Türkiye hepimizin başka bir şehirde olması da kabulümüzdür. Ama bir İzmirli olarak Sağlık Serbest Bölgesi’nin İzmir’de kurulmasını arzu ederim.
KONSENSÜS SAĞLANAMIYOR
Böyle bir bölgenin İzmir’de olması halinde uygun bölge neresi?
Benim şahsi görüşüm Menderes bunun için en uygun bölgedir. Ama Menderes birçok sebepten dolayı konsensüs sağlanamıyor. Aslında İzmir’in her tarafı uygun ve İzmir’in biraz dışarısındaki her hangi 5–6 bin dönümlük alan buna uygun olur. Elbette planlayıcılar, politikacılar doğru yeri değerlendireceklerdir. Şahsen Sağlık Serbest Bölgesinin kurulmasını çok arzu ediyorum. Türkiye’nin menfaatine olacak olan ve yabancı yatırımcıyı çekeceğini düşünüyorum. Aynı zamanda da Türkiye’deki sağlık serbest bölgesinin uzun vadede 25 hatta 50 yıl sonrasına çok büyük katkılar sağlayacağını düşünüyorum. Ancak mutlaka ve mutlaka kendi içinde hava alanı olan bir sağlık serbest bölgesi olması halinde insanlar havaalanından buralara kolaylıkla ulaşabilsinler. Örneğin Van’da deprem oldu, ne yapıyorsunuz, önce alıyor ambulansa bindiriyor, sonra havaalanına, ardından bir başka havaalanına götürüyor. Oradan da ambulansa bindirip en yakın en uygun hastaneye götürüyorsunuz. Hâlbuki Sağlık Serbest Bölgesi olsa havaalanından direkt Sağlık Serbest Havaalanı’na orada profesyonel bir şekilde en kısa zamanda hayat kurtarırsınız. Dolayısıyla böyle büyük yatırımların kendi havaalanında olması lazım.
Yurtdışında bunun örneği nerede bulunuyor?
Ortadoğu’da sadece bildiğim kadarıyla Dubai’de bir Sağlık Serbest Bölgesi var. Bu ayın sonunda Dubai’ye giderek nasıl yaptılar diye inceleme yapacağım. İnşallah Ortadoğu’da ikinci Sağlık Serbest Bölgesi’ni biz kurarız diye düşünüyorum.
Türkiye bu konuda gecikmiş değil mi?
Bence Türkiye bu konuda gecikmiştir. Türkiye bunu 5–10 yıl önce de yapabilirdi. Aslında bu işe birçok ülke göz dikmiş durumda. Amerika’nın etrafında Latin Amerika Ülkeleri pahalı olan Amerikalı hastalarını daha ucuz daha hızlı bir şekilde çözmek için kuruluşlar kurmuşlar. Türkiye Ortadoğu’da uygun bir yerdedir. Biz estetik, kalp cerrahisi, ortopedi, yaşlı hasta bakımı, psikiyatri ve birçok alanda Avrupa’ya sağlık satabilecek gelişmişlikle bir ülkeyiz. Şu anda iyi bir noktadayız ülke olarak bunun farkındayız Türkiye’nin geleceğine çok olumlu bakıyorum diyebilirim.
Sıkıntılarınız neler?
Özel hastaneler olarak kadro, istihdam, sağlıklı dönüşüm politikalarına ayak uydurmak gibi. Son 10 yıldır sürekli koşturuyoruz, yoruluyor ve sürekli dayak yiyoruz. Bunlar sistem değişikliği ve bu sisteme ayak uydurmada yediğimiz dayaklar. Bütün sağlık sistemi olarak SGK’dan, Sağlık Bakanlığı’ndan dayak yiyoruz. Ama kişisel değil de, babanın çocuğuna, ya da annenin çocuğuna vurduğu gibi bir dayak gibi. Ülkemizin menfaati olduktan sonra biz dayak yemeye razıyız.
Dayağın sonunda ödül olacak mıdır?
Uzun vadede ayakta kalanlar ödül alacağı kanaatindeyim.
Gazi Hastanesi kurulduğundan beri değişen neler oldu?
12 yıl önce Gazi Hastanesi eski sistem olarak kurulmuştu. 12 yıldan bu yana tüm sistem değişti.10 yıldan beri değişimlere ayak uyduruyoruz. 10 yıl önce tedavi için hasta ararken, şimdi hasta bol ve paranın çoğunu devlet veriyor. Dolayısıyla ulaşılabilirlik arttığı için biz az kazanıyoruz ama daha çok hasta bakıyoruz.
Yeni bir projeniz var mıdır?
Yan tarafımızda almış olduğumuz bir arsamız var. Hastanemiz yetmiyor ve büyütüyoruz. Konak Belediye Meclisinden bu karar geçti. İki tarafı da birleştireceğiz ve yepyeni bir hastane daha açacağız. Böylece Gazi Hastanesi iki kat daha büyüyecek. Yurtdışından gelecek hastalara yönelik çok lüks ve beş yıldızlı hastane haline getirerek yurtdışına açılmayı düşünüyoruz. Bürokrasi bittiği zaman hayata geçecek.
Mesajınız neler?
Ankara’nın sağlık konusunda ve verdiği teşviklerle doğru yolda olduğunu düşünüyorum. Ama geçiş döneminde bize kadro vermiyorlar. Bizim büyüyebilmemiz için bize kadro lazım. Örneğin kadro olmadığı için bünyemizde göğüs mütehassısı çalıştıramıyorum. Onkoloji merkezi açamıyorum. Organ nakli yapamıyorum. Bu bizim gelişmemiz için bir sıkıntıdır diye düşünüyorum.