Uygulamada Gümrük Vergi İhtilafları

29 Mart 2024 - 10:42

Uygulamada Gümrük Vergi İhtilafları

Uygulamada Gümrük Vergi İhtilafları
Son Güncelleme :

04 Ocak 2016 - 8:43

287 okuma
(Last Updated On: 04/01/2016)

Gümrük vergisi ihtilafları, özellikleri, çözüm yolları ve sonuçları bakımından diğer vergi veya mali uyuşmazlıklarından farklılık göstermektedir. Gümrük vergilerinin yapısından kaynaklanan teknik farklılıkların yanı sıra, bazı sistematik düzenlemelerin yapılmamış olduğunu da belirtmek gerekmektedir.

Öncelikle şu hususu belirtelim ki,  gümrük vergileri eşya üzerinden alınan bir nevi tahakkuk ve tahsilatı aynı anda gerçekleşen bir vergi türüdür. Dolayısıyla vergilerin hesaplanmasında çıkacak ihtilaflar, dahilde alınan vergiler gibi muhasebe kayıtları esas alınarak yapılan incelemeler değil, eşyanın nitelik ve kıymeti gibi unsurlar üzerinde durulmaktadır. 4458 sayılı Gümrük Kanununda vergi ve cezaya ilişkin uyuşmazlıklar ayrı ayrı düzenlenmiştir. Bunun temel felsefesi ise, cezanın vergiye bağlı olmasından kaynaklanmaktadır. Ceza kararının verilebilmesi için öncelikle vergi tahakkukunun kesinleşmesi, yani verginin ödenebilir hale gelmesi gerekmektedir. Öte yandan 3065 sayılı KDVK’nun 48 ve 51. maddeleri uyarınca, ithalatta alınan KDV tahakkuk, tahsil ve cezasına ilişkin işlemler Gümrük Kanunu hükümlerine göre yapılabilmektedir. İdari ve mahkeme safhalarında çözüm yolları bulunan gümrük vergisi uyuşmazlıklarında, Gümrük Kanunundaki düzenlemeye göre, öncelikle idari itiraz sürecinin denenmesi ve bu sonuçlara göre ilgili yerlere müracaat edilmesi gerekmektedir. Gümrük vergileri ile ilgili ihtilafların idari yolarda çözümü konusuna gelince: Gümrük idareleri ile mükellefler arasında doğması muhtemel uyuşmazlıklar ilk planda gümrük müsteşarlığının idari makamlarında belirli usullerle halledilmeye çalışılmaktadır. Bu aşamada yapılan teşebbüslerden netice alınmadığı takdirde mükellefler idari makamlara başvurarak haklarını takip edebileceklerdir. Buna göre; Gümrük vergilerinde; ihtilafa yönelik olarak, verginin matrahına yönelik,  tarife yönelik ve diğer (uluslararası  anlaşmaların hatalı uygulanması veya hiç uygulanmaması, eşyanın menşeinin belirlenmesinde hata yapılması gibi) sebeplerle itirazda bulunulabilecektir.

4458 SAYILI GÜMRÜK KANUNU

4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 242 ve devamı maddelerinde öngörülen idari itiraz yolları tüketilmeden sorumluların (15) günlük süre içinde yerel vergi mahkemesinde dava açmaları merci tecavüzü sayılarak ve muhtemelen dava dilekçesi yetkili Gümrük İdaresine havale edilecektir. Bu itibarla 2577 sayılı İYUK’un 14/3-b ve 15/1-e maddelerinde yer alan hükümler bu konuda bize yardımcı olabilecektir. Sonuç olarak; gümrük vergisi ihtilaflarında, yapılacak itirazın önce Gümrük İdari Mercileri içinde belirli bir süreçten geçmesi ve bu sürecin sonunda itirazın reddi halinde 30 günlük süre içinde vergi mahkemesi nezdinde dava açılması gerekecektir. Olası itirazlar üzerine, 4458 sayılı Gümrük Kanunu ile buna dayanılarak çıkarılan 20.01.2000 tarihli Gümrük Yönetmeliğine göre yapılmaktadır. Başvurulacak idari merciler ise Gümrük Müdürlükleri, Gümrük Başmüdürlükleri ve Gümrük Müsteşarlığı olarak hiyerarşik bir şekilde sıralanmaktadır(1). Gümrük vergileri hakkında idare ile mükellefler arasından ihtilaflar çeşitli şekillerde ortaya çıkabilmektedir:

Gümrük vergilerindeki hakkındaki ihtilaflar uygulamada iki şekilde veya iki ayrı zamanda ortaya çıkabilmektedir. Bunlardan birincisi; gümrüğe tabi eşyanın henüz gümrük içerisinde ya da gümrüğün denetiminde bulunduğu sırada ortaya çıkmasıdır. Diğer ise gümrüğe tabi eşyanın gümrük işlemleri tamamlandıktan sonra eşya serbest bırakıldıktan, diğer bir ifade ile “millileştikten” sonra ortaya çıkabilecektir. Gümrük vergisine tabi eşyanın daha gümrük kontrolünde iken ortaya çıkan uyuşmazlık: Türkiye Gümrük Bölgesine getirilen her eşya, yetkili gümrük idaresine gümrük gözetimine tabidir. Söz konusu eşya, gümrük vergileri alınmak ve ticaret politikası önlemleri uygulamak suretiyle ithal edilinceye veya gümrük bölgesinden çıkıncaya veya imha veya gümrüğe terk edilinceye kadar gümrüğün denetiminde sayılmaktadır. Yükümlü, ithal edeceği eşyayı serbest dolaşım beyannamesi ile gümrük idaresine beyan etmektedir.  Beyan edilen eşyaya bağlı olarak eksik bilgilerin olup olmadığı, vergi oranı, vergi hesaplanması, hangi belgelerin ekleneceği gibi hususları, beyanın hemen tamamına yakının bilgisayar ortamında yapıldığı gümrük idarelerinde, bilgisayar programı tarafından (BİLGE sistemi) kontrol edilmektedir(2). Bu safhadan itibaren program tarafından beyanname yeşil, sarı, mavi veya kırmızı olmak üzere 4 farklı hatta yönlendirilmektedir. Yeşil hatta yönlendirilmesi halinde beyanın ve eşyanın muayenesi yapılmamakta, yükümlü banka veya saymanlığa vergiyi ödedikten sonra eşyasını teslim almaktadır. Sarı hatta yönlendirilmesi halinde beyanname gümrük muayene memurları tarafından incelenmekte, beyan ve eki bölgeler üzerinden farklılık olmaması halinde eşyanın vergileri tahsil edildikten sonra eşya teslim edilmektedir. Kırmızı hatta yönlendirilen beyanname kapsamı eşyanın fiziki muayenesi yapılmakta, beyanname ve ekleri incelendikten sonra vergilerin tahsilinin ardından eşya teslim edilmektedir.

Mavi hatta ise sadece belirli nitelikte kişiler yararlanabilmekte, bu hatta giden eşya yeşil hatta olduğu gibi denetlenmeden vergiler yatırıldıktan sonra teslim edilmektedir. Ancak bu durumda, eşyanın kontrolü, yükümlü tarafından bilinmeyen bir zamanda, eşyanın kullanıldığı yerde yapılmaktadır.

Bu bilgilerden sonra, beyannamenin kırmızı hatta yönlendirildiği durum dışındaki tüm hallerde yükümlünün beyan etmiş olduğu gümrük vergileri tahsil edilmekte, gümrük memuru tarafından tahakkuk işlemi yapılmamaktadır. Sadece kırmızı hatta veya istisnai olarak sarı hatta farklılık olması halinde muayene memuru tarafından tahakkuk yapılmaktadır. Muayene memuru tarafından yapılan tahakkuk işlemi, mükellefe tebliğ tarihinden itibaren “10 gün içerisinde” itiraz edilmemesi durumunda kesinleşmekte ve ödenmesi gerekecektir(3). Buraya kadar yapılan açıklamalardan sonra, bütün bu işlemler yapılırken eşyanın gümrükte bulunması gerektiği hususudur. Zira vergi ve resimleri gümrük tarafından tahsil olunmadan eşyanın mükellefine teslimi mümkün bulunmamaktadır(4). Bunun sebebi, yükümlü eşyayı teslim almak, dolayısıyla fiili ithali gerçekleştirmek istediğinde vergileri ödemek zorundadır.  Dolayısıyla, vergilerin ödendiği tarih ile ödeme vadesi çakışmış olmaktadır. Bu durumda vergi ve resimlerin ödenmesi açısından herhangi bir sorun söz konusu değildir. Ancak Gümrük Kanunu’nun 202 ve 203. maddelerine göre, yükümlünün talep etmesi durumunda, beyana göre tahsilatın yapılması ve uyuşmazlığa konu olan vergilerin yine Gümrük Kanunun 202 ve 203. maddelerine göre teminata bağlanması suretiyle eşyanın teslimine olanak bulunmaktadır. Bu aşamada, uyuşmazlığın dava konusu edilmesi durumunda, vergi ve resimlerin uyuşmazlığa konu olan kısmının tahsili, davanın sonuçlanmasına bağlı olacaktır.  Teminatın nakitten başka bir şekilde teminata bağlanması durumunda Gümrük Kanunun 207. maddesi gereğince, teminatın verildiği tarihten başlamak üzere, 6183 sayılı AATUHK’nun hükümlerine göre belirlenen gecikme zammı oranında faiz tahsil edilir. Yine 193. maddeye göre, gümrük yükümlülüğünün doğmasından sonra, yükümlü tarafından, gümrük vergileri için ihtilaf yaratılarak, idari yargı mercilerine başvurulması ve yargı kararlarının kısmen veya tamamen idare lehine kesinleşmesi durumunda, itiraz edilerek ihtilaf yaratılan tarih ile amme alacağının kesinleştiği tarih arasındaki süre için kesinleşen kısma 21.07.1953 tarih ve 6183 sayılı AATUHK’nun hükümlerine göre belirlenen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanmaktadır. Gümrük Kanunu’nda yapılan bu tür düzenlemelerle, teminatın nakitten başka teminat mektubu ile karşılanması ve davaların çok uzun sürmesinden kaynaklanan Hazine’nin kayıpları ortadan kaldırılmıştır.

  • Selahattin TUNCER, Gümrükler ve Gümrük Vergileri (Teori-Uygulama), Yaklaşım Yayınları, Ankara 2001, s.285,286-291
  • Nevzat SAYGILIOĞLU , “Gümrük Uyuşmazlıklarının İdari Aşamada Çözümü”, Yaklaşım, Sayı: 127, Temmuz 2003, s.33-36
  • Gümrük Kanunu md. 198
  • Gümrük Kanunu md. 69

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.