4125895
Başka bir ülkeye taşınan insanlar, eski kültürlerini yanlarında taşırlar. Hatta bazen kültürlerini yaşama biçimleri, kendi ülkelerindekinden daha yoğun ve tutkulu olabilir. Ülkemizde bunun en güzel örneklerinden biri Balkan göçmenleridir. Kendi kültürlerini benimseyip Türkiye’de nesilden nesile büyük bir özenle aktarmışlardır. Balkan coğrafyasına yaptığım ziyaretler sırasında, Türkiye’deki kadar güçlü bir kültürel bağlılık hissetmemiştim. İşte o an anladım ki, insanlar uzaktayken kültürlerine daha tutucu ve sahiplenici bir yaklaşım sergiliyorlar. Türkiye’deki Balkan göçmenleri de tıpkı Almanya’daki Türkler gibi, kültürlerini derinlemesine yaşıyorlar. Ben de anne ve baba tarafından Balkan göçmeni bir ailede büyümüş biri olarak, tüm bu kültürü bizzat deneyimlediğimi söyleyebilirim.
Peki, bu durum nereden kaynaklanıyor?
Bana kalırsa bu, bir tür “kaybolmama” ve “ait olma” çabasıdır. Sosyoloji literatüründe, diaspora topluluklarının anavatanla bağlarını korumak için kültürel pratikleri bilinçli olarak yaşattıkları belirtilmektedir. Kendi aile deneyimim ve gözlemlerim de bu teorileri desteklemektedir. Nitekim Stuart Hall’un da dediği gibi, diaspora toplulukları bazen uzaklarda anavatanlarını idealize ederek o kültüre daha sıkı bağlanırlar. Bu geçmişi ve özünü kaybetmeme duygusu, farklı ülkelerde yaşayan pek çok insanda görülen evrensel bir olgudur.
Sonuç olarak, ülkemiz yıllarca farklı kültür çeşitlilikleriyle iç içe yaşamıştır. Osmanlı’dan bu yana Balkan göçmenleri, adetlerini benimseyerek kültürümüze zenginlik katmıştır. Birlikte yaşadığımız bu geçmiş, güzel bir harmanlamayı ortaya çıkarmıştır.
Asrın Zeynep Sait
Beyaz Yakanın Kader Günü: Yapay Zeka Kapıyı Çalınca Kimler İşsiz Kalacak?
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.