Yanmaz ormanlar yapabilir misiniz?

  Rifat Sait   Trajikomik gerçek bir hikâye ile başlamak istiyorum. Geçmiş yıllarda Yunanistan’da yanıp kül olmuş bir ormanın içinde bir ceset bulurlar.  Ceset yanmıştır. Ölen adamı araştırırlar. Sonuç şaşırtıcı ve ilginçtir. Zira ceset  yangınla ilgisi olmayan bir dalgıca aittir. Bu şansız adam Ege’nin serinliklerinde suyun altında yüzerken, yangın söndürme uçağı bu kişiyi alıp orman yangının tam ortasına atmıştır.   Son günlerde yanan ormanları görünce bu olay aklıma geldi. Sizlerle paylaşmak istedim.   İki yıl kadar önce yine orman yangınları sonrasında Ankara’da Orman ile ilgili yetkili bir bürokratı ziyarete gittik. Malum her yaz döneminde yangınları yaşıyoruz. Kendisine bu orman yangınlarını nasıl önleriz diye sorduğumda bize çok farklı bir cevap vermişti: “ Biliyor musunuz Ormanlar kendilerini yeniler”  Nasıl yani orman kendini yakar mı? Diye sordum: “Yangın veya başka bir sebeple yenilenirler” dedi. Bunu söyleyen bir orman mühendisiydi.   Belki geçmiş yangınlar bir derece doğal şekilde olmuş olabilir ama bu defa üst üste 80’in üzerinde orman yangını doğal olamaz. Kaldı ki; Sayın Cumhurbaşkanımız da bir konuşmasında: “ Ciğerimizi yakanların ciğerini yakacağız” diyerek, olayın sabotaj olduğunun mesajını vermişti.   Peki, ama bu orman yangınları sabotaj ise faali kim? Bize düşman çok. Ama bu öyle bir düşman ki insana, insanlığa, geleceğe topyekûn saldırıyor. İlk akla PKK geliyor. Evet olabilir. Geçmişte de bu terör örgütü orman yangınları çıkarttı. Biraz kendi kendimize fikir jimnastiği yapalım. Bu orman yangınları sadece Türkiye’de değil. Aynı anda komşumuz Yunanistan’da da çok sayıda yangınlar çıktı. Hatta Makedonya ve Kosova’da da. İtalya’da da yangınlar var. Yunanistan’daki yangınlar hala kontrol altına alınamadı.   O zaman tüm bu orman ve çevre cinayetinin arkasında kimler var? Küreselciler olabilir mi? Dünya’ya ayar vermeye çalışan bu şizofrenler her şeyi yapabilirler. Evangelistler gibi içlerinden bazıları kıyametin de kopması dahi istiyor ve bunun için uğraşıyorlar. Son dönemde yaşadığımız Covid 19 pandemisi de doğal değildi zaten.  Başta Türkiye gibi kendilerince söz dinlemeyen bazı ülkelere ayar vermeye çalışıyorlar. Gelişmiş dijital elektro manyetik silahları ile uydu üzerinden bile gönderecekleri uzaktan kumanda ışınlarla ormanları tutuşturabilirler. Artık bu teknoloji ellerinde var.   Başlıkta sorduğumuz sorunun cevabı: “Hayır yanmaz ormanlar yapamayız”  Ama orman yangınlarını azaltabilir, daha çabuk kontrol altına alabiliriz. Mesela bazı Balkan ülkelerinde olan sisteme göre Ormanlar o yöre halkına ve köylülere aittir. Ormanın sahibi olan köylü veya vatandaş kendi arazisi olan ormanlık alanları korur ve bakar. Orası yansa bile oraya bina dikilemez ve tekrar ormanlaştırılır.   Mesela başta TUBİTAK olmak üzere ilgili tüm üniversitelerde bütçeler oluşturup ormanların korunması için sistem ve teknolojiler üretebilir ve bu konuda  araştırmalar yaptırır, hatta  inovasyon projeleri ürettirebilirsin. Ormanlara Isı duyarlı sensorlar, kamera takip sistemleri, uydu orman takip çalışmaları yaptırabilirsin. Mesela çok iyi olduğumuz İHA ve SİHA’ları orman yangınları için geliştirebilirsin. Mesela bu konuda bilgili ve liyakatli gençleri istihdam edebilirsin. Mesela yangın söndürme uçak ve helikopterleri artık sen üretebilirsin. Mesela yeni orman yasası çıkartıp, tedbir, yasak ve cezalarda değişiklikler yapabilirsin. Mesela okullarda çocuklara orman ve orman yangınları hakkında yeni müfredatlar verebilirsin. Mesela ormanı olan Belediyelere yeni görevler verebilir, bunu takip edebilir ve onlarla birlikte ormanların korunması için ortak çalışabilirsin. Mesela Orman arazilerine beton dikenlere ağır cezalar getirebilir ve bunu kesinlikle af kapsamı dışına sokabilirsin. Mesela yaz dönemlerinde ormanlara girişi artık sürekli yasaklayabilirsin. Mesela meteoroloji kurumu ile ortak çalışıp, aşırı sıcak zamanlarında ve yangını körükleyebilecek rüzgârlı havalarda teyakkuza geçebilir, bu zamanlarda ormanlar için kırmızı alarm verebilirsin. Mesela eskiden fahri av müfettişleri olurdu. Şimdi orman fahri müfettişleri ve orman gönüllüleri oluşturup, onları eğitebilir ve çeşitli teşviklerle onları hazırlayabilirsin. Meseleler ve meselalar  çok. Daha bir sürü çözüm fikri yazabiliriz. Her şeyden önce Samimi ve istekli olmalıyız. Geçmişten ders almalıyız. Liyakatli uzmanlarla çalışmalıyız. Aşağıdaki  tekerlemenin artık sadece sohbetlerde söylenmesi dileğiyle, Allah bu vatanı ve ormanlarımızı korusun inşallah. -Komşu, komşu! -Hu, hu!, -Oğlun geldi mi? –Geldi -Ne getirdi? -İnci, boncuk. -Kime, kime? -Sana, bana.     -Başka kime? -Kara kediye -Kara kedi nerede? -Ağaca çıktı -Ağaç nerede? -Balta kesti -Balta nerede? -Suya düştü. -Su nerede? -İnek içti. -İnek nerede? -Dağa kaçtı. -Dağ nerede? -Yandı, bitti kül oldu.
Benzer Videolar