Yeni Dünya Düzeni

Özellikle 11 Eylül’de ABD’de yaşanan uçaklarla gökdelenlerin yıkılması ve Pentagon’a saldırılması (!!! ) sonrası , dönemin ABD Başkanı Bush , herkese meydan okuyan ve Haçlı Orduları Komutanı edasıyla  Büyük Ortadoğu (ya da genişletilmiş Ortadoğu ) projesini uygulamaya koyulmuştu. İlk işi  kendi ülkesine  düşman olarak gördüğü ülkeleri hedefe koymak oldu.Irak ve Afganistan’la başladı , Suriye , İran ve Kuzey Kore’ye hazırlanmaktaydı. Yüksek teknolojiye sahip olan ordusunun , Irak ve Afganistan’da yaşadığı sıkıntıları görünce Vietnam tecrübesinden ders almak gerektiğini anladığını sanıyorum. Bu tavrıyla dünyada ABD’ye karşı  kin ve nefret tohumları ekerek kötü bir iz bıraktı.
           Haçlı  Ordusu Komutanlığına soyunan ve yaptıklarının din savaşları olduğunu ifade eden , Huntigton’un Medeniyetler çatışması tezine inanan ve bu nedenle İslam dünyasını kendine hedef edinerek  22 ülkenin sınırlarını  yeniden çizmeye soyunan Bush secimleri kaybederek , gaflarıyla , hatalarıyla ve  kötülükleriyle anılacak bir  başkan olarak görevine veda etti.
           ABD’nin stratejik çıkarları bizim gibi öyle Bakan veya Başbakan değişti diye  günden güne değişmez.Bunlar üzerinde uzun uzun düşünülmüş her ayrıntısı hesaplanmış her dönem devam etmekte olan planlardır. Peki değişen nedir o halde? Hedefe giderken yürünecek yol ve uygulanacak yöntemlerdir.
           Bush züccaciye dükkanına giren fil gibi her şeyi kırıp döküyordu. Yeni Başkan Obama ise anlayışlı , hoşgörülü , karşısındaki inançlara saygılı , özgürlüklerden yana , eğitimin önemine ve yenilikçiliğe inanıyor.Medeniyetler çatışmasını değil medeniyetler ittifakını savunuyor.(Naçizane benim de uzun zamandır yazıp söylediğim tezimdir)
           Kahire Üniversitesinden  1,5 milyar Müslüman’a hitap eden  ABD Başkanı Barack Obama , “ABD ile Müslümanlar arasında karşılıklı saygı ve ortak çıkara dayanan  yeni başlangıç arayışıyla geldim.İslam dünyası ile ABD arasındaki kuşku ve ihtilaf çemberi artık kırılmalı.”   dedi.
           İslam dünyasına  demokrasi ve insan hakları çağrısı yaparken , İslam’la rekabet etmediğini , Amerika’nın İslam’la herhangi bir savaş içinde olmadığını , olmıyacağını , söylüyor.Dinsel çeşitliliği  savunarak hiçbir inancın  diğerine dayatılamıyacağını  belirtiyor.
           İslam dünyasında demokrasi ve hukuk devletinin nasıl gerçekleşeceği ayrı bir problem olsa da kulağa hoş geliyor bu sözler.Krallık veya otoriter rejimlerle yönetilen bu coğrafyanın gerçek domokrasiye dönüşümü kolay olmıyacaktır.Bir de radikal islamcı akımların etkisiyle terör ve şiddetin yoğun yaşandığı siyasi iklimi düşünürseniz iş daha da zorlaşacaktır.
           Dini özgürlüklerden bahsederken  11 Eylül saldırıları sonrasında özellikle Ortadoğudaki İslami hayır kurumlarına bağış yapılmasının zorlaştırıldığı ABD’deki sıkıntıya dikkat çekerek ibadet hakkı konusunda iyileştirmeler  yapamaya çalıştıklarını söyledi.  
           Diplomatik çevrelerce  “mantıklı barış” olarak adlandırılan bir temel üzerinde Filistinlilerin   “bağımsız devlet”  hakkını kararlı bir dille vurgularken ,  İsrail’in yeni yerleşim merkezleri  kurmasına karşı çıkıyor.Bu plana  göre İsrail , Doğu Kudüs’ün Filistin’in başkenti olmasını kabul edecek , Filistin topraklarındaki tüm yerleşimleri yıkacak ve 1967 savaşı öncesindeki sınırlarına çekilecek.    
           ABD’nin bağımsızlık  günü olan 4 Temmuz kutlamalarına  İran’lı diplomatların da davet edileceğini , İran’ın  nükleer enerjiden barışçıl amaçlarla yararlanma hakkını savunurken , nükleer silahların tümüyle yokedildiği bir dünya özlemini dile getiriyor.
           Dünyanın en önemli  enerji kaynaklarının bulunduğu İslam coğrafyası ister istemez sanayisi gelişmiş ve ekonomisi güçlü  ülkelerin ilgisini çekiyor.Acaba ABD , enerji kaynaklarının ve uluslararası pazarlara ulaştırılmasının kontrolunu bırakırmı? Rusya, Çin gibi devler pusudayken bu coğrafyadaki niyet ve amaçlarından vazgeçermi, takdirlerinize bırakıyorum…
           İnsanlık adına umut verici olan bu söylemlerinin gerçekleşmesi hepimizin ortak dileğidir herhalde.Bush yönetiminin  yüzyıllar sonra yaşatmaya çalıştığı “Haçlı Zihniyeti” nin bittiğine , terörün örtülü bir silah olarak kullanılmıyacağına , gerçek anlamda barışın , huzurun ve insan haklarının geçerli olduğu bir dünyada yaşanacağına  inanmak istiyoruz…
           İnşallah PKK terörünü yıllardır destekliyen bir takım komşularımızla , dost ve müttefiklerimiz de böyle düşünürler.

Süheyl ÇOBANOĞLU

Benzer Videolar