Yolun İstiklali
“Gözüm Sakarya’da Dumlupınar’da, kulağım İnebolu’da”
“Efendiler, gördüklerimin en kıymetli kısmı bu güzel bölgenin samimi halkının çok aydın ve çok geniş ve yüksek zihniyet sahibi olmalarıdır.”
Mustafa Kemal Atatürk
Kurum ve kuruluşların olanaklarının elverdiği ölçüde bazı etkinlikleri yapmak çabası içinde olmaları son derece doğaldır. Belediyelerle derneklerin de olanaklarını birleştirerek güzelliklere imza attıkları en azından yöre insanı tarafından biliniyor. Ses getirici olan bu çalışmaların sürekliliği de önemlidir. İngilizlerin tanımı ile “Türk gibi başla” söylemine inat Kastamonu’da Türk Dünyası Günleri’nin 15. si yapıldı. 2011 yılının Türkiye Cumhuriyeti’nde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanıtım yılı olarak kabul edildiği biliniyor. Bu nedenle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin “Türk Dünyası İçindeki Yeri”nin konuşulduğu panel ve bazı tanıtım etkinlikleri yapıldı. Ulusal düzeyde yapılan kutlamalardaki etkinlikler genel içinde her zaman güzeldir. Bu kutlamaları yerel düzeyde yapmanın ayrı bir tadının olduğunu da söylemek istiyoruz. Bizlere öğrencilik günlerimizde, düşman askerlerinin 6 ayda burayı geçemezler dedikleri hattın nasıl aşıldığı, 26 Ağustos’ta topların çelik ağzından çıkan onur mücadelesi ile zaferin hangi koşullarda kazanıldığı öğretilmiştir. Ozanlar da topların çelik ağzından çıkan onur mücadelesini dizelerinde dillendiriyorlardı.
KASTAMONU’DAN YÜKSELEN BAĞIMSIZLIK ATEŞİ
Kastamonu ilinin özellikleri genel içerisinde coğrafi konumu itibari ile biliniyor. Bunun ötesinde Ulusal Kurtuluş Savaşı’na verdiği katkı genelde pek öne çıkarılmıyor. Çıkarılmadığı içinde zaman içerisinde unutuluyor. Topların çelik ağzından çıkan onur mücadelesinin İnebolu’dan başladığı yeterince anlatılmıyor. Küre dağlarının aşılarak Seydiler’e oradan da Kastamonu’ya getirilen cephane, Ilgaz dağları da aşılarak Çankırı’ya getiriliyordu. Kastamonu ilinin Türk ulusal mücadele tarihinde haklı ve onurlu yeri olmasına karşın “Şapka Devrimi”nin de burada yapıldığının unutulmaması gerekiyor. Türk Dünyası günlerinin şapka devrimi ile birlikte kutlanıyor olmasını her türlü takdirin üstünde görüyoruz.
Türk kadınının cepheye giden erkeklerine cephaneleri ulaştırabilmek için çizdikleri bu yol bunun için İstiklal Yolu olarak tanımlanmaktadır. Şerife Bacı ismi, bütün bu mücadeleye destek vermiş olan kadınlarımızın sembol ismi olarak belleklere kazınmıştır. Eli silah tutan erkeklerinin tamamı cepheye giderek şehit olan bir köyün de olduğu biliniyor. Bu nedenle köyün adı “Ersizler” köyüdür ve Küre dağlarının eteklerindedir. Kastamonu ili hiç saldırıya uğrayıp işgal edilmemiştir. Buna karşın Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında verilen şehit sayısı bakımından Ankara ile Konya’dan sonra üçüncü sıradadır. Cephane’nin getirildiği İnebolu ilçesine de Yüce Atatürk tarafından istiklal madalyası verilerek onurlandırılmıştır. Kastamonu’nun tarihi dokusu itibari ile ciltler dolusu kitaplar yazmak olanaklıdır. Adımınızı attığınız yerde tarihi bir eserle karşılaşmanız olasıdır.
MEÇHUL TUTSAKLAR
Bu güzel kentimizde Kıbrıs Türkleri’nin kim veya kimler olduklarını bize ayrılan kısa sürede, panelistlerle birlikte masaya yatırmış bulunuyoruz. Cem Kar’ın hazırladığı “Meçhul Tutsaklar” belgeseli tarihe yolculuk yapmamıza olanak sağladı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni sanatçıları, şairleriyle, sunulan bazı yemekleri ile tanıtmaya çalışmış bulunuyoruz. Daha güzelini yapmak azminde olduğumuzun bilinmesini de kaydetmek durumundayız.
Güzel insan can dost Mehmet Sayan’ın yakın dönemde kaybettiği oğluna ithaf ettiği “ Siz Hiç Kastamonu’yu Gördünüz mü ?” duygu dolu kitabı için kutlamak istiyoruz. Bu durumda Sizlerin de Kastamonu’yu görmeniz gerekiyor mu ne…
Sevgi ile kalınız…