Zirve öncesi AB liderlerine mektup: Türkiye iş birliği arzu etmektedir

25 Nisan 2024 - 12:37

Zirve öncesi AB liderlerine mektup: Türkiye iş birliği arzu etmektedir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) liderlerine gönderdiği mektupta, Doğu Akdeniz’deki son gelişmeler nedeniyle Türkiye-AB …

Zirve öncesi AB liderlerine mektup: Türkiye iş birliği arzu etmektedir
Son Güncelleme :

01 Ekim 2020 - 8:40

270 okuma
(Last Updated On: 01/10/2020)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) liderlerine gönderdiği mektupta, Doğu Akdeniz’deki son gelişmeler nedeniyle Türkiye-AB ilişkilerinin yeni bir sınama ile karşı karşıya olduğunu vurgulayarak, “Türkiye, Doğu Akdeniz’in, tüm tarafların iş birliği yaptığı, hidrokarbon kaynaklarının hakça ve adil şekilde paylaşıldığı, barış ve istikrarın hüküm sürdüğü bir iş birliği bölgesi olmasını arzu etmektedir” dedi.

Doğu Akdeniz geriliminin ele alınacağı AB liderler zirvesi bugün başlıyor. Erdoğan, zirvenin planlandığı ilk tarih olan 24-25 Eylül öncesi AB liderlerine hitaben Türkiye’nin Doğu Akdeniz konusuna yaklaşımını ve sorunların çözümüne yönelik önerilerini aktardığı bir mektup kaleme aldı. Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) dışındaki AB üyelerine gönderilen mektupta Erdoğan, Türkiye-AB ilişkileri ve bu ilişkilerin ilerlemesinin Türkiye için her zaman öncelik taşıyan konuların başında geldiğini ve süreçle ilgili AK Parti iktidarı döneminde çok önemli mesafeler alındığını anımsattı.

İki ana hedef

Türkiye-AB ilişkilerinde 60 yılı aşan zorlu sınamalar yaşandığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti: “Son dönemde, Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmeler nedeniyle ilişkilerimiz yeni bir sınamayla karşı karşıyadır. Bu mektupla sizlere, Türkiye’nin Doğu Akdeniz konusuna yaklaşımını ve sorunların çözümüne yönelik önerilerini aktarmak istiyorum. Doğu Akdeniz politikamızın iki ana hedefi vardır. Birincisi, Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının uluslararası hukuka uygun olarak, hakça ve adil biçimde sınırlandırılması ve kıta sahanlığımızdaki egemen hak ve yetkilerimizin korunmasıdır. İkinci hedefimiz ise Kıbrıs Türklerinin Kıbrıs Adası’nın eşit ortağı olarak, Ada’nın hidrokarbon kaynakları üzerindeki eşit hak ve çıkarlarının garanti altına alınmasıdır. Bu hedeflerimiz çerçevesinde Türkiye, Doğu Akdeniz’in, tüm tarafların iş birliği yaptığı, hidrokarbon kaynaklarının hakça ve adil şekilde paylaşıldığı, barış ve istikrarın hüküm sürdüğü bir iş birliği bölgesi olmasını arzu etmektedir. Kömür ve çeliğin AB’nin çıkış noktasını oluşturduğu gibi, hidrokarbonun Kıbrıs’ta çözüme ve büyük AB’nin oluşumuna temel oluşturmasını diliyoruz.”

‘Müsebbibi değiliz’

Doğu Akdeniz’de devam eden gerginliğin müsebbibinin Türkiye değil, Yunanistan ve GKRY olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: “Bugün geldiğimiz duruma, Yunan-Rum ikilisinin Türkiye’yi ve Kıbrıs Türklerini yok saymaları, tek yanlı adımlar atmaları, oldu-bittiler yaratmaları ve AB’nin buna 2003 yılından beri seyirci kalması yol açmıştır. Yunanistan GKRY ile birlikte, Türkiye’yi Antalya körfezine hapsetmeyi hedefleyen, maksimalist deniz sınırı iddialarını (Sevilla Haritası) AB’yi kullanarak Türkiye’ye kabul ettirmeye çalışmaktadır. Bu sınırların ulusal ve AB’nin dış deniz sınırları olduğunu iddia etmektedir. Türkiye ise Doğu Akdeniz’de hem kendi hem de Kıbrıs Türklerinin haklarını korumak için diplomasiye ağırlık vermiş, ancak diyalog ve iş birliği çağrılarımız sonuç vermeyince, sahadaki adımlarını 7 yıl bekledikten sonra 2018 yılında atmaya başlamıştır.”

‘Diyaloğa hazırız’

“Bizim AB’den beklentimiz tarafsız kalması, herkese eşit davranması, diyalog ve iş birliğini desteklemesidir” diyen Erdoğan, mektubunda şu ifadelere yer verdi: “Doğu Akdeniz ülkeleri hidrokarbon programlarını ve faaliyetlerini hızla devam ettirirken, Türkiye’ye karşı şer ittifakları sürerken, Kıbrıs Türkleri yok sayılırken, Doğu Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip Türkiye’nin kendi karasularına hapsolmasını kimse beklememelidir… Hiçbir ülkenin hakkında gözümüz yok. Ancak hem kendi haklarımızı, hem de garantör ülke olarak, Kıbrıs Türklerinin haklarını koruduk ve korumaya devam edeceğiz”

‘Hakça ve adilce’

Türkiye’nin, Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının uluslararası hukuka uygun, hakça ve adil şekilde sınırlandırılmasını savunduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti: “Yunanistan ile ön koşulsuz olarak diyaloğa hazır olduğumuzu bir kez daha vurgulamak isterim… Diğer taraftan Kıbrıs Türkleri ile Kıbrıs Rumlarının, yıkılan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ortak kurucuları ve Ada’nın ortak sahipleri olarak hidrokarbon kaynakları konusunda, hakça gelir paylaşımı dahil bir iş birliği mekanizması tesis etmeleri gerekir. Böyle bir iş birliği mekanizmasının kurulması için, Kıbrıs meselesinin çözümünü beklemeye gerek yoktur. Doğu Akdeniz’de Kıbrıs Türkleri dahil tüm tarafları bir araya getirecek, kapsayıcı bir enerji iş birliği forumu kurulmasının son derece yararlı olacağına inanıyorum.”

‘Kovid-19 ekosistemdeki bozulmanın yansıması’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM 75. Genel Kurulu etkinlikleri kapsamında düzenlenen “Biyolojik Çeşitlilik Zirvesi”ne video mesaj gönderdi. Erdoğan, Kovid-19 salgınının ekosistemdeki bozulmanın yansımalarından biri olduğunu belirterek “Ülkemizin orman alanını ve ağaç servetini çoğaltmak, biyolojik çeşitliliği geliştirmek, çevreyi korumak için ciddi yatırımlar yaptık. ATA Tohumu Projemizle, ülkemiz gen kaynaklarını oluşturan bitki çeşitlerini koruma altına aldık. Ayrıca biyolojik çeşitliliğin korunması, sürdürülebilir kullanımı ve restorasyonuna yönelik küresel çabalara da destek veriyoruz. Önümüzdeki on sene, insanlığın kaderini tayin edecektir” dedi.

Kuvet Emiri ile konuştu

Erdoğan, dün ayrıca yeni Kuveyt Emiri Şeyh Nevvaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah ile telefonda görüştü. İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Erdoğan, iki ülke arasındaki yakın iş birliğinin bölgede barış ve istikrar ortamının tesisine de katkı sağlayacağına inandığını dile getirdi.

Milliyet

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.