Asalım Gavur Dionysus’u !
Bulgaristan çok mutlu. Avrupa Birliği başarısızlığı, ekonomik başarısızlıklar, yolsuzluklar falan derken bir başarı hikayesi geçti ajanslara.
“Bulgaristan, şarap ihracatında 2010 yılında %10’luk bir artışla patlama yaptı.”
Borisov açıkladı ve tamamen gerçek. “Helal olsun !” demek gerekiyor. Neden biliyor musunuz? Ticari zekasından dolayı. Tarım sektörünün en dar alanda en çok kazandıran ve Pazar piyasasına sahip sektörü “şarapçılık”.
Bulgar şarabı direkt olarak Rusya, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Litvanya ve Almanya’ya gidiyor. Yeni yeni Ortadoğu pazarı da bu güzel şarapların tadına bakmakta. Borisov’un açıklamasına göre hedefte Brezilya, Japonya ve Vietnam var.
O kadar mutlular ki bizim Anadolumuzun vazgeçilmez ve değişmez bir değeri olan Dionysus’u bile sahiplenmişler ve adına festivaller düzenliyorlar. Dionysus olmuş sanki Bulgar. Kim başarılı olursa onun olacak tabi değerler de.
Kim mi Dionysus?
Şarap Tanrısı. O zaman bilmesek de olur. Hem Tanrı ! Bir de işin içinde şarap var !
Daha ne kadar sakıncalı olabilir ki bu Dionysus?
Allahtan bugün yaşamıyor. Ne de olsa gavur !
Bu gavur işi şarabı da her nedense daha çok bizim göçmenler üretir, içmesini de pek sever. Ege Bölgesi halkımızı da ayırmayacağım.
Bergama, Aliağa, Dikili, Bozcaada, Manisa, “Gavur İzmirim” ve “Canım Trakyam” bol bol şarap üretir. Hem de en güzel üzümlerden, en içilesinden.
Üzüm üretiminde dünyada ilk beşteyiz biliyor musunuz? Ki, ne zordur üzümü yetiştirmek. Ama becerikli insanımın elinde hiç de zor olmaz. Daha da bir tat kazanır üzüm.
CHP İzmir Milletvekilimiz ve toprağımız Kemal ANADOL “Üzüm üreticileri zorda, şarap üreticileri yatırımları durdurdu. Ama bu sorun sadece Türk tarımını değil, aynı zamanda bir kültürü ortadan kaldırıyor” demiş.(www.gidasanayii.com)
Desin ! Gavur işi işte !
Bulgaristan üretsin, satsın, yesin, içsin, kutlasın !
Biz Dionysus’u asalım !
Barış KOŞUCU
“Bulgaristan, şarap ihracatında 2010 yılında %10’luk bir artışla patlama yaptı.”
Borisov açıkladı ve tamamen gerçek. “Helal olsun !” demek gerekiyor. Neden biliyor musunuz? Ticari zekasından dolayı. Tarım sektörünün en dar alanda en çok kazandıran ve Pazar piyasasına sahip sektörü “şarapçılık”.
Bulgar şarabı direkt olarak Rusya, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Litvanya ve Almanya’ya gidiyor. Yeni yeni Ortadoğu pazarı da bu güzel şarapların tadına bakmakta. Borisov’un açıklamasına göre hedefte Brezilya, Japonya ve Vietnam var.
O kadar mutlular ki bizim Anadolumuzun vazgeçilmez ve değişmez bir değeri olan Dionysus’u bile sahiplenmişler ve adına festivaller düzenliyorlar. Dionysus olmuş sanki Bulgar. Kim başarılı olursa onun olacak tabi değerler de.
Kim mi Dionysus?
Şarap Tanrısı. O zaman bilmesek de olur. Hem Tanrı ! Bir de işin içinde şarap var !
Daha ne kadar sakıncalı olabilir ki bu Dionysus?
Allahtan bugün yaşamıyor. Ne de olsa gavur !
Bu gavur işi şarabı da her nedense daha çok bizim göçmenler üretir, içmesini de pek sever. Ege Bölgesi halkımızı da ayırmayacağım.
Bergama, Aliağa, Dikili, Bozcaada, Manisa, “Gavur İzmirim” ve “Canım Trakyam” bol bol şarap üretir. Hem de en güzel üzümlerden, en içilesinden.
Üzüm üretiminde dünyada ilk beşteyiz biliyor musunuz? Ki, ne zordur üzümü yetiştirmek. Ama becerikli insanımın elinde hiç de zor olmaz. Daha da bir tat kazanır üzüm.
CHP İzmir Milletvekilimiz ve toprağımız Kemal ANADOL “Üzüm üreticileri zorda, şarap üreticileri yatırımları durdurdu. Ama bu sorun sadece Türk tarımını değil, aynı zamanda bir kültürü ortadan kaldırıyor” demiş.(www.gidasanayii.com)
Desin ! Gavur işi işte !
Bulgaristan üretsin, satsın, yesin, içsin, kutlasın !
Biz Dionysus’u asalım !
Barış KOŞUCU