Avrupa Birliği’nin Batı Balkan Politikası
GİRİŞ
Soğuk Savaşın sona ermesi ve “Dehşet Dengesi”nin ortadan kalkması, uluslararası ilişkilerde tüm dengelerin değişmesine sebep olmuştur. İki kutuplu sistemin ortadan kalkması tüm dünyada olduğu gibi, Avrupa’da da bir kırılma noktası olmuştur. Avrupa’da yaşanan güvenlik baskısı ortadan kalkınca ABD ve Sovyet gölgesinden kurtulan AB ülkeleri, uzun süredir bölünmüş durumda olan kıtayı birleştirme ve aralarında kurdukları ekonomik topluluğu siyasi birliğe dönüştürme fırsatını yakalamışlardır.
1992 yılında Maastricht Anlaşmasıyla derinleşme yolunda büyük bir mesafe kat eden AB ülkeleri, Ortak Dış Güvenlik Politikası ile Adalet ve İçişlerinde İşbirliği sütunlarıyla genişlemeye öncelik verip Orta ve Doğu Avrupa ülkelerini kendi içinde bütünleştirerek Avrupa Kıtası’nın bölünmüşlüğüne son vermek istediler. Yugoslavya Krizi’nin bu esnada patlak vermesi ve ABD’nin seçimler dolayısıyla bu sorunu Brüksel’e havale etmesi AB’nin kendini kanıtlaması ve dış politikada ortak hareket etme hedefinin uygulaması için bir fırsat oldu. Ne yazık ki, 1992’de başlayan AB’nin Balkan heyecanı, krizlerin tırmanması ile kısa süre de ümitsizlik ve başarısızlıkla sonuçlandı.
Batılı zihin tahayyülünde Balkanlar, dünyaya iki savaş hediye etmiş, kötü güçlerin kötülük dolu niyetleriyle donatılmış bir cehennemdir. Bu düşüncenin neticesi olarak Balkanlar, bütün bir 20. yüzyıl boyunca kendilerinin olumlu addettikleri değerleri kutsayarak durmaksızın yeniden üreten Batı’nın ırkçılık, sömürgecilik, hoşgörüsüzlük, benmerkezcilik gibi olumsuz durumlarına perdedarlık etme durumun da bırakılmış “ Avrupa’daki öteki”dir.
Her ne kadar Avrupa’nın Ötekisi olsa da, Balkanlar’ın Avrupa’nın Anadolu Yarımadası ve Doğu Akdeniz’e uzanan konumu, gerek geçmişte gerekse günümüzde Avrupa’nın güvenliği ile ilgili bir coğrafya olmasına neden olmuştur. (Geçmişte, doğrudan gelen akınları önlemek için bir tampon bölge iken; günümüzde, daha çok var olan istikrarsızlık ve krizler nedeni ile Avrupa’nın güvenliğini yakından ilgilendirmektedir.) Özellikle Soğuk Savaş döneminde önemi bir kez daha anlaşılan Balkanlar’ın AB ile bütünleşmesi geniş kabul görmektedir.
AB’nin Avrupa’nın tümünü içine almasının önünde iki engel bulunmaktadır: derinleşme ve Batı Balkanlar’ın belirsiz durumu. Bu nedenle Batı Balkan Ülkeleri ile AB’nin ilişkisi genişleme sürecinin tamamlanarak, AB bütünleşmesinin sağlanması için önemli bir adımdır. Avrupa’nın en sorunlu bu bölgesinin geleceği, “ Bütünleşmiş Avrupa “ idealinin sürmesi ve AB’nin bölgeye yönelik politikaları, AB siyasi kimliğinin inandırıcılığı ile doğrudan bağlantılıdır.
1990 sonrası dönemde başlayan ilişkilerde, AB Balkan ülkelerini önce Avrupalılaştırarak dönüştürmeyi, sonra bu ülkelerle bütünleşmeyi amaçlamaktadır. Avrupa coğrafyasının bütününü kapsayan bir siyasi birlik oluşturulabilmesi için, Batı Balkan ülkelerinin Birliğe entegre edilmesi gerektiğini anlayan AB, Batı Balkanlar ile bütünleşme sürecine girmiştir.
Bu makalenin amacı tarihsel bir perspektif içinde gelişen AB – Batı Balkan ülkeleri ilişkilerine bakarak, AB’nin bu ülkelerle bütünleşme adına geliştirdiği politikaları değerlendirmektir.
BALKAN KRİZLERİ VE AB’NİN TUTUMU
Avrupa tarihinde Balkanlar sürekli savaşla anılmış bir coğrafya olmuştur. Bunun en önemli sebebi coğrafi konum iken, diğer bir sebep de Balkanlar’ın demografik yapısından kaynaklanır. 1990 sonrası değişen dengelerle beraber buradaki etnik çeşitliliğin fazla olması ve bu etnik gruplar arasındaki sorunların gün yüzüne çıkması, Balkan coğrafyasında yeni krizlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
- YUGOSLAVYA’NIN PARÇALANMASI
- Yugoslavya Federal Cumhuriyeti’nin Kosova’daki şiddete son vermesi ve bölgedeki tüm askerlerini ve polis gücünü geri çekmesi,
- Çekilmeden sonra, üzerinde anlaşmaya varılacak sayıda Yugoslav ve Sırp Asker ve polis gücünün Kosova’ya geri dönmesinin sağlanması,
- Tüm Kosova halkı için güvenliğin ve barışın sağlanması,
- Ülkede insan haklarının geliştirilmesi,
- Sosyal ve ekonomik yapılanmanın sağlaması,
- Seçimlerin yapılması,
- Tüm mültecilerin Kosova’ya güvenli bir biçimde geri dönmelerinin sağlaması için uluslararası toplumun desteği ile sivil bir yönetimin (ilk etapta on iki ay için ve Güvenlik Konseyi aksine karar alana kadar devam etmek üzere) oluşturulması,
- Bu yönetimin denetlenmesi için BM Genel Sekreteri tarafından “Özel Temsilci”nin atanması,
- NATO liderliğindeki uluslararası Barış Gücü’nün (KFOR) Kosova’da konuşlandırılması.
- Sivil nüfusa karşı güvenlik güçlerince yapılan tüm operasyonların durdurulması,
- Kosova’da etkili ve sürekli bir uluslararası denetim bulunması,
- Mültecilerin ve yerlerinden edilmiş halkın evlerine geri dönmesinin sağlanması ve insani yardıma erişimin engellenmemesi,
- Kosovalı Arnavut liderlerle siyasi görüşmelerde hızla ilerlenme sağlanmasıdır
- MEKEDONYA CUMHURİYETİ – Arnavut – Makedon Çatışması
- ROYAUMONT SÜRECİ
- Sürece dâhil olan ülkeler arasındaki ilişkilerin, muhtemel iyi komşuluk anlaşmalarının imzalanması da dâhil olmak üzere, normalleştirilmesi,
- Bu sürece dâhil olan bölge ülkeleri arasında serbest dolaşım ve ifade özgürlüğünün hayata geçirilmesi ve karşılıklı saygı ve anlayış ruhunu teşvik edecek faaliyet ve projelerin oluşturulması,
- Bölgedeki sorunlarla baş edilmesinde, işbirliğinin yararlarını gösterir bir araç olarak, sivil toplumun yeniden tesisine olduğu kadar, kültürel, dinsel, bilimsel ve teknik alanlarda da bölgesel işbirliğinin geliştirilmesi.
- BÖLGESEL YAKLAŞIM
- Yerinden edilmiş kişilerin (iç göç dâhil) ve mültecilerin orijin yerlerine dönebilmeleri ve kamu otoriteleri tarafından uygulanan ve tolore edilen tedirgin edici tedbirlerin kaldırılması için inandırıcı teklif ve reel imkânların gözle görülür şekilde uygulanmaya koyulması,
- Bir AB ülkesinde illegal işlerde bulunmaya devam eden ilgili ülke vatandaşlarının geri dönüşü,
- Dayton Anlaşması’nı imzalayan devletlerin, savaş suçlularını adalet önüne çıkarmalarını sağlamak üzere Eski Yugoslavya için Uluslararası Ceza Mahkemesi ile işbirliği yapılması da dâhil olmak üzere barış anlaşmalarından kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmesi,
- İnandırıcı nitelikte demokratik Reformlar başlatmak ve insan/azınlık hakları konusunda genel olarak tanınmış normlara saygı gösterilmesi,
- Reşit tüm vatandaşların, gizli oy esasına göre katılabilecekleri özgür ve düzenli seçimlerin, makul aralıklarla yapılması ve bu seçimlerin sonuçlarının bütün ve doğru olarak uygulamaya geçirilmesi,
- Kamu otoriteleri tarafından genel nitelikli ayrımcı ve azınlıkları tedirgin edici uygulamaların kaldırılması,
- Ekonomik reforma ilişkin ilk tedbirlerin uygulamaya geçirilmesi ( özelleştirme programı, bazı fiyat kontrolü uygulamalarının kaldırılması) ,
- Komşu ülkelerle iyi komşuluk ve işbirliği ilişkilerinin başlatılması yönünde istekli olma
- Slovenya ile Federal Yugoslavya ve Hırvatistan arasında akdedilmiş anlaşmaların Dayton Anlaşması ile uyumlu olması.
- Erdut Çerçeve Anlaşması’nın yükümlülüklerinin yerine getirilmesi, UNTALES ve AGİT ile işbirliğinin sağlanması,
- Hırvatistan’ın Republika Srpska ile olan sınırının açılması,
- Bosnalı Hırvatlara Bosna- Hersek yapılarının tamamen dağıtılması yönünde inandırıcı bir baskı oluşturulması,
- Boşnak-Hırvat Federasyonu’nun güçlendirilmesi için Bosnalı Hırvatların işbirliğine yönelmeleri,
- Mostar’da tek bir şehir konseyi ve polis gücünün işlevsel çalışması için destekte bulunulması,
- Savaş suçlarını işleyen Bosnalı Hırvatların Lahey’deki Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne teslim edilmeleri için, Hırvatistan Hükümeti’nin müdahalede bulunduğuna dair inandırıcı kanıt göstermesi.
- Bosna-Hersek Anayasası’na uygun olarak işlevsel kurumların oluşturulması, dış ticaret ve gümrük politikalarının belirlenmesi,
- Bosna-Hersek’de mal, sermaye ve kişilerin serbestçe dolaşabileceği inandırıcı bir ortam oluşturulması
- BRÇKO şehrindeki Yüksek Temsilci ile daha yakın işbirliği içinde olunması,
- Mostar’da tek bir şehir konseyi ve polis gücünün işlevsel çalışması için çaba sarf edilmesi,
- Boşnak-Hırvat Federasyonu konusunda işbirliği,
- Yüksek Temsilciye göre Dayton Çerçeve Anlaşması ile bağdaşmayan tüm yapılanmaların ortadan kaldırılması,
- Bosnalı savaş suçlularının Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne telsim edilmeleri için çaba sarf edilmesi,
- Bosnalı Sırpların Bosna-Hersek anayasal düzenlemelerini uygulamaları için baskı oluşturulması,
- Sırp savaş suçlularının Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne iade edilmeleri için Bosnalı Sırplara müdahalede bulunulması,
- Federal Yugoslavya Cumhuriyeti içinde Kosova statüsüne ilişkin olarak Kosovalı Arnavutlarla gerçek bir diyalogun başlatılması,
- Bölgesel işbirliğinde açıklık ve iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi için Yugoslavya’dan büyük çaba beklenmektedir,
- Federal Yugoslavya Cumhuriyeti’ne getirilen bir başka özel koşul ise, Kosova’nın yüksek derecede özerkliği için garanti verilmesidir.
- İSTİKRAR PAKTI
- Kopenhag Kriterlerini yerine getirdikten sonra, AB üyeliği perspektifi taşıyan ülkelerle İstikrar ve Ortaklık Anlaşmalarının imzalanması
- AB’nin bölge ile ve bölge içindeki ekonomik ve ticari ilişkilerinin geliştirilmesi
- Ekonomik ve mali yardımların artırılması
- Demokrasi, sivil toplum, eğitim ve resmi kurumların geliştirilmesi için yardımların yapılması
- Adalet ve içişleri alanlarında siyasi diyalogun geliştirilmesi şeklinde kriterler içermektedir.
- İstikrar ve Ortaklık Anlaşmaları( Stabilisation and Assocciation Agreements_SAA)
- Politik diyalog,
- Bölgesel işbirliği
- 2007 yılına kadar, endüstri ürünleri ve birçok tarım ürünü için serbest ticaret alanının oluşturulması,
- AB müktesebatına uyum
- Adalet, özgürlük ve güvenlik de dâhil olmak üzere tüm AB politika alanlarında geniş kapsamlı işbirliği konularını kapsamaktadır.
- AB Yardım Programları_CARDS
- Yeniden yapılanma, demokratik istikrar, barış ve mültecilerin dönmelerinin sağlanması,
- AB reformlarına ve yaklaşımlarına uyumu içeren kurumsak ve yasal reformların yapılması,
- Yapısal reformları da içeren sürdürülebilir ekonomik ve sosyal kalkınmanın sağlanması ve
- Bölge ülkelerinin hem kendi aralarındaki hem de AB üyeleri ve AB’ye aday ülkelerle işbirliğinin geliştirilmesidir.
- Yeniden yapılanma, mültecilerin geri dönmelerinin sağlanması ve bölgenin istikrara kavuşturulması
- Demokrasinin yerleşmesi, hukukun üstünlüğünün sağlanması, insan/azınlık haklarının geliştirilmesi, sivil toplumun güçlendirilmesi, medyanın bağımsız hale gelmesi, organize suçların engellenebilmesi için kurumsal ve yasal çerçevenin oluşturulması,
- Sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın sağlanması ve piyasa ekonomisi temelli ekonomik reformların yapılması,
- Yoksulluğun azaltılması, cinsiyet ayrımının engellenmesi, eğitim öğretim ve çevre konularında rehabilitasyon yapılması,
- Batı Balkan ülkelerinin kendi aralarında ve bu ülkelerle AB üyeleri/AB’ye aday ülkelerarasında daha sıkı ilişkiler kurulması sağlanması,
- Batı Balkan ülkelerinin kendi aralarında, diğer bölge ülkeleriyle ve AB’yle bölgesel, sınır ötesi ve bölgeler arası işbirliğini geliştirmeleridir.
- Bağımsız Ticari Tedbirler ( Autonomous Trade Measures )
- Bölgesel Boyut ( regional dimession)
- Komisyon tarafından Katılım Ortaklığı Belgeleri ile paralellik arz edecek şekilde, kısa ve orta vadeli reform ve uyum çalışmalarını içeren ve gerektiğinde güncelleştirilebilecek ilk “Avrupa Ortaklığı” belgelerinin, Batı Balkan ülkeleri için ayrı ayrı olmak üzere hazırlanması ve 2004 yılı İstikrar ve Ortaklık Süreci Raporu ile birlikte Konsey onayına sunulması,
- Batı Balkan ülkelerinin ise, ayrı ayrı “Eylem Planları” hazırlamaları ve uygulamaları; Komisyon’un ise yıllık raporları vasıtasıyla söz konusu planları izlemesi,
- Avrupa Ortaklığı Belgeleri önceliklerinin, AB mali yardımına yön vermesi ve 2004–2006 dönemi CARDS bütçesinin artırılması,
- 2002 Ekim ayından itibaren Arnavutluk ve Hırvatistan’da CARDS Programından finanse edilen Eşleştirme Projelerinin tüm bölgeye yayılması,
- Aday ülkelerle oluşturulan yapıya paralel bir şekilde, tek çerçeve kararları yoluyla Batı Balkan ülkelerinin Topluluk programlarına ve ajanslarına katılımlarının sağlanması, bu bağlamda Komisyonun, CARDS Programı kaynaklarının kullanımını da dikkate alacak şekilde, öneri hazırlaması yer almaktadır.
- Balkanların geleceği AB’nin içindedir. Genişleme süreci Batı Balkan ülkelerini cesaretlendirmelidir. Avrupa yapısına ve tam üyeliğe hazırlanmak büyük mücadele gerektiren bir yoldur. Bu aşamada Hırvatistan’ın tam üyelik başvurusu Komisyon gündemindedir.
- İstikrar ve Ortaklık Süreci, AB’nin Batı Balkan politikasının çerçevesini oluşturmaya devam edecektir. Fakat Merkezi ve Doğu Avrupa genişlemesinde yapılan üyelik sürecine ilişkin reformlar Batı Balkan içinde uygulanacaktır. Ülkeler bireysel olarak üyelik için Kopenhag Kriterlerine uymak, İstikrar ve Ortaklık Süreci’ne yoğun bir şekilde katılarak programları tamamlamak ve Zagreb Zirvesi sonuç bildirgesinde yer alan şartları yerine getirmek durumundadır. Bu kapsamda İstikrar ve Ortaklık Süreci genişleme sürecinin deneyimlerinden yararlanılarak zenginleştirilecektir. Zenginleştirme kapsamında öncelikli konu olarak ODGP, parlamentolar arası işbirliği ve topluluk programlarına katılım, aralarında siyasi diyalog başlatılması yer almaktadır.
- AB, Kosova’da ki BM Barış gücünün faaliyetlerini desteklediğini belirterek Dayton Barış Anlaşması’na bağlı kalınmasının önemini vurgulamıştır. NATO ve ABD ile bölgede güvenlik konularında işbirliğinin artırılarak süreceği ve bölgenin güvenliği için çalışan uluslararası yapılanmalara destek verileceği belirtilmiştir.
- Bunun yanı sıra Selanik Gündemi’nde belirlenen konuların kabul edilerek Ekonomik yapının güçlenmesi, ulaşım, iletişim ve çevre konularında altyapı çalışmalarına hız verilmesi, sınırlar arası ilişkilerin düzenlenmesi gibi temel sorunların çözümü için AB’nin destekli somut programlar hazırlayacağı belirtilmiştir.