Adelina Sfishta
“Balkan Barışı”nın anahtarı Sırbistan’ın Kosova’yı tanımasıdır
Sırbistan, eski Yugoslavya’nın dağılma süreci sonrası “yenilmiş halk” psikolojisini aşamadı. Yapılan bütün seçimlerde “Kosova’yı geri almak” en önemli propagandalardan birisi. “Yenilmiş halk” bu söylemlerle bir süreliğine avutulur ve hiçbirşey yapmadan, umutlar bir sonraki seçimlere taşınır, bu böyle devam eder.
Kosova, eski Yugoslavya’da “devlet” statüsünde değildi. Kosova Arnavutları’nın, eski Yugoslavya’dan ayrılarak bağımsızlıklarını ilan eden Hırvatistan, Makedonya, Bosna Hersek, Slovenya, Karadağ, Makedonya gibi “bağımsız devlet” olma talebi, Bosna Hersek’ten sonra Batı Balkan’ı istikrarsız, önemli bir kriz bölgesi haline getirmede ciddi rol oynadı.
Sırbistan Kosova bağımsızlığını tanımıyor, Kosova topraklarının kendisine ait olduğunu, tarihi kiliselerinin bu bölgede olduğunu ve onların Sırbistan kültürünün çok önemli bir parçasını teşkil ettiğini ifade ediyor. Kosova da elbette tam tersini ifade ediyor.
Tabii bu durum ister istemez Kosova-Sırbistan krizinin bir türlü çözülmemesine neden oluyor. Gerek AB’den gerekse bölgedeki ülkelerden her iki ülkeye de yapılan çağrılar, “topyekün barış tek barışa bağlı” anlamında çağrılardan oluşuyor.
Vucic’i tanıyorsunuz. Gençliği Sırp paramiliter gruplar içinde geçmiş ve Bosna savaşında Boşnak katlinde hayli “emeği” geçmiş birisi. Bazen Rusya ile bazen AB ile yakınlaşıyor. NATO’ya hiç yanaşmıyor. Bosna Sırp Cumhuriyeti’nin Sırbistan’la birleşmesi ideali, sürekli canlı tutulan bir konu.
Ne dersiniz ve ne kadar güvenebilirsiniz Sırplara?
Ben güvenemem!
Sırp milleti militarist, ırkçı, ortodoks ideallere çok bağlı, İstanbul’u bile almayı ideal edinmiş bir millet, nasıl durdurabiliriz bilemiyorum.
Silahlı kuvvetleri Balkanlardaki bütün ülkelerden güçlü.
Rusya aleni ve güçlü bir şekilde destekliyor.
Slav kültürünün önemli merkezi.
Kosova küçük ve güçsüz bir ülke. Ordusu yok. “Bütün Arnavutlar birleşecek” propagandasına bakmayın. Bu başarılabilecek bir hedef değil. Ayrıca mevcut düzen Arnavutlara daha çok hizmet ediyor, değiştirmek akıllıca olmaz.
Arnavutların eksiği, eğitim ve sıkı çalışma alışkanlıklarının eksik oluşu. Bu da zamanla aşılır.
Balkanlara gelenler bilmiyorum dikkat ettiler mi, “Türkçe” daha çok Arnavutlarda yaygın. Mesela Boşnaklarda, Kosova’daki Boşnaklar dahil, Türkçe hemen hemen hiç yok. Bunu epeydir düşünüyorum, bu neden diye. Sanırım cevabı şöyle olmalı: Arnavutlar yerel ve merkezi hükümetin bürokrasisinde oldukça yoğun yer aldılar. İstanbul bürokrasisinin %40-50’si Arnavutlardan oluşuyordu, Osmanlı’da. Bu durum ister istemez Türkçe’yi Arnavutların gündelik hayatına soktu ve halen unutulmadı.
Boşnaklar da Osmanlı bürokrasisinde yer aldılar, ama Arnavutlar kadar yoğun değil. Ayrıca Boşnakların coğrafi konumu Anadolu ile irtibata daha az imkan veriyor, Arnavutlara kıyasla. Bu nedenle Bosna’nın Avusturya Macaristan’a anlaşma ile tesliminden sonra, Türkçe hızla unutuldu.
Özellikle Kosova Arnavutlarının Anadolu’yla bağları tamamen yok olduğu gibi, kitapları Türk düşmanlığı ile kurgulanmış, sanki Kosova Arnavutları 500 yıl geriye götürülmek istenmiş.
Arnavutların kendi bağımsızlıklarını elde etme arzusu elbette anlaşılır bir husus. Ama düşmanlık hikayeleri ile tarihi doldurmak ve 500 yılı Arnavutların tarihinden ve kültüründen söküp atmak çok kolay ve anlaşılır değil.
Başlıktan koptuk. Bu konuları başka bir yazıda ele alırız. Biz dönelim başlığa.
Balkanlarda riskli bölgeler hayli fazla. Bulgaristan Sırbistan ilişkilerinin bile nereye gideceğini kestirmek çok kolay değil.
“Yakın tehlike” ve en “büyük risk” parametreleri ile bakarsak, Sırbistan- Kosova arasındaki çözülmemiş problemler, bizi bu iki ülke arasındaki ilişkilere götürür.
Arnavutların ABD, Sırpların Rusya tarafından destekleniyor oluşu, gerilimleri daha da çözümsüz kılıyor. Ancak unutmamak gerekir ki, Arnavutlar desteklenmezse devletleri dahil her şeylerini kaybederler. Bu nedenle ABD’nin Balkanlarda varlığı ve Arnavutları desteklemesi çok önemli.
Arnavutlar ile Sırplar arasındaki problemlerin çözülmemiş olması, sadece Kosova ile olan problemlere bağlı değil. Elbette Sırplar en eski Sırp Ortodoks kiliselerinin Kosova Metohiya bölgesinde olmasını tarihen ve dinen çok önemsiyor. Sırplar İstanbul dahil bölgede hayli toprağı ülkesine katmayı ve Bizans mirasına sahip olmayı da arzuluyorlar. Bu nedenle Sırpları Kosova “kesmez”, ama hayli ikna eder.
AB sürecinde hayli yol almış olan Sırbistan’ın Kosova konusunda bulunabilecek alternatif bir formüle de “evet” diyeceği kesin.
Balkanlarda Kosova-Sırbistan barışı Balkan barışını da sağlar. Makedonya’da etnik problem bu riskin çok gerisinde ve Kosova-Sırbistan riskinin kontrol edilebilirliği de “zor”. Makedonya bir şekilde barışa evrilir.
Sırbistan’ın Kosova’yı tanıması tam ve kalıcı Balkan barışı için “hayati”.
Nasıl bir formül bulunur? Sırbistan nasıl ikna olur? Kolay değil.
Görülen çözüm “Arnavutların güçlenmesi”. Zoru zor çözer. Arnavutların haddinden fazla güçlenmesi de elbette çatışma riskini artırır, bu da unutulmamalıdır.
Sırbistan Kosova’yı tanımaz ise, bu durum çatışmayı diri tutacak demektir. Bu da Balkan barışının hiçbir zaman sağlanamaması anlamı taşır.
Sırplar Kosova’ya ilaveten Boşnaklar ve Hırvatlar’la da probleme sahipler, yani tek başına Kosova barışı yeterli olmayabilir. Lakin Boşnakların sıcak bir çatışmayı arzu edecekleri yakın ihtimal değil.
Kosova-Sırbistan halledilirse riskin büyüğü halledilmiş olur gözüküyor.
Kaynak: http://www.ocakmedya.com/ocak_yazar/2017/07/26/balkan-barisinin-anahtari-sirbistanin-kosovayi-tanimasidir/