Bizim mahallenin Wikileaks belgeleri
Amerikalı diplomat Mr. Uncle Sam’in Samsun’daki muhacir mahallelerinden derlediği bilgiler içeren en matrak kriptolar, Wikileaks isimli internet sitesine düştü...
İşte size henüz üzerinden dumanı tüten, Amerikan soslu Muhacir Mahallesi dedikoduları (*):
***
Bizim karşı mahalleden Gara Mümün’ün torununa Gocaman’ın Hatçesinin kızını aramışlar. Güya Hatçe de istermiş bu işi, ama kızına söz dinletemiyormuş. Anlatılanlara bakılırsa kız “tipim değil” filan diyormuş ama aslında okuldan bir sevdiği varmış.
***
Bizim Rüstem Aga’nın köyünde bir dahaki seçime 14 tane muhtar adayı hazırlık yapıyormuş. Çoluk çocuk derken muhtar adaylarının ailelerinin nüfusu 110 kişiymiş. Mahallenin nüfusu zaten 117 kişi... Rüstem Aga keyiften dört köşe... Kahvede “Muhtarı ben belirlerim, herkes ayağını ona göre denk alsın” demiş.
***
Salih Aga’nın oğlu meğer yanlış kız kaçırmış. Millete “kız kaçırmak için gittiği köyde başka bir kızı beğenip kandırdı” diye anlatıyorlar ama işin aslı öyle değilmiş. Meğer kızın köyüne gelen delikanlı, heyecandan gece karanlığında yanlışlıkla yoldan geçen başka bir kızı kaçırmış.
***
SASKİ, türküde sözü geçen “Soğuktur suları, bir tas içilmez” lafını ciddiye alıp soruşturma açmış muhacir mahallesine giden su deposuna alttan ısıtma sistemi önerilmiş, ama pahalı bulunduğu için vazgeçilmiş.
***
Debreli Hasan’ın aslında Debreli filan olmadığı konuşuluyor. Hasancık meğer “De bre Hasan” diye diye Debreli olmuş...
***
Yobaz Osman’ın eşeğini neden “yok pahasına” sattığını öğrendik. Meğer mahallenin fırlamaları, hayvana rakı içirmişler. Zavallı hayvan üç gün durmadan anırmış. Tepesi atan Osman da “Bu zibidi yoldan çıkmış, daha iflah olmaz deyip” eşeği elden çıkarmış.
***
İddiaya göre mübadele sırasında Roman kökenliler geminin kazan dairesinde gelmişler. Onlara “esmer vatandaş” denmesinin sebebi de buymuş.
***
Mürsel Çavuş’un keçi besleme sevdasının sırrını çözdük. Siz bakmayın onun kollestrolüm çıktı, keçi etinin ziyanı yokmuş filan demesine, aslında televizyon programının birinden keçi etinin iktidarsızlığa iyi geldiğini duymuş; ondan sonra başlamış keçi beslemeye...
***
Kambur Reşat’ın oğlu üç senedir İstanbul’dan gelmiyor ya... Sebebi anlaşıldı. Meğer delikanlı saçlarını kız gibi uzatıp bir de keçi sakal bırakınca, Reşat Aga bu işe çok fena bozulmuş. “Böyle beşaret gibi geleceğine hiç gelme daha iyi” demiş. Oğlan da küsmüş, gelmiyormuş artık buralara!
***
Tekkeköy Belediyesi eski Rum eserlerini restore ederken içinde yetmiş kilo altın olan bir küp bulmuş. Belediyenin tüm restorasyon çalışmaları böylece bedavaya gelmiş.
***
Canik Belediyesi’nin “Toptepe” ismini değiştirmek istemesinin nedenini henüz anlayamadık. Gerçi adını “Cantepe” koymuşlar ama mahalle halkı şimdiden buraya “Cintepe” demeye başlamış bile... Neden acaba?
***
Mübadele Derneği başkanı Salih Meriç’in İsviçre Bankaları’nda 8 ayrı hesabı varmış.
***
Eski Balkan Türkleri Derneği başkanlarından İzzet Altuntaş neo Osmanlıcıymış.
***
Balkan Türkleri Derneği Başkanı Cihat Yılmaz, İran’a nükleer silah yapımında kullanılan elektrik kabloları satmış.
***
Mümin Bozkurt, aslında Mümin Bozkurt değilmiş.
(*) Hani meşhur fıkradır, Trabzon’daki Coca Cola şişelerinin altında, “Öbür taraftan açılır” diye yazıyormuş ya... Ola ki bizde de bu yazının bir şakadan ibaret olduğunu anlayamayanlar çıkabilir, ne olur ne olmaz, söylemeden geçmeyelim: Bu yazı sadece ve sadece okuyucuyu neşelendirmeyi amaçlayan bir Pazar yazısıdır; hiçbir kimseyi, kurumu ya da hemşeri topluluğunu hedef almamaktadır.