Doğal Gaz ve Bulgaristan
Ruslar Avrupa’ya doğal gaz ulaştırmak için Karadeniz’den geçirilecek boru hattını Bulgaristan Varna şehrine çıkarmayı ve oradan Avrupa’ya doğal gaz ulaştırmaya çalışmışlardı. Proje BSP/Bulgar Sosyalist Parti iktidar döneminde görüşülmüştü. Seçim sonucu İktidara GERB partisi geldiğinde AB baskıları neticesinde Rusların Varna şehrinden Avrupa ülkelerine gaz ulaştırma yolların Bulgar hükümeti tarafından kapatılmıştı.
Neticede Güney Akım projesi onaylandı. Doğudan gelen gaz Türkiye Cumhuriyeti topraklarından Avrupa’ya ulaştırılması için onay almıştır. Yunanistan’dan geçecek olan boru hattı üzerine doğal gaz depoları inşa edilecek o depolardan Bulgaristan doğal gaz alabilecek. Bulgaristan başbakanı Boyko Borisov hatta cumhurbaşkanı Rumen Radev doğal gaz alabilmeleri için Bulgaristan topraklarından Avrupa’nın bir kısmına doğal gaz ulaştırılması tamamen Türkiye’nin elinde olduğunu kabul etmekteler. Bu sebeple Bulgaristan hükümeti Türkiye cumhuriyeti ile yakın ilişkiler sergilemekte. Sadece doğal gaz değil ayni zamanda kuzeye akın eden göçmenlerle ilgili Bulgar devleti şimdiye kadar hiç bu kadar Türkiye devletine yakın durmamıştır. Başbakan Boyko Borsov Türkiye sayesinde sınırlarımızda göçmen akımı sıfırdır diye itirafta bulunakta.
Bulgaristan devleti Makedonya devletine ülkelerinden ikamet eden Bulgar azınlığı AB dahil edilmesi için tanıma şartı koydu. Bulgar devleti Arnavutluk'u AB yolunda ancak ülkede ikamet eden yaklaşık elli bin Bulgar asıllı vatandaşları Bulgar azınlığı olarak tanırsa destekleyeceklerini kesin olarak belirtmişti. Bulgar devletin isteği üzerine Arnavutluk parlamentodan yaklaşık elli bin Bulgar asıllı vatandaşı azınlık olarak tanınması kararı çıkarttı. Bulgar devleti aynı zamanda Moldova, Ukrayna hele Sırbistan’da yaşayan Bulgar azınlıklarına en yüksek seviyede sahip çıkmaktadır.
Sadece Balkanlarda değil Avrupa ülkelerinden bir arada olarak ikamet eden en kalabalık azınlık Bulgaristan’dadır. Yüz yıldan beri Bulgar devletleri ülkede ikamet eden Türk azınlığını tanımamak için bin bir yola başvurmakta. Türklerin sayılarını azaltmak için aralıklarla Türkiye Cumhuriyeti devletleriyle göç anlaşması imzalamıştır. En son 1989 yılı ülkede ikamet eden Türk azınlığından üç yüz binden fazla sınır dışı etmişti. Ondan önce 1962-1985 yıları arasında yaklaşık iki milyon Müslüman’ın isimlerini silah zoruyla değiştirmişti.
Bu güne bu gün Bulgar devleti ülkede ikamet eden Türk ve Müslüman azınlıklarını acımasızca asimile etmeye devam etmektedir. Okullarda ana dil zorunlu müfredat programına alınmamakta. Müslüman çocuklarına Kuran-i Kerim kurslarını desteklememektedir. Bulgar devletleri tarafından el konulan Müslüman mallarını iade etmeyi ret ediyor. Yerel Türkçe radyo kanal frekanslarını vermeyi yine ret ediyor. Görsel medyada günde BU Televizyonunda on dakika haber programından başka programa izin vermiyor. Yazılı medya yok denenecek kadar az. Bulgaristan’da Müslüman azınlığına verilmesi gereken haklarından sadece birkaçıdır.
Müslümanların oylarıyla DPS/HÖH hareketi yaklaşık otuz yıldır Bulgaristan parlamentosunda görev yapmaktadır dört kez hükümet ortağı olduklarına rağmen ülkede ikame eden Müslüman azınlığın haklarından tek bir kalem bile alamamışlardır. Alternatif olarak HŞHP ile DOST partisi kurtulsa da DPS/HÖH Bulgar devletin desteği ile parlamentoda kalmıştır ayrıca Türkiye’de güçlü lobisi olduğundan dolayı alınan kararları lehine çevirmektedir.
26 Mart 2018 yılı Bulgaristan Varna şehrinde cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayip Erdoğan önderliğinde AB liderleri ile görüşmeler gerçekleştirilmişti. Varna görüşmelerinde iki ülke arasında var sayılan sorunları çözülmesi için heyetler kurulmasına kararlaştırılmıştı. Türkiye Cumhuriyeti parlamenter sistemden Başkanlık sisteme geçmiş bulunmakta. Vatanımıza milletimize hayırlı olsun dileklerimle Bulgaristan ile Türkiye asından kurulacak olan heyette Bulgar devleti kendi azınlıklarını korumak için izledikleri baskı yolunu kullanarak Bulgaristan’da Müslüman azınlığının Bulgar devleti tarafından tanımasını sağlayarak azınlık statüsünden doğacak hakları verilmesi sağlanacağına inanılmaktadır.