Esad’a Hayır Diyemeyen
Suriye sınırlarını aşacak bir çatışma ortamı, bir anda bölgeyi etkileyebileceği gibi küresel dengeleri de değiştirebilir. Sükûnet ve itidal çağrılarına rağmen, Akçakale'ye ateş düştü. Bir top, bir büyük yangını çıkarabilecek kıvılcımdır. Türkiye, meşru ölçüler içinde bunu cevapladı. Artık, Halep ve Şam'ı yakıp-yıkarak, 40 bin insanın (bilinen), vahşice katline sebep olan, çok daha fazla insanın toprağından koparılmasına yol açan, Rusya ve İran'ın sözde desteği ile rejim meşruiyetini savunan Beşar Esad idaresinin bu zulmüne 'hayır' diyemeyenin, savaşa da 'hayır' dememesi gerekir. Evet Esad'ın niyeti Türkiye ile birlikte, komşu ülkelerini bu yangının içine çekerek, ' Benden sonrası tufan ' anlayışı ile çılgınlığına devam ederken, üzerine sorumluluk düşen ülkelerin duyarsızlığı yüzünden bu iş uzamış olabilir ama, zulüm bir gün bitecektir.
SAVAŞA GİDİLİYOR ANLAMI TAŞIMAZ
TBMM'nin AK Parti ve MHP destekli tezkereye izin vermesi, 'savaşa gidiliyor' anlamı taşımaz fakat Başbakan Erdoğan'ın dediği gibi de; ' Savaş meraklısı değiliz ama savaşa da uzak değiliz.' sözü ile de hazırlıklı olmamız gerektiğini gösteriyor. Egemenlik haklarımız nasıl korunacak yoksa? Elbette, savaş kışkırtıcılığı olarak sözlerimiz anlaşılmasın da, hazırlıklı olmaktan başka çözüm mü var? Bunun şu yönünü de gözden kaçırmayalım; sınırın ötesinde değişik olaylara karışacak PKK uzantılarına da, bir cevaptır. BDP'nin tezkere karşıtlığını anlıyorum da, CHP' ye ne oluyor? ABD, Esad sonrası idareye geleceğini bildiği isimler yüzünden pasif konumunu koruyor. NATO'nun da elinde o kadar bahane varken müdahalede bulunmuyor. Buna karşılık, Türkiye'yi (hükümeti) savaş meraklısı sanmak ve bunları Amerika'nın oyunu olarak görmek ne derece doğru bir yaklaşımdır? Suriye'de muhaliflerin gazına mı geleceğiz? (Öyle de bir şey yok.) Türkiye (hükümet), Suriye ile savaşa girmez, giremez. Aynı inancı paylaşan insanlara mı silah doğrultulacak? Bir süre önce savaşı düşünenlerin sonra bir topla savaş karşıtı olmalarına her ne kadar bir anlam veremesem de, savaşa hazır olmak; barışta da ordunun görevidir. Yeri gelir savaş, barışın gerekliliği olabilir. Fakat Suriye rejimi için, Esad için bir şey söylemeyenlerin, sadece -savaşa hayır- demeleri sadece savaşa sürüklenmeyi kolaylaştırır. Başbakan'a kızgınlıklarından ötürü, eleştiri yapma bahanesiyle söz söyleyenlerin, ülke menfaatlerini gözden kaçırmamaları gerekir. Suriyeli muhalifleri desteklemediğimizi düşünelim ama kapımıza gelmiş mültecilere de sırt çevirerek katliama mı ortak olacaktık? Akrabalık bağları olan insanımız var oralarda. Halkına zulmeden bir Esad var. Esad'a hayır diyemeyenler, sonra katliama evet demiş olacaklarını görürler. 'Savaşa Hayır'dan önce 'Esad'a hayır.'