Fazla Kilo Varis Oluşumuna Sebeb Oluyor!

Varisin çoğunlukla genetik olarak gelişen bir hastalık olduğunu söyleyen Kadıköy Şifa Ataşehir Hastanesi Kalp ve Damar hastalıkları Uzmanı Op. Dr.Tufan Şener , fazla kilo ve hareket eksikliğinin de varise bep olabileceği konusunda uyarıyor. Varis bacaklardaki genişlemiş , kıvrımlı halde seyreden toplar damarlara verilen isimdir. Bu tür damarların içinda kan dolaşımı genellikle yavaşlamış ve yer yer durağan birikimler oluşturmuştur. Varisleşen damarların cidarları diğer toplar damarlara gore daha incedir. Bu bölgelere dışarıdan gelecek travmalar sonucu varislerden kanama gelişebilir. Bu kanama cilt altında morarma veya doğrudan dışarıya kan akışı şeklinde olabilir. Bazı durumlarda bacak toplar damarlarında oluşan tıkanmalar sonucu da varisler oluşabilir. Varisler içinde birikim gösteren kan bu bölgede kolaylıkla pıhtı oluşumuna sebep verebilir. Benzer şekilde birikim gösteren kan bir travma sonrası kolaylıkla enfeksiyon kaparak tromboflebit dedğimiz klinik hastalık durumuna yolaçabilir. Varis oluşumunu etkileyen faktörler nelerdir ? Varis genetik geçiş gösteren bir hastalık olmakla beraber bazı durumlarda varis oluşumları artabilir. Uzun süre oturarak veya ayakta çalışmak bu etkenlerden biridir. Normalın üzerinde kilolu olmak bacaklarda varis oluşumuna ve ödem gelişmesine etki edebilir. Aşırı sıcak (sauna, hamam ve güneşlenme gibi) uygulamaları da mevcut toplardamarların genişlemesine yol açabilir. Benzer şekilde hamilelik sırasında fetusun anne karnında büyümesi ile bacaktan gelen toplar damarlara bası yapması sonucu bacaklarda toplardamar yetmezlikleri oluşabilir. Bu da bacaklarda varis oluşumlarını artırabilir. Tedavi metodları nelerdir ? Varislere yönelik günümüzde uygulanan farklı tedavi metodları vardır. Bu metodlar hastadaki mevcut varisin niteliğine göre seçilir. Burada önemli olan hastanın bacağındaki ana toplar damarlarda yetmezlik ve genişleme (toplar damar kapak yetmezliği) olup olmadığının saptanmasıdır. Bacaktaki ana toplar damarlarda yetmezlik ve genişleme olması hastada bir varis ameliyatı gerekliliği oluşturabilir. Bu konunun venöz Doppler ultrasonografi ile saptanması önemlidir. Günümüzde varis ameliyatları klasik yöntemle veya kapalı yöntemlerle uygulanmaktadır. Klasik yöntemde esasen kasık bölgesinden itibaren varisleşen (genişleyen ve kapak yetmezliği gelişen) yüzeyel toplardamar (büyük safen veni) kasık bölgesinden yapılan küçük bir kesi ile bağlanarak ayrılır. Takiben varisleşen kısım özel aletlerle çıkarılır. Kapalı yöntemlerde aynı toplar damar içine, çoğunlukla diz hizasından iğne ile girilir. Kullanılacak ekipmanın (lazer, radyodalgası, su buharı veya yapıştırma yöntemi) kateteri (plastik uygulama borusu) damar içinde ultrasonografi eşliğinde kasık bölgesine ilerletilir. Bu girişim şeklinde kasık bölgesinde ayrı bir kesi yapılması gerekmez. Kullanılacak yönteme göre varisleşen yüzeyel toplar damar lazerle , radyodalgasıyla veya su buharı ile içeriden yakılarak kapatılır. Yapıştırma yönteminde ise özel bir madde ile toplar damarın içeriden kapatılması sağlanır. Bu yöntemle varisleşen toplardamarın kapatılma başarı oranı % 95-98 civarındadır. Hangi yöntemin uygulanacağına hastanın özellikleri değerlendirilerek hastayla beraber karar verilir. Her iki yöntemde de varis ameliyatı sonrası erken dönemde kişinin hareketlenmesi ve kısa sürede evine dönmesi mümkündür. Zorunluluk halinde erken dönemde çalışmaya başlanabilir. Ana toplar damar yapılarını içermeyen daha yüzeyel varislerin tedavisinde ise günümüzde halk arasında iğne tedavisi veya köpük tedavisi olarak bilinen Skleroterapi ve yüzeyel lazer uygulamaları kullanılmaktadır. Skleroterapi çok ince iğneler ile kılcal varislerin içine, bu damar yapılarını kapatacak bir ilacı verme yöntemidir. Seanslar halinde uygulanarak hedef kılcal varislerin kapanması sağlanır. İğne ile içine girilemiyecek kadar küçük olan kılcal varisler ise lazer ile yakılabilir. Bu şekilde kapanması sağlanan kılcal damarlar zamanla vücut tarafından emilerek tamamen yok edilir. Varisleşmiş toplardamarların kapatılması sonucu kan akımı sağlıklı toplardamarlara yönelerek kalbe doğru yolalır. Böylece bu damarların kapatılmış olması herhangi bir dolaşım bozukluğu yaratmaz. Tüm bu yöntemler mevcut varisleri yoketmeye yöneliktir. Yeni varis oluşumlarını engellemek için yapılması gereken korunma yöntemleri de varis tedavisinin bir parçası olarak algılanmalıdır. Varis oluşumlarının engellenmesi için kilo kontrolü, düzenli egzersiz ( yürüyüş gibi) ve koruma amaçlı varis çoraplarının kullanılması özellikle varis gelişimine yatkın olan kişilerde önemlidir.
Benzer Videolar