GAZİANTEP KILIÇDAROĞLU SİYASETİN HER TÜRLÜ PROVOKASYONA KAPILARI KAPANMALIDIR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, siyasetin kapılarının her türlü provokasyona kapalı olması gerektiğini belirterek, Siyasi kurumlara yapılan saldırıları şiddetle kınamak her siyasinin boynunun borcudur. İzmir'de yapılan saldırıda bir kadının hayatını kaybetmesi ve dün Hani'de AK Parti'nin ilçe binasına yapılan saldırı, İzmir'de HDP ilçe binasına yapılan saldırı, bunları kabul etmiyoruz dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Gaziantep'te düzenlenen Belediye Başkanları Çalıştayı öncesi basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Kılıçdaroğlu'nun yanı sıra, CHP'li 250 belediye başkanı, milletvekilleri ve partililer katıldı. Kılıçdaroğlu, dün Diyarbakır'ın Hani ilçesinde AK Parti ilçe binasına yapılan saldırıyı kınayarak, siyasetin kapılarının her türlü provokasyona kapalı olması gerektiğini kaydetti.
Tüm belediyelerin vatandaşa hizmet noktasında yarışması gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, pandemi süresince belediyelere büyük sorumluluklar düştüğünü vurgulayarak, Bizim siyaset anlayışımız başta Gaziantepliler, bütün Türkiye, bütün dünya bilsin, bizim siyaset anlayışımız fikirlerin, hizmetlerin yarışmasıdır. Kin değil, öfke değil, intikam duygusu değil, vatandaşa hizmeti nasıl yapabiliriz bu yarıştır bizim yarışımız. Bu yarış Türkiye'yi aydınlığa çıkarır. Türkiye'de barış ortamı sağlar. Bu yarış Türkiye'de hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesinin yolunu açar. Biz siyaseti böyle düşünüyoruz. Siyasetin her türlü provokasyona kapıları kapanmalıdır. En büyük görev de iktidar sahiplerine düşmektedir. İktidar sahipleri bu konuda ellerinden gelen tüm çabayı göstermek zorundadırlar. Covid -19 sürecinde belediyelerimize de çok önemli görevler düşmüştür. Türkiye nüfusunun yüzde 54'ünü CHP'li belediyeler yönetiyor. Dolayısıyla yaşanan bütün sorunlara büyük bir dikkatle yaklaşmak ve o sorunlara çözüm üretmek zorundaydık A partili B partili değildi. Kendi beldesinde, kendi ilinde yaşayan insandı. ve o insanların tamamına hizmet götürmekti. Eğer hizmeti daha iyi götürebiliyorsak, bunun yolu hizmet yarışıdır. Bizim belediyelerin verdiği hizmetler, diğer belediyelerin verdiği hizmetler elbette ki kıyaslanabilir. Ama buradan başta Gaziantepliler, Kahramanmaraşlılar, Konyalılar Balıkesirliler olmak üzere herkese rahatlıkla söyleyebilirim. Bizim belediye başkanlarımız Gaziantep'in en küçük belediyesi olan Karkamış ile onların en büyük belediyesi ile yarışmaya hazırız diye konuştu.
'ASGARİ ÜCRET BİZİM BELEDİYELERDE 3 BİN 100 LİRA'
CHP'li belediyelerde asgari ücretin 3 bin 100 lira olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Gaziantepliler de bilsinler. AK Parti'ye ait diğer belediyeler de bilsinler veya MHP'ye ait belediyeler de bilsinler. Asgari ücret o belediyelerde 2 bin 825 lira. Peki Cumhuriyet Halk Partili belediyeler de ne kadar; net 3 bin 100 lira. Vatandaşlar diyorlar ki; siz iktidar olduğunuzda ne yapacaksınız, bize onu anlatın diyorlar. Onu anlatıyorum zaten. En küçük belediyemiz 3 bin 100 lira asgari ücret verirken, onların en büyük belediyeleri 2 bin 825 lira veriyor. Bunun özü nedir Özü insandır. O asgari ücret 3 bin 100 lira olunca ne yapacak vatandaş. Bakkaldan, manavdan alışveriş yapacak. Çocuklarının evinin ihtiyaç varsa onu karşılayacak. Şu soruyu her vatandaşın kendisine sormasını isterim. CHP'ye ait en küçük belediye asgari ücreti 3 bin 100 lira yaparken, koskoca hükümet milyarlarca lira para olan bir bütçe nasıl olur da asgari ücreti 2 bin 825 lira yapıyor. Neden 3 bin 100 lira yapamıyor Yarışsa buyurun yarışa. Çünkü onlarda savurganlık var, bizlerde yok. Onlarda yolsuzluk var, bizde yok. Onlar ceplerine çalışıyorlar biz vatandaşa çalışıyoruz. Aramızda siyahla beyaz kadar fark var dedi.
'TBMM'YE 'SİYASİ AHLAK KANUNUNU' SEVK EDECEĞİZ'
İktidar oldukları zaman, ilk olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne 'Siyasi Ahlak Kanunu'nu' sevk edeceklerini vurgulayan ve bu millete borcu olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu şöyle devam etti
Allah'ın izniyle, milletin takdiriyle iktidara geleceğiz. Gaziantepli kardeşlerim 83 milyon vatandaşımız da beni iyi dinlesin. İktidar olduğumuzda dostlarımızla beraber, altını özenle çizeyim, dostlarımızla beraber iktidar olduğumuzda, ilk yapacağımız iş Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne birinci hafta içinde 'Siyasi Ahlak Kanunu'nu' sevk etmektir. Bu millete borcum var. 27,5 yıl devlette çalıştım. Çok sayıda başbakanla çalıştım. Bütçe nasıl yapılır, vergi nasıl toplanır, harcamalar nasıl yapılır, personel nasıl alınır, bütün bunlara 27,5 yılımı verdim. Siyasete girdiğimde kimse bir şey söylemedi. Ama ne zaman ki genel başkan oldum, bir müfettiş ordusu görevlendirdiler. Acaba Kılıçdaroğlu'nun bir açığını bulabilir miyiz diye bir müfettiş ordusu gönderdiler. Araştırmazsanız namertsiniz dedim. Boğazımızdan aşağı haram lokma inmedi. Araştırdılar, hiçbir şey bulamadılar. O nedenle ben söz verirken alnım açık olarak söz veriyorum. Benim arkada başka düşüncelerim yok. Siyasi Ahlak Kanunu'nun niye getireceğiz siyaset kirlilikten arınmak zorundadır. TBMM'ye girecek milletin vekilinin temiz olması, dürüst olması lazım. Hangi partiden, hangi görüşte olursa olsun temiz ve dürüst olacak. Ankara'ya gidip TBMM milletvekili sıfatını taşıyıp ihale peşinde koşan milletvekili istemiyoruz. Yolsuzluk yapan milletvekili istemiyoruz. Siyasi ahlakı getireceğim. Esnafın Ahi Evran kuralları vardır. Avukatlar yemin ederler, kuralları vardır. Doktorların kuralları vardır. Siyasetçinin de getireceğiz. Temiz ahlaklı bir siyaseti bu ülkeye getirmek zorundayız.
'DIŞ POLİTİKAYI 180 DERECE DEĞİŞTİRECEĞİZ'
Dış politikayı 180 derece değişeceklerini ve Orta Doğu Barış ve İş Birliği Teşkilatı kuracaklarını belirten Kılıçdaroğlu şöyle devam etti
Sanayici arkadaşlarım burası sanayi açısından Türkiye'nin en önemli illerinden birisi. Dış politikayı tamamen değiştireceğiz. Dış politika 180 derece değişecek. Herkes şunu iyi bilsin. Orta Doğu Barış ve İş Birliği Teşkilatı kuracağız. Türkiye, İran, Irak ve Suriye. Egemen güçlerin yönlendirdiği ya da egemen güçlerin hakim olduğu bir Orta Doğu coğrafyasına barış gelmez. Barışı getirecek olan buradaki halk, buradaki devlettir. Beraber bir araya geleceğiz. Barış, huzur içerisinde yaşayacağız. Mısır'la, Irak'la Suriye'yle, İran'la asla kavga etmeyeceğiz. Hiç kimseyle kavga etmeyeceğiz. Kavga hiçbir topluma yarar getirmiş değil. Düşünün; Milli Kurtuluş Savaşı'nı verenler Türkiye Cumhuriyeti devletini kurduklarında hepsi savaş meydanlarından gelmişti zaten. Savaşın bütün acımasızlığını biliyorlar. O yüzden yurtta barış dünyada barış dediler. Barış varken niye kavga kardeşim.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı
Haberler.com