Kış aylarında At yetiştiriciliği

At yetiştiriciliği ülkemizde yaygın olarak yapılmaz. Milattan önce 3 binli yıllarda evcilleştirdiğimiz atların ilk olarak etinden ve sütünden yararlandık. Sırayla iş hayvanı, harp hayvanı olarak yetiştirdiğimiz atları günümüzde de zevk ve spor için yetiştirmekteyiz. Yetiştirdiğimiz evcil hayvanların kökeni Yabani Moğol Atına ve Tarpan Yabani Atına dayanmaktadır. Dünyada şuan itibari ile 170 adet at ırkı vardır. Dört mevsim kullandığımız bu hayvanların kış aylarında beslenmesine ciddi önem verilmelidir. Atların beslenmesi kadar sağlıkları ile ilgili konulara da ehemmiyet verilmelidir. Atların beslenmesi konusunda midelerinin beden iriliklerine göre çok küçük olduğunu, mide kapasitesi tüm sindirim kananlının yüzde 70,8 ini teşkil ettiğini ve bu nedenle atların sık sık yemlenmesi gerektiğine dair ip uçlarını bilmemizde fayda var. 

RESMİ GAZETEDE YAYINLANAN TEBLİĞDE…
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı  hayvanlarla ilgili hastalıkları konu alan tebliğleri Resmi Gazete’de yayımlar. Atların enfeksiyöz anemisi hastalığına karşı hastalıktan korunma ve hastalıkla mücadele edilmesini sağlamayı amaçlayan “Atların Enfeksiyöz Anemisi Hastalığına Karşı Korunma Ve Mücadele Yönetmeliği" atların enfeksiyöz anemisi hastalığından şüphe edilmesi durumunda hastalığın bildirimi, şüphe edilen ve hastalık teyidi yapılan işletmelerde hastalığın kontrolü ve hastalıktan korunmak için alınması gereken önlemleri içeriyor. Atlarda görülen Ruam Hastalığı ve Enfeksiyöz Anemisi hastalıkları tek tırnaklı hayvanlardaki burun akıntısı, burunda ülser, çene altı lenf yumrularının ağrısız şişkinliği veya deride ağrısız şişkinlikler yahut sebepsiz zayıflayan, vücut harareti değişiklik gösteren, öksüren ve yapılan tedaviye cevap vermeyen, testisleri şişmiş ve iltihaplı hayvanlarda görülen hastalıklardır. Su yalaklarında, ruam apsesi irininde, rutubetli ve karanlık yerlerde uzun süre canlı kalabilen hastalık etkeninin fiziksel (ısı, ışık, kuruma) ve kimyasal (dezenfektanlar) maddeler ile kemoterapötiklere ( antibiyotikler, sülfonamid ve çeşitli ilaçlar ) karşı direnci zayıftır. Hastalık hayvanlar arasında doğrudan ve dolaylı yollarla bulaşır. Doğrudan bulaşma hasta hayvanların solunum havası, bulaşık suların içilmesi, kirli yataklık, tımar ve koşum takımlarının kullanılmasıyla meydana gelir. İnsanlar hastalığa yakalanmış hayvanlar ile temas sonucunda bu hastalığa yakalanır.

HASTALIĞIN ÇEŞİTLERİ
Hastalık üç farklı şekilde görülür. Bunlardan ilki Akciğer Ruamıdır. Yavaş gelişen kronik akciğer bozuklukları ile karakterizedir. Solunum güçlüğü vardır, hastalar çabuk yorulur, kanlı burun akıntısı ve zayıflama görülür. İkincisi Burun Ruamıdır. Çoğunlukla tek taraflı serömüköz bir akıntıyla başlar, bu akıntı gittikçe irinli bir görünüm kazanır, bazen kan pıhtıları içerir. Mukozada önceleri mısır tanesi büyüklüğünde kırmızı lezyonlar meydana gelir. Kısa zamanda bunları rengi sararır, papül şeklini alır. Daha sonra yerlerinde ülserler meydana gelir. Bunlar çabuk yayılır ve birbirleriyle birleşerek kenarları kemirilmiş görüntüsü veren büyük ülserler oluşturarak derinleşirler. Kıkırdak doku hasar görmüş olabilir. Zamanla ülserler oluşturarak derileşirler. Daha sonra ülserler yerlerinde yıldız şeklinde izler bırakarak iyileşirler. Son olanı da Deri Ruamıdır.  Deri ve derialtı dokularda ruam nodülleri görülür. Zamanla bu nodüllerin üzerindeki deri nekroze olur ve yüzlek ülserler meydana gelir. Deri altındaki dokularda oluşan nodüller apseleşebilir, fakat bu apseler dışa açılmaz etrafları kapsülle çevrili olarak bulunurlar. Ruamdan ölen hayvanların otopsisi yasaktır. Tanı için klinik semptomlara, alerjik, bakteriyolojik ve serolojik muayenelere başvurulur. Ruam tanısında kullanılan test Mallein Testidir.

Benzer Videolar