Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu gündemi değerlendirdi (2)
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Millet İttifakı'nın tek aday çıkarıp çıkarmayacağına ilişkin, "Başka adaylar çıkar mı? Şu anda gözüken manzara sanki başka adayın değil, adayların çıkabileceği ihtimalini güçlendiriyor. Şu anda bir fikir beyan etmeyi doğru bulmuyorum, çok erken." dedi.
Karamollaoğlu, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Elektrik, doğal gaz ve LPG zamlarını eleştiren Karamollaoğlu, ülkede "ekonomik pandemi" dönemine girildiğini ileri sürdü.
Karamollaoğlu, emekli, memur ve işçilerin enflasyon altında ezdirilmemesi gerektiğini belirterek şöyle devam etti:
"Bu bayramda çalışanlarımıza iktidardan bir müjde beklediğimizi ifade etmek istiyorum. Bayram ikramiyesi hiç olmazsa 2 bin lira civarında bir meblağ olmalı. Çalışanlarımıza yapılacak zamlar da enflasyonun altında olmamalı. Enflasyon yüzde 17'nin üzerinde. O halde en az yüzde 25-30 civarında bir ücret artışı sağlanmalı ki çiftçimiz de çalışanlarımız da emeklimiz de daha iyi bir konuma gelmiş olsun."
"Bunlar Erbakan Hoca'nın günahı değil ki"
Basın mensuplarının İYİ Parti'li Lütfü Türkkan'ın Necmettin Erbakan ile ilgili ifadelerini hatırlatması üzerine Karamollaoğlu, şunları söyledi:
"Ben inşallah onları ziyaret edeceğim. Erbakan Hocamız iktidardayken yapmış olduğu icraatlarla ilgili ağır sanayi hamlesini ifade eden güzel bir kitap vardı. Onu da gidip kendilerine hediye edeceğim. Tabii sonradan bildiğim kadarıyla özür beyan etti. Erbakan Hocamız plansız, projesiz hiçbir iş yapmadı. Bütün hayatını bu noktaya odaklandırdı.
Temelini attığı fabrikaların büyük bir kısmı iş başına gelenler tarafından ortadan kaldırıldı. Buradan Eskişehir'e giderken 65-70 kilometre ötede iş makineleri fabrikaları vardı. Bitmişti 80'lerde. İçindeki makineler satıldı, herkesin işine son verildi. Şimdi orası askeri bir depo olarak hizmet veriyor. Bunlar Erbakan Hoca'nın günahı değil ki."
"Şu andaki açıklamalar hep spekülatif oluyor"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu'nun "Adayımız Kılıçdaroğlu" ifadesini kullandığı öne sürülerek değerlendirmesi sorulan Karamollaoğlu, "Bu noktada seçim sathı mahalline girmeden, bunlar tabii açıklamalardır diye görüyorum. CHP'nin kimi aday göstereceğini bilmiyorum. Şu andaki açıklamalar hep spekülatif oluyor genelde, onun için de bir yorum yapmayı doğru bulmuyorum." dedi.
Zülfü Livaneli'nin CHP'nin eski genel başkanlarından Deniz Baykal ile ilgili sözlerine de değinen Karamollaoğlu, şunları ifade etti:
"Ben Sayın Zülfü Livaneli'nin açıklamalarının bir kısmına baktım, pek anlayamadım. Benim dinlediğim bölümde şöyle bir tarifte bulundu, 'bir ülkede demokrasi olabilmesi için bir ortanın sağı bir de ortanın solu olması icap eder.Yoksa demokrasi yoktur.' gibi bir ifade. Vay canına böyle bir demokrasi olmaz. Demokrasi fikir hürriyeti, seçim hürriyeti üzerine inşa edilir. 'Benim için solculuk iyidir.' diyebilir, onu da kendisi tarif eder. Ben bu tür tariflere itibar etmiyorum. Türkiye'de demokrasi ve insan hakları, hürriyetler birlikte yürür. Başkalarını itham etmeye kimsenin de hakkı yoktur. Livaneli'nin de demin söylediğim yaklaşımını garipsedim onu da ifade edeyim."
Son zamanlarda polis şiddetinde artış olduğu iddiasının sorulması üzerine Karamollaoğlu, "Türkiye'de son zamanlarda polis şiddetinde bir artış kanaati hakim ve bu maalesef biraz da pekiştiriliyor. Bir bayan, siyasetçi. Kendi fikrini biraz yüksek sesle ifade etti diye gidip onu üstelik de ters kelepçeyle alıp tutuklamak bu doğru bir şey değil. Ben güvenlik güçlerinin bu tip baskıların tamamen dışında tutulmasının elzem olduğuna inanıyorum." dedi.
"Manzara sanki başka adayların çıkabileceği ihtimalini güçlendiriyor"
Karamollaoğlu, bir gazetecinin Millet İttifakı'nın tek aday çıkarıp çıkarmayacağı yönündeki sorusunu şu şekilde yanıtladı:
"Bizde bir tabir vardır, 'doğmamış çocuğa don biçilmez' derler. Ben bunların çok erken olduğu kanaatindeyim. Tekrar tekrar söyledim, ittifaklar seçime yakın kurulur, ortaya çıkar. Onun için ittifakları çok fazla gündeme getirmeyi, kutuplaşmayı artırmaya yönelik bir gayret olarak mütalaa ediyorum, doğru bulmuyorum. Sayın Kılıçdaroğlu kendisi karar verir aday olur, ben ona 'hayır' sen olamazsın diyemem. Herkes kendisi ve kendi partisinin çizdiği istikamette politika belirleyecektir.
Seçime kadar şartlar değişmezse bir değişiklik olacağını düşünmüyorum ama başka adaylar çıkar mı? Şu anda gözüken manzara sanki başka adayın değil, adayların çıkabileceği ihtimalini güçlendiriyor. Şu anda bir fikir beyan etmeyi doğru bulmuyorum, çok erken. Ama insanlar, bloke etmek için ya da etkili olmak için bu tip çıkışları yapabilirler, parti mensupları."
"Bahçeli'nin Soylu'ya sahip çıkmasını garipsemiyorum"
Karamollaoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yönelik sözlerinin hatırlatılması üzerine de şunları kaydetti:
"Ben burada, Sayın Soylu'nun kendisinin aklanması babında da 'ya madem bu kadar iddianız var işte ben çekiliyorum, dışımda bir makam gelsin iddiaları araştırsın.' demesini beklerdim şahsen. Demek ki kendisinin böyle bir niyeti yok. Bahçeli'nin, Soylu'ya sahip çıkmasını garipsemiyorum. Bahçeli, yerine göre mafya liderlerine sahip çıkıyor. O kadar ileriye gidebildiğine göre şu andaki İçişleri Bakanına sahip çıkması pek de garip gelmez."
Seçim Kanunu'nda partilerin ittifak yapmaya zorlandığını ileri süren Karamollaoğlu, "Çünkü siz bir ittifakta yer almadığınız takdirde, baştan alacağınız oya nispetle çıkaracağınız milletvekili adeti düşük olacak manasına geliyor. Onun için bu bir zorlama, keşke olmasaydı. Keşke yüzde 10 barajı kalkmış olsa, oy dağılımında da ne düşüyorsa nasibi onu çıkarabilme... Türkiye daha sağlıklı bir ortama girmiş olurdu." dedi.
Kaynak: Anadolu Ajansı
Haberler.com