Tarih boyunca Balkanlar’dan İzmir’e göçler

ENGİN TATLIBAL - İlber Ortaylı, hayati bir tespit olarak ifade ediyor: “Osmanlı Devleti bir Balkan imparatorluğudur; Balkanları kaybedince hızla çökmüştür.” Devlet-i Aliyye'nin Rumeli'nde toprak kaybının hızlandığı 19'uncu yüzyıl, bu bölgeden ciddi miktarda Müslüman nüfusun Anadolu'ya döndüğü dönemdir. “Döndüğü” kelimesi önemli, zira asırlar boyunca Balkanlarda yaşayan, oradaki yerleşik nüfus ile kaynaşan ve Balkanlarda İslam dininin kısmen yerleşmesini sağlayan insanların büyük bölümü, 14'üncü yüzyıldan itibaren Anadolu'dan bu bölgeye yerleştirilmişlerdi. Okyanusun bilge canlısı yunusların evrim sürecinde önce karaya çıkıp tekrar denizlere dönmeleri gibi, imparatorluğun bilge insanları olan Balkanlılar da Anadolu denizine döndüler. Ve genç Türkiye Cumhuriyeti'nin yükselmesine büyük katkılar sağladılar.     Anadolu'ya Balkanlar'dan ilk kitlesel göçlerin başlangıcının 1877 Osmanlı-Rus Savaşı olduğu kabul ediliyor. Rumi takvime göre 1293'te gerçekleşen savaşa bu yüzden “93 Harbi” denir. “Tuna Nehri akmam diyor” türküsüne konu olan büyük Plevne Savunması'na da sahne olan savaşın sonunda bugün de bağımsız devletler olarak varlıklarını sürdüren Sırbistan, Karadağ ve Romanya, bağımsızlıklarına kavuştular. Yeni konjonktüre göre yaşamları zorlaşan binlerce Müslüman ise Osmanlı'nın çeşitli kentlerine ve bu arada İzmir'e göç etti. Aynı dönemde Kırım'dan ayrılmak zorunda kalan Yahudilerin de gelmesiyle İzmir'de ciddi bir muhacir nüfus oluştu. İzmir Valisi Halil Rıfat Paşa, bu göçmenleri Bahribaba sırtlarındaki Değirmentepe bölgesinde iskan etti. Bu semt günümüzde de Halilrıfatpaşa semti olarak bilinir. Sadece Bulgaristan'dan 350 bin civarında Türk, bu dönemde Anadolu'ya gelmiştir.     İzmir'e yönelen ikinci kitlesel Balkan göçü, 1912'den itibaren yaşandı. Balkan Savaşları'nın başlaması, Osmanlı için sonun başlangıcıydı. Savaş neticesinde Balkanların tamamı Osmanlı'nın elinden çıktı ve İlber Hoca'nın tespiti gerçekleşti. Sonuç, yine yurtlarını bırakmak zorunda kalan on binlerce göçmendi. Yunanistan'ın hakimiyetine geçen Selanik'ten 25 bin civarında göçmen İzmir'e geldi.   En kitlesel göçlerin yaşandığı yer ise kesinlikle Bulgaristan oldu. 1878'de gelen 350 bin kişiye ilaveten 1933'deki Razgrad olaylarının ardından ve 1934'te toplam 200 bin, 1950'de 150 bin ve 1989'da Todor Jivkov rejiminden kaçan yaklaşık 320 bin Bulgaristan Türk'ü Anadolu'ya geldi.   Yunanistan'dan yönelen göçün odak noktasını ise “Mübadele” oluşturdu. İstanbul ve Batı Trakya dışındaki Türk ve Rum nüfus, karşılıklı olarak yer değiştirdi.     Göçmenler ağırlıklı olarak Trakya, İstanbul ve Ege'ye yerleştiler. Ancak en ciddi kitle, İzmir ve çevresinde iskan olundu. Kim bilir, İzmir'i Türkiye'nin geri kalanından ayrı ve farklı kılan faktörlerden biri de budur belki.     Kaynak: egemeclisi.com
Benzer Videolar