Yunanistan Ege'deki 100 milyar dolarlık rezervlerin peşine düştü
Wall Street Journal'ın Yunanistan ve Türkiye analizi
ABD'li gazete Wall Street Journal, Yunanistan'ın Ege'deki 100 milyar dolarlık rezervlerin peşine düştüğünü yazdı.
Yunanistan Ege'nin dibindeki zengin doğal hidrokarbon enerji kaynaklarının peşinde '12 mil' sorununu yeniden gündeme taşıyor. Yunanlılar Ege'de 12 deniz mili hakkına sahip olursa bölgenin yüzde 70'ini elinde bulunduracak.
100 MİLYAR EURO'LUK REZERV
Wall Street Journal'da yer alan habere göre, Ege'de sular bu kez enerji yüzünden ısınıyor. 'Yunan denizciler Türkiye'yi oyunbozanlık ile suçluyor' başlıklı haberdeki ifadelere göre: 300 milyar euroluk borç yükünü sırtlamış olan Yunanlı siyasetçiler rafa kalkmış '12 mil' sorununu bu aralar sık dillendirmeye başladı. Nedeni ise ekonomik. Doğalgaz ve petrolü Rusya'dan alan Yunanlar enerji bağımlılıklarını Ege Denizi'nde bulmayı umdukları hidro karbon kaynaklar ile bitirmek istiyorlar. Hesaplara göre Ege Denizi'nin altında 100 milyar euroluk petrol, doğalgaz ve hidrokarbon rezervleri bulunuyor.
HESAPLAR KARIŞTI
Yunanların enerji rüyasının önündeki en büyük engel Türkiye. Yunanları doğal kaynak aramak için kıta sahanlığı 12 deniz mili olarak hesaplıyor. Türkiye'nin hesabı ise 6 deniz mili.
RUMLAR DOĞALGAZI AFRODIT'TE BULDU
Kıbrıs Rum Kesimi 2011 yılının Ekim ayında adanın çevresinde Afrodit olarak bilinen 12. parselde doğalgaz çalışmalarına başlamıştı. Amerikan Noble enerji ile ortak yürütülen çalışmalar sonrasında doğalgaza ulaşıldı. KKTC ise gazın ortak ada değeri olduğunu ve kendileriyle paylaşılması gerektiğni söylüyor.
YUNANİSTAN BM ANLAŞMASINA GÜVENİYOR
Yunanistan'ın yaptığı kıta sahanlığı hesabı 1994 yılında yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler III. Deniz Hukuku Anlaşması'nın 3. maddesine dayanıyor. Orada 6 deniz mili olan kıta sahanlığının 12 deniz miline çıkarılması hükmü bulunuyor. Komşu da buna güvenerek Ege Denizi'nin dibinde hidrokarbon kaynakları aramak istiyor. Fakat Türkiye kıta sahanlığının anlaşma öncesinde olduğu gibi 6 deniz mili olması gerektiğini söylüyor. Hatta 2010 yılına kadar Türkiye bu durumun ihlalini 'savaş nedeni' olarak bile görüyordu. Bu konuda Türkiye'nin en büyük destekçisi ise ABD Senatosu. Senato anlaşmayı Başkan Barack Obama'nın çabalarına rağmen uzun bir zamandır onaylamıyor.