Yunanistan’da Türkler, görünmez vatandaşlar

7 Temmuz 2010 tarihinde Hurriyet Daily News, “Yunanistan’da Türkler, ‘görünmez vatandaşlar’” başlıklı bir haber yayımladı. Hristos Luradis’in haberinde Yunanistan’da Türk azınlığın statü ve yaşam koşullarında iyileşmeye rağmen önemli bir tarihi anlaşma ile garanti edilen tüm haklarını talep edemedikleri not ediliyor.



Habipoğlu, Hristos Luradis’in sorularını yanıtladı



Haberinde Luradis, Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu(ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu’nun “Yunanistan’ın sosyal ve hukuki sisteminde Türkler görünmez vatandaşlardır” dediğini ifade ederek Habipoğlu’nun bu istikrarsız vatandaşlık statüsünün eğitim ile birlikte Yunanistan’da Türk azınlığın karşılaştığı en önemli problemler arasında olduğunu belirttiğini yazıyor.



Luradis, Yunanistan’da resmi olarak tanınan bir azınlık olarak(Müslüman), 1923 Lozan Barış Anlaşması ile Türk toplumunun eğitim ve dini haklarının garanti altına alındığını ancak Habipoğlu’nun 1967-1974 Yunan askeri cunta döneminin sona ermesinden sonra dahi Türklerin bu haklardan yararlanamadıklarını söylediğini ifade ediyor. Haberde “Cunta rejiminden sonra dahi Yunanistan’da Türk azınlığın din ve eğitimde özerk yapısı oluşturulamadı” diyen Habipoğlu’nun “Türk azınlığın bugün karşılaştığı problemler azınlık haklarını ve uluslar arası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerini yok sayan hükümetlerin yanlış politikalarıdır” dediğini not ediliyor.



Luradis, Yunanistan’da Helsinki Gözlemevi(Helsinki Monitor)’nin başkanı Panayote Dimitras’ın Batı Trakya’da yaşayan azınlıkların yaşam koşullarında ve insan haklarında olumlu gelişmeler olmasında karşın bölgedeki Türkler için problemlerin devam ettiğini söylediğini yazıyor. Habere göre “Yunanistan azınlıklara kendini tanımlama hakkı tanımadığı için durum hala egaliteryanizmden uzak” diyen Dimitras, “Yunan devletinin azınlıklarına yabancı bir unsur olarak davrandığı azınlık(işleri) yetkisinin İçişleri Bakanlığı değil Dışişleri Bakanlığı’nda olmasından açıkça görülüyor” diyor.



Luradis, Habipoğlu’na göre gerçek anlamda özerk bir eğitim sisteminin yokluğunun problemi daha da kötüleştirdiğini ifade ederek Habipoğlu’nun iki dilli azınlık anaokullarının kurulmasının daha da fazla probleme neden olduğunu söylediğini yazıyor. Bununla birlikte Luradis, Habipoğlu’nun cunta tarafından ilan edilen Türk azınlığı temsil eden yetkililerinin seçilmesi sisteminin değişmediğini söylediğini belirtiyor. Habipoğlu’nun bölgede bugünlerde en çok tartışılan konunun Türk topluluğunda imamların atanması sistemi olduğunu söylediğini ifade eden Luradis, Habipoğlu’nun bahse konu yasanın Batı Trakya’da sözleşmeli memur olarak görev yapacak 240 imamın Hristiyanlardan oluşan beş kişilik bir komite tarafından seçilmesini söylediğini belirtiyor.
Benzer Videolar