[responsivevoice_button voice=”Turkish Female” buttontext=”Sesli Okuma”]
Milletvekilliği ne zaman biter, eskiyince mi yoksa ölünce mi?
Önceki dönemlerde bakanlık ve vekillik yapmış Sayın Bülent Akarcalı, anılarını yazdığı “Sevgili Milletvekilim” isimli kitabında çok önemli bir şeyi vurgulamış. “Vekilin zamanını, parasını hatta yetkisini alabilirsin. Ama saygınlığına dokunma. “
Gecenin geç saatlerinde telefonum acı acı çaldı. O saatlerde gelen telefon pek hayra alamet değildir. Üstelik bilinmeyen bir numara. İnsan ister istemez tedirgin oluyor. Telefonu açtım, karşıda sesinden üzüntülü olduğu anlaşılan bir vatandaş; “Sayın vekilim, rahatsız ediyorum, çok zor durumda lütfen yardım edin” deyince gerekli yerleri aradık ve vatandaşın işini çözdük.
Telefonu kapatınca hanımımın bana gözlerini anlamlı olarak çevirdiğini gördüm ve bana sordu: “Sen eski vekilsin, neden hala aktif olmaya çalışıyorsun? Mevcut milletvekilleri senin bu hareketliliğini yanlış anlayabilir, belki de rahatsız olabilir”
Tabi bu soruyu sormasının bir nedeni vardı. Bir süre önce bir Genel Başkan yardımcısı arkadaşımız kötü niyetle değil belki de samimiyetle bana şunu sormuştu: “Rifat ağabey, Reis, İzmire geldiğinde veya bir bakan geldiğinde her defasında sen de havalimanına gelip karşılıyorsun, ağabey sen eski vekilsin, neden geliyorsun ki? Bir Genel Başkan yardımcısı tarafından sorulan bu soru üzerine eşimde haklı olarak “çok aktif olma, biraz geride dur, daha iyi olur” , demişti. Ben de kendisine Reis bizzat, “Gelme” deyinceye kadar gitmeye devam edeceğim, demiştim.
Eşimin düşüncelerini haklı çıkartan örnekler sadece bu değildi. Huyum kurusun, yine bir vatandaşın ricasını kıramayıp Ankara’da bir bakanlığın özel kalemini arıyorum. İzmir milletvekili Rifat Sait diye kendimi tanıtınca, karşıdaki Bayan, “Hangi dönem vekilisiniz” diye sormaz mı? Ben de fark eder mi diye karşı soruyla cevap verdim. Kem küm etti. Ama maalesef istediğimiz kişiyle bizi görüştürmedi.
2002 yılında ilk kez siyasete başladığım AK Parti’de kendi aday olduğum ve 6.sıradan seçildiğim 2011 seçimleri dâhil hepsine aktif olarak katıldım. Aktif derken aday olarak değil, Reisin hatırına ve samimiyetle inandığım halka hizmet Hakka hizmettir şuuruyla belki bir faydamız olur diye sahalarda olduk. Küsmedik, asla geri çekilmedik. Parti büyüklerimizin ve il başkanlarımızın ne zaman bir daveti olsa icabet ettik. Allah razı olsun Sayın Cumhurbaşkanımız bizleri pek çok kez farklı amaçlarla külliyeye davet ederek onurlandırdı. Hatta son Sırbistan resmi ziyaretinde de eski bir vekil olmamıza rağmen sağ olsunlar Sayın Cumhurbaşkanımızın davetiyle resmi heyetinde yer alarak onurlandık. Ardından İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu da, Allah kendisinden razı olsun ne zaman bir sıkıntımız olsa yardımcı olur, bizleri hiçbir resmi görevimiz olmasa da Karadağ’a yaptığı resmi ziyarette yanına alarak onurlandırdı. Bunlar çok güzel şeyler. Devletin en üstü saygı gösterirken, görevli memur arkadaşların bizleri eski diyerek emekliye ayırmaları ilginç.
Geçenlerde trajik komik bir olay yaşadım. Önce bir bayan polis memuru arkadaşımız ardından da bir trafik polisi arkadaşımız “Sayın milletvekilim” diyerek beni aradılar, sorunlarını ilettiler. Yardımcı olduk. Bu olaydan bir gün sonra eşim ve kızımla İzmir trafiğindeyim. Yolda polis kontrolü var. Bir polis arkadaş sağa çekmemi istedi. Dediğini yapıp sağa çektim. Oradaki polis arkadaşa selam verip kartımı göstererek milletvekili olduğumuzu söyleyince, ne dese beğenirsiniz? Hangi dönem? Ben de 24. Dönem deyince, polis arkadaş siz milletvekili değilsiniz, geç şuraya demez mi? Yanımdaki eşimden utandım. Zira eşim yine haklı çıkmıştı. Eşim bana döndü ve dedi ki; “Sen artık milletvekili değilsin, bak devletin polisi de seni artık milletvekili olarak tanımıyor, bırak artık kapat telefonları bizimle ilgilen, vekillik bitti”
Dayanamadım, eşime şunları söyledim. “Vekillik belli bir süre ile olmaz. Eski bir general nasıl hala komutan ise, eski bir vali nasıl hala bir vali olarak ya da eski bir Emniyet müdürü de sayın müdürüm diye karşılanıyorsa, vekillik de süre ile değil ölünce biter. Bu millet bizi vekil yaptı. Havalimanında VİP salonunu kullanıyoruz. Diplomatik pasaportumuz var. Hepsinin üstü Dünya lideri bizi vekil görüyor, bunların amiri Sayın içişleri bakanımız vekil deyip saygı gösteriyor. Varsın bu polis arkadaşlar veya bakanlık çalışanları bize hangi dönem diye sorsunlar. Ne dün bizi arayıp yardım isteyen polis arkadaşlar, ne de gece geç saatlerde bizi arayıp ricada bulunan vatandaşlar bizim hangi dönem milletvekili olduğumuzu sormadılar. Hizmet ve koşuşturmada dönem önemli değilken iş saygıya gelince mevcut vekil olma şartı isteniyorsa o zaman acilen TBMM’deki mevcut milletvekili arkadaşlarımıza gerekli düzenleme için görev düşüyor. Çıkartacakları bir kanun yarın görevleri bittiğinde onlara da yarayacaktır. Bu ülkede milletvekilliği yapan kişilere hangi dönem olursa olsun hem siyasette hem hizmette hem de tecrübeleri ile her zaman ihtiyaç olacaktır. “
Bu arada, yeri gelmişken buradan başta Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Meclis başkanımıza, Sayın Siyasi partilerin grup başkan vekillerine de bir önemli konuyu iletmek istiyorum.
Büyüklerimiz, onlar eski vekil, hiç kimsenin onları aramasına gerek yok, emekliliklerinin keyfini çıkarsınlar deniyorsa sözüm yok. Ama vatandaş arıyor, onlar da tabiki vatandaşa yardımcı olacaklar diyorsanız o zaman önemli bir hususu hatırlatmak istiyorum. TBMM’de mevcut milletvekillerine sağlanan önemli bir imkân var. Mesai saatleri dışında ve hafta sonları mevcut milletvekilleri için TBMM’de nöbetçi danışmanlar vardır. Mevcut milletvekillerine bunlara ulaşmak için bir telefon numarası verilir. Vatandaş arayıp bir sorunu ilettiğinde mevcut vekil hafta sonu veya geç saat de olsa burayı arar ve ilgili kişiyi bağlatır, sorunu çözer. Mesela bir hasta vardır, falanca yerin hastanesinin başhekimi aranacaktır, bu danışman o başhekimin telefonunu bulur ve vekile bağlar. İşte bu mevcut vekillere vatandaşa hizmet için sağlanan imkândan eski vekillerin de kullanabilmesi gerekiyor.
Hayırlı ve sağlıklı günler diliyorum.
Yıllarca halkı için çalışmış insanlara reva görülmeyecek davranışlar bunlar..Bence bu durumun bertarafına yönelik acil düzenleyici çalışmaların yapılıp uygulanması zorunludur.
Yazdiklarinizin çok önemli olduğu eskisi değil yenilerin bile telefonlarına cevap vermediği bir ortamda yaşıyoruz malesef. Yardımlarınızla insallah birilerin kulağına küpe olur