Türkiye ve Soykırım
Dr. Hakan TARTAN(*)
6 aydan beri beklenen bir gelişmeydi; hem Başkan Biden’in, hem de yardımcısı Harris’in ısrarla verdiği mesajlar, soykırımın tüm tarihsel ve toplumsal gerçeklere rağmen ‘politik malzeme’ yapılacağının sinyallerini veriyordu.
Başkan Biden, ‘soykırım’ dedi. Ne oldu? Dünyada herkes Türkiye’ye yüz mü çevirdi?
Başkan Biden’in başı göğe mi erdi?
Dünyada barış, hoşgörü, anlayış ve sevgi tohumları ekmek yerine sancı ve kaos kime ne yarar sağladı?
Bugüne dek hiç bir Başkan’ın kullanmadığı ‘yakışıksız’ ve ‘haksız’ bir sözcüğü kullanarak Biden, belki bazı çevrelere hoş göründü, ama ‘lider olma’ vasfını kaybetti.
Benim sevdiğim deyimdir; ‘rüzgara göre yelken açtı’.
Oysa tüm gerçekler, ‘soykırım’ ve Türkiye sözcüklerinin bir araya gelemeyeceğini göstermekte.
Tarih boyunca. Aklı selim uyarınca ve elbette bilim insanlarının ışığında.
Çetelerin başlattığı ayaklanma ve toplu katliama karşı Osmanlı’nın Suriye’ye toplu taşıma (tehcir) kararının savaş, ayaklanma ve doğa koşulları içindeki sancıları bilinmekte. Ama bunun vardığı soykırım iddiaları insaf, vicdan ve hoşgörü kalıplarının çok ötesindedir.
Üzülmeyelim, yaklaşımı doğru analiz edip önlemler alalım.
Politik kararlarla tarihsel gerçekler değiştirilemez.
Türkiye; sevinç çığlıkları atan düşmanlarını Ulu Önder Atatürk’ün çizdiği ‘yurtta barış, dünyada barış’ sevgi, hoşgörü ve uzlaşma felsefesi ile tarihin tozlu depolarına gönderecek güçtedir.
Gereken; ‘birlik – beraberlik’ ve bundan sonra gelecek ‘tazminat ve hukuksal oyun içerikli girişimlere karşı akılcı mücadele ve mukabele’ politikasıdır.
Hiç bir ülkenin Türkiye’ye verecek insanlık dersi yoktur.
Hele ABD’nin.
Tarihi yazacak olan tarihçilerdir.
Ve o tarihte bizim korkacağımız bir şey yoktur.
(*) Gazeteci – Yazar – Akademisyen
Çalışma ve Sosyal Güvenlik e. Bakanı