10 Şubat 2020 Pazartesi
15 Temmuz
AB’de Anlaşmazlıklar Devri
Vefa Tiyatrosu Yeni Sezonun İlk Oyunu ile Perdelerini Açtı
İsviçre’de silah talepleri arttı
Beyaz Eşyalarda Artık Sararma Olmayacak!
Yunanistan' ın Su Krizi ve Yangınlarla Mücadelesi: Turizm ve İklim Krizinin Çifte Darbesi
Geçtiğimiz günlerde güzel Manisa’mızda ”Manisa Makedonya Göçmenleri Kültürünü Yaşatma ve Dayanışma Derneği” nin düzenlediği 9.Bahar ( Letnik ) şenliği hakkındaki izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Dernek Başkanının açış konuşmasının ardından konuşma yapmak için kürsüye gelen,
Manisamızın saygıdeğer protokol üyelerinden sayın Valimiz dışındakilerin hemen hepsi, konuşmalarına” Sevgili Makedonlar” diyerek başladılar.
Konuşmaları boyunca da birkaç kez aynı cümleyi kullandılar. Kasten veyahut ta sehven söylenen bu hitap şekli inanın beni ve şölende bulunan tüm hemşerilerimi üzmüş ve bizleri derinden yaralamıştır. Konuşmanız esnasında tepki vermemiş olmamız terbiyemizden ve edebimizdendir! 60 yıl öncesinde tüm mallarını Makedonya’da bırakarak sadece Ay-yıldızlı bayrak ve
Ezan-ı Muhammedi uğruna tüm zorluklara katlanarak ve üstelikte
”Bizler Türkiye’den hiç bir istekte bulunmayacağız” diye yazan belgeleri imzalayıp T.C. Üsküp Büyükelçiliği’nden Göç Vizesi alarak, trenlerle yaklaşık bir hafta süren Üsküp -İstanbul -Manisa yolculuğu sırasında yarı aç yarı tok seyahat eden bizler ve atalarımız, aradan 60 yıl geçmiş olmasına rağmen halen Makedon muamelesine muhatap olmamız inanın mezarda yatan büyüklerimizin bile kemiklerini sızlatmıştır. Sayın protokol büyüklerime sormak isterim;
Sizler davet edildiğiniz Bulgaristan Göçmenleri kardeşlerimize hitaben
”Sevgili Bulgarlar” mı diyorsunuz? Davet edildiğiniz Yunanistan’dan göç eden kardeşlerimize hitaben de, ”Sevgili Yunanlılar” diye mi hitap ediyorsunuz .?
Eminim bu şekilde hitap etmiyorsunuz. Peki bizlere neden ” Sevgili Makedonlar” diyorsunuz.? ..!!!
BİZLER SİZDEN DAHA TÜRKÜZ !!!
Neden mi? Anlatayım. 500 yıl önce Saruhan ve Karaman diyarından Rumeli Diyarına Evlad-ı Fatihan olarak götürülen akıncı torunları bizler, 1912 yılından sonra gerçekleşen soykırımdan kaçarak, 1950- 1962 yılları arasında topluca anavatanımıza geri döndük. Ben daha önce yazdığım ” BİSTRA’NIN KARDELENLERİ” adlı makalemde şöyle bir cümle yazmıştım.
”Sizler ! Göç’ü öyle kolay bir olgu mu sanıyorsunuz?
Kolay mı sanıyorsunuz? Göçe zorlandığın ülkede ”TÜRK”,
Göç ederek geldiğin ve vatan bildiğin ülkede ”GÖÇMEN” olmak.!!! ”
Sizlerin bizleri nasıl bir etnik kimliğe kategorize etmeye çalıştığınızı ve kimlerden akıl aldığınızı bilmiyorum fakat; şunu hiç bir zaman aklınızdan çıkarmayınız ki ..!!! Bizlerin ve atalarımızın etnik kimliklerini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti bundan 60 sene önce verdi. Bizler Türk kimliğini onur ve şerefle Çocuklarımız ve Torunlarımız ile birlikte sonsuza kadar taşıyacağız .
Makedon kelimesi bir etnik kavram ifadesidir ..!!! Makedonya’dan göç etmiş olmak başka bir şey, Makedon olmak başka bir şey. Unutmayınız ki;
Cumhuriyetimizin kurucusu M. Kemal Atatürk’ümüz de Makedonya
Selanik doğumlu, babası Ali Rıza Efendi ise Makedonya Kocacık doğumludur! Bilmenizi isterim ki, zaman geçirmeden gidiniz ve ziyaret ediniz.
Manisalı Makedonya Göçmenleri sizden özür bekliyorlar. Özür dilemekte bir erdemdir …..