01 Aralık 2024 Pazar
15 Temmuz
AB’de Anlaşmazlıklar Devri
Vefa Tiyatrosu Yeni Sezonun İlk Oyunu ile Perdelerini Açtı
İsviçre’de silah talepleri arttı
Beyaz Eşyalarda Artık Sararma Olmayacak!
Yunanistan' ın Su Krizi ve Yangınlarla Mücadelesi: Turizm ve İklim Krizinin Çifte Darbesi
Perilerin fısıltısını duyduğunuz yer Kapadokya
@benim_gozumlegezelim
Hayalle gerçeğin
Doğayla tarihin harmanlandıgı yer Kapadokya, 60 milyon yıl önce Erciyes, Hasandağı ve Göllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgâr tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkan bölgedir.
Kapadokya adı en eski M.Ö. 6. yüzyılda Pers kaynaklarında görülür. Katpatuka olarak geçen bu ismin kaynağı belirsizdir. Bazı uzmanlar Luvi dilinde “Alçak Ülke” anlamına geldiğini öne sürmüşlerdir. Ama daha sonraki araştırmalar “aşağı, aşağıda” anlamına gelen “katta” zarfının Hititçe olduğunu, Luvi karşılığının ise “zanta” olduğunu göstermektedir.[
Biraz tarihi bilgiden sonra bizim maceramıza geçelim
Bir kongrede eğitimci yazar olarak davet edildiğim Kapadokya ya adeta uçarak gittim
Sebenine gelince ben perileri severim🤣
Yani gizeli ,gizemli tarihi , yeraltı sehirlerini çok severim
Birde yılın bu zamanları o kadar güzel olur ki peribacaları adete fısıltıları duyarsınız
Ee bide yeni kitabım Derinkuyu maceralarını tekrar bir gozden gecirmek için düstük yola
Önce göreme,ürgüp,Avanos derken her yeri adımladık
Hadi mereler gezilmeli ,ne yemeli ,ne içmeliyede değinelim
Rahat ayakkabılarla kocaman bir alanda dünyaca ünlü açık hava müzesi4. yüzyılda inşa edilmiş ve Hristiyanlık tarihi açısından da büyük bir öneme sahip. Tokalı Kilise, Elmalı Kilise, Azize Barbara Şapeli, Yılanlı Kilise ve Karanlık Kilise, müzenin en önemli yapıları arasında yer alıyor.
Kapadokya bölgesinin en yüksek noktasında konumlanan Uçhisar Kalesi, oldukça etkileyici panoramik manzarası ile dikkat çekiyor. Nevşehir’de görülmesi gereken tarihi yerler arasında bulunan kale, savunmaya amaçlı kullanılmış. İçerisinde kayalardan oyulmuş odaların, tünellerin ve sığınakların bulunduğu Uçhisar Kalesi, Nevşehir’in en can alıcı noktalarından biri.
Benim için Benim Gözümle Gezelim maceracıların ilk durağı bu özel yer
Yaklaşık 85 metre derinliği ile Nevşehir’in en büyük yeraltı şehirlerinden biri olma özelliği taşıyan Derinkuyu Yeraltı Şehri, tarih boyunca çeşitli medeniyetler tarafından barınak ve savunma amacıyla kullanılmış. 8 katlı olan Derinkuyu Yeraltı Şehri, ilk Hristiyanlar tarafından Romalı askerlerin zulmünden korunmak için yapılmış. Uzun süre dışarı çıkmadan yaşanabilecek alanların oluşturulduğu Derinkuyu Yeraltı Şehri’nde mutfaklar, kiliseler, su kuyuları, havalandırma bacaları ve bir adet de misyonerler okulu gibi farklı yapılar bulunuyor.
Bu listeyeIhlara vadisiÜç güzellerTemenni tepesiÜrgüpAvanosAsmalı KonakÜrgüp müzesiÖzkonak yer altı şehriBüyükanıt yeraltı şehri Gibi bir çok rota eklenebilirAsmalı Konak otel olmuş içi gezilmiyir sonra demedi demeyin🤣Birdemeshur balon turu ve ATV turi deneyimi yasay8n ,atlara binin ama fiyatlar turistlere göre demedi demeyin🤣🤣Biz birde ilk defa düzenlenen at festivaline denk geldik Nerde kalalım dersenizAlternatif çokBen ruhuma iyi gelen mağara evler tipi oteli tercih ettim iyi ki de etmişim Bir güzel otantiklik yaşadıkUzun lafın kısası Kapadokya sizi hayallere götüren yerdirGidin gezin gelin bize yazın Bide bizim Derinkuyu maceramız okuyun derim Hadi perilere kulak verelim 🥰
sınıfımızda ki çocuklara ‘sizce çocuk olmak ne demek? ‘dedik ve cevapları
20 Kasım Dünya ÇOCUK HAKLARI Günü
yiğit: oyuncak oynamak
Alihan: parkta oynamak
Ali: bebeklik demek
Yüsra : oyun oynamak
elif: yaramazlık yapmak
eslem: parka gitmek
…………………….
Yine anlamını taşımadığına , anlamını yaşatamadığımıza kahrolduğum bir gün daha,
çocukların haklarını o kadar ihlal etmişiz ve bunu o kadar çok yapmışız ki durup durup bunu tekrarladığımız da aklımıza kazınsın diye çocuk hakları var heyy!!!! diye bir gün bulmuşuz.!!!!!
oyun hakkı
gülme hakkı
parka gitmek
yaramazlık
oyuncak
sadece bunlarla hayata renk katan çocuklarımızın en masum haklarını koruyamıyoruz
ama en acısı yaşama haklarını ellerinden aldığımız çocukların hakları,
gülmenin en çok yakıştığı çocuklara ağlamayı reva görmek adil değil.
sahi narin
leyla
efe
ahmet
………
adını bilmediğimiz yeni doğan bebekler ,çocuk işçiler,çocuk gelinler……
hangi hakkın kurbanı oldularda gülüşleri soldu?
Bir eğitimci olarak çocukların gözlerinde ki o ışığı korumanın ne kadar önemli olduğunu tekrar tekrar söylemek gerek.
önce can güvenliğini sağladığımız tüm çocukların geleceğini de korumalıyız.
yine bir umutla yenileyelim
çocuklarımızın haklarının korunduğu çocukça yaşayabildikleri bir dünya inşa edelim
çocuk hakları gününüz kutlu olsun ve lütfen bizi affedin çocuklar….
@benim_gozumlegezelim
@izkediznik
Özden Coşar/EDEBİYAT
Odabaş. ‘Her Gezegen Özeldir’ dedi
düşün dünyasının dikkatini çekti…
///Kitap bir oksijendir. Ruhlarımızın nefes alıp ahlak, karakter kalitesini yükseltmesi gerekiyor. Zira nefessiz bir toplum, çürümeye mahkumdur. Yeni yazarlar için vereceğim tek tavsiye, hikayelere ruh katmaları. Biz kalbimizden, ruhumuzdan kaleme kağıda aktarırsak birçok gönülde yer alırız.
Yeni bir yazar dostumuzu Benim Gözümle Gezelim köşemizde hem tanıyor hem de eserini tanıtıyoruz. ‘Her gezegen özeldir’ dedi, her çocuğun özel olduğu gibi ve bu adla benim bile dikkatimi çeken kitabını okutturdu. Başarılı yazar Rümeysa Odabaş’a sorduk, samimi ve ilgi çekici cevaplar aldık.
Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1994 Bursa doğumluyum. İzmir’de başlayan eğitim hayatım Atatürk Üniversitesi ile sona erdi. Anne-Çocuk Eğitimi, Özel Eğitim Öğretmenliği, Diksiyon, Hitabet, Beden Dili, Aile İçi İletişim, Öğrenci Koçluğu alanlarında eğitimlerimi de tamamlamış bulunmaktayım. Sekiz yıl ücretli öğretmenlik yaptım. Kısa bir süre öğretmenliğe ara verdim, evdeyim. Evde olma fırsatını yakalamışken kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Çocuk hikayeleri ve çocuk gelişimi üzerine makaleler yazıyorum. Hikayelerimden Gökbey Göklerde -Her Gezegen Özeldir, ilk kitabim olarak elimize ulaştı. Evli ve bir çocuk annesiyim.
Yazmaya nasıl başladınız? Sizi bu yola yönlendiren ne oldu?
Yazmak beni motive eder. Herhangi bir konuda duygu yoğunluğu yasamişsam bunları kağıda dökmeyi çok severim. Öğrencilik yıllarımda da şiirler yazardım. Yazılarımın belli bir konu üzerine olup vücut bulmasını eşim çok istedi ve beni teşvik etti. Ben de hem çocuğumuza güzel hatıralar bırakmak hem de ulaşabildiğim çocuklara istifadeli olması açısından birçok çocuk hikayeleri kaleme aldım. Şimdilik ‘Gökbey Göklerde -Her Gezegen Özeldir’ basıma gitti ve satış noktalarına ulaştı. Desteği için eşim Ömer Faruk Odabaş’a ve rehberliği, kitabımın danışmanlığını yaptığı için Kıymetli Eğitimci -Yazar Aydan Bilgesoy ‘a minnettarım. Bununla birlikte çocuk gelişimi ve aile içi iletişim üzerine Fısıldayan Kalemlerde makalelerim yayımlanıyor. Toplumsal olarak iyiye gidebilmemiz için, her bir çocuğa değer kazandırabilmek için bu iki konu üzerine ağırlık vereceğim.
İLHAM KAYNAĞI
Yazarken size ilham veren kişiler ya da olaylar var mı?
Makalelerimi yazarken günlük karşılaştığımız olaylar, yaşanan sorunlar, doğru bildiğimiz yanlışlar bana ilham kaynağı oluyor. Hikayelerimdeki amaç, eğlendirerek bilgiyi sunmak. Konular değişkenlik gösterebilir. Gökbey Göklerde -Her Gezegen Özeldir kitabımın kahramanı oğlum Gökbey. Henüz üç yaşında ve gezegenlere oldukça ilgisi var. Onun bu yöndeki ilgisini geliştirmek amacıyla da vücut bulmuş bir hikaye Gökbey Göklerde. İnanıyorum ki birçok Gökbey Göklerde okuyucusu hem gökbilime ilgi gösterecek hem de akıllarda sorular varsa cevap bulabilecek.
Bir kitap ya da hikaye yazarken en çok zorlandığınız kısım nedir?
İlk kitabımın yayım sürecinde yaşadığım ciddi bir zorluk olmadı fakat yazarlığa, okumaya teşvik amacıyla basım ücretlerinin ve satış ağındaki tüm kitapların çok daha uygun olmasını gerekli mercilerden rica ediyorum. Rakamlar ne kadar makul olursa aydın gençlerin sayısı bir o kadar artacaktır. Kitap bir oksijendir. Ruhlarımızın nefes alıp ahlak, karakter kalitesini yükseltmesi gerekiyor. Zira nefessiz bir toplum, çürümeye mahkumdur.
Yazarken çevrenizden ya da hayatınızdaki deneyimlerden mi ilham alıyorsunuz?
İlk kitabım Gökbey Göklerde -Her Gezegen Özeldir elime ulaştığı an sanki bir annenin çocuğunu ilk kez kucağına alma hissini yaşadım ve duygusallıkla birlikte büyük bir gurur hissi yaşadım. Kitap yazma sürecini hep hamilelik dönemine benzetirim. Satırlara özen, olay örgüsü oluşturmak için yaşanan uykusuz geceler, bilgiye doyurmak için seviyeye uygun bilgiler sunmak gibi özverili bir süreçtir kitap yazmak. Sonra verilen emek, gösterilen özveri, bir anda ellerimizde… Çocuğunuzun ve diğer tüm değerli çocukların elinde kendi emeğinizi görmek, onlarla hikayenin içinde yer alıp sohbet etmek oldukça gurur, keyif verici bir an.
YENİ YAZARLAR
Yeni yazarlara tavsiyeleriniz nelerdir?
Yeni yazarlar için vereceğim tek tavsiye, hikayelere ruh katmaları. Biz kalbimizden, ruhumuzdan kaleme kağıda aktarırsak birçok gönülde yer alırız.
Bundan sonraki projeleriniz nelerdir?
Gökbey, bir seri olsun istiyorum. Göklerde, ormanda, denizde gibi çeşitli mekanlarda olay örgüsü geliştirip hem coğrafi olarak bilgi sahibi olsunlar hem de hayal dünyaları renklensin istiyorum. Tabii farklı, sürpriz bir hikaye araya girebilir. İlerleyen zamanlarda yetişkinler için çocuk gelişimi ve psikolojisi üzerine kılavuz bir kitap yazmayı düşünüyorum. Çekirdekten güzel bir eğitim metodu bizleri aydınlığa götürecektir.
Acının tarifi olmazmış ama fotografı olurmuş meğer
Bir doğal afetin doğal olmayan sonucu oldu 6 Şubat
Acı
Çığlık
Gôzyaşı
Yıkım
Karanlık…..
Biz hep dillerde pelesenk ederiz deprem bolgesiyiz diye ama bu kadar acı bir tokatla bunu anlamamız can yaktı
Kimi evlattı
Kimi anne
Kimi baba
Kimi eş
Kimi akraba
Şimdi hepsi bir varla bir yokun arasında ,anılarda ,acılarda
6 Şubat kolay yazılan zor unutulacak olan tarih
Depremde kaybettiklerimizi rahmetle anıyoruz
Geldik El Uksur a yani o kralların doğduğu yada ölümü tüm hücrenizle hissettiğiniz Luksor vadisine.
Bir tarafı doğumu bir tarafı ölümü sembolize eden o romanlara ,destanlara konu olan Nil ile ayrılmış luksor dayız
İlk önce yine maceracı ruhumuz ve Fatih beyin tedirginliğiyle oteli bulmaya çalıştık
At arabalı bı abi bizi ablukaya aldı
Ne dese fatih hocam no
No diyo
En son adını soruyo bizimki o kadar bunalmiski onada no diyo🤣🤣
Neyse adamda gülmeye başladı 🤣
Tam o sırada bı baktık otelin önündeyiz
Yaniotelimiz biraz tuhaf sürgülü kapısı ,eski zaman esyalariyla Kahire’de ki o lüks otele benzemesede yerleşip dinlenmeye ve ertesi güne o değişik mısır kahvaltısıyla uyanmamıza yaradı
Mısır kahvaltısı nasıl desem değisik tadlar ve baharatlarla biraz bize tuhaftı ama sizde bı deneyin derim
Neyse hadi bakalım Luksor bizi bekler
Karnak tapınagiyla baslayalım keşfe
Karnak aslında bitmemiş bir tapınaktı. Her firavun kendinden önceki firavunun yaptığı eklemelerden çok fazlasını yaparak büyük ve görkemli bir tapınak halini almıştır ve her firavun kendinden bir şeyler katmak istemiş ve böylece Karnak’ın yapımı 2000 yıldan fazla sürmüş. Karnak Tapınağı ayrıca hem Mısır tarihi hem de mitolojisi hakkında önemli bilgiler vermektedir. Ayrıca Karnak Tapınağı’nda birçok firavunun izine rastlamak mümkündür. Hem de Karnak’ta arkeologlar birçok kazı yaparak bu kazılarda önemli bulgular elde etmişlerdir.
Gizemli o aslanlı yoldan geçtik ve o tüm mısır tarihinin yazılı olduğu sütunlar insanı tam.anlamıyla büyülüyor
Yani bir resimle bir tarih böyle anlatılabilirdi
Karnaktan sonra o gizemli Nil nehrinde bir tekneyle batı yakası ve mezarlara gececeğiz
Eski Mısır uygarlığı hakkında bildiklerimizin çoğu, onların ölümden sonraki dünyaya yaptıkları hazırlıkları kapsıyor. Altın sandaletlerden gösterişli lahitlere kadar, zanaatkarlıklarının kalıntıları dünyanın dört bir yanındaki müzelerde bulunabiliyor. Ancak bu gösterişli mezarların etkisini tam olarak anlamak için mezarlar yakından incelenmelidir. En ünlü ve ayrıntılı kral mezarları Krallar Vadisi’nde bulunuyor.
Krallar Vadisi’nde tek başına duran 62 mezar vardır. Thutmose I ile başlar ve Ramses X ya da Ramses XI ile biter. Soylular Vadisi’nde bu sayı yüzlerle ifade edilir. Kraliçe ve prensesler de Kraliçeler Vadisi’ndedir. Çoğu işçilerin mezarları da İşçiler Vadisi’ndedir. Buralardaki çoğu mezar ziyarete açık değildir. Krallar Vadisi’nde ayrıca asillerin ve kralların eşleri, çocukları ve özel soyluların da mezarları bulunmaktadır. Ramses I zamanında Kraliçeler Vadisi’ne başlanmış ve çoğu firavun eşleri buraya gömülmüştür. Vadideki taşların kalitesi tutarsızdır. Mezarlar kireçtaşlarıyla yapılmıştır. Çoğu mezar zarar görmüştür. Bu vadide sadece Yeni Krallık’ın 18 – 19 – 20. Hanedanlıklarına ait mezarlar bulunmaktadır.
Mezarların çoğunda kireçtaşı kullanılmış, üç koridor, bir giriş salonu ve batık bir lahit odası bulunmaktadır. Bu yer altı mezarlığı gizli olduğundan dolayı soyulması çok zordur. Hırsızlıklara karşı 21. Hanedanlık zamanındaki papazlar, firavun naaşlarını çoğu kez buraya taşımışlardır. Bir mezarın yapımı tahmini 6 yıl sürmüştür. Mezarlardaki yazılar da Ölüler Kitabı, Kapılar Kitabı ve Yer altı Kitabı’ndan yazılmıştır.
Biz de aldığımız biletlere seçtiğimiz mezarları gezdik , bildiğimiz mezarlardan çok farklı ihtişam, süs ve her birinin hayatı resmen duvarlara işlenmiş
Burda mezarlardan sonra temple habu taoınağını çok beğendik , taksiciyle anlaşıp obölgeleri gezdik.
Her defasında birilgiyle karsılanmamızda bize Mısırı sevdiren unsurlandan
Luksor tapınagınıda gezip at arabalar8yla turlar yaptıktan sonra Hurgadaya geçtik
Mısırın Antalyası diye bilinen Hurgada daha turistik deniz kenarı bir şehir
Burda da gitmeniz gereken yerler özel resifler bence
Mısır demek tarih demek deniz demek keyifli ilgi demek .
Hadi biz yeni rotalarda @benim _gozumlrgezelim hesabınızda sizi bekliyoruz🌸