ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA
Mübarek, Futbol Federasyonu değil, sanki “yaz-boz“ tahtası… Ne olur bir kararınızın da arkasında durun… Rüzgar nereden eserse oraya eğilmeyin… Bir duruşunuz, kurumsal bir kimliğiniz olsun… Nerede… TFF’nin karar değişikliklerinden başımız döndü…
– Pandemi sürecinde “Ligler ertelenmeyecek“ dediler, bir hafta sonra ertelediler…
– Galatasaray – Beşiktaş maçı “seyircili oynanacak“ dediler, seyircisiz oynattılar…
– Yabancı sayısını 8’e indirdiklerini söylediler, daha üç – beş gün geçmeden “eski düzen devam“ dediler…
– “Bu sezon kesinlikle küme düşme olacak” dediler, daha cümlelerine noktayı koymadan ligi 21 takıma çıkarttıklarını açıkladılar…
– Ekim ayından itibaren tribünlere yüzde 30 seyirci alınacağını ilan ettiler, 48 saat sonra “maçlar seyircisiz“ açıklamasını yaptılar…
Üstelik federasyon harcamaları dillerde… Bir gölge başkandır lafı gidiyor… Torpilli atamalar, genel kurulda sahte imzalar, iddialar havada uçuşuyor… Telkinlerinizi kabul etmeyen MHK eski başkanı Zekeriya Alp istifa etti… TFF’de bölgecilik zirvede…
Buna benzer daha neler neler… Demek ki aldığınız tek karar bile “doğru“ değil… Ya da aldığınız kararlar “onay“ görmüyor… Sözde özerk federasyonsunuz…
N’oluyor Nihat Abi… Sen bu değildin… Nerelerden, kimlerden baskı yiyorsun da aldığın tek kararın bile arkasında duramıyorsun…
Ver sağa, ver sola; at bana, al sana…
Milli Takım’da görüntü var, sonuç yok… Olamazdı da zaten… Günümüzün futbolunda bu kadar yavaş hücum edip maç kazanan takım görülmedi…
– Çağdaş futbolun istatistikleri, gollerin genelinin 3-4 pasla atıldığını söylüyor…
– Sırbistan maçında biz ne yaptık; ver sağa, ver sola… At bana, al sana… Bir daha; at bana, al sana…
– Rakip ceza alanına gidene kadar gereksiz ve çok yavaş en az 15-20 pas yaptık…
– Bu kadar ağır hücum edersen dünyanın en beceriksiz takımı olsa, karşında gene bir savunma duvarı örer…
– Nitekim bir devreyi bir eksik oynayan Sırbistan karşısında ancak bir pozisyona girdik, bir gol bile atamadık…
– Pas demek, mesafe kat etmek demek, pas demek rakip savunmanın arkasına sarkmak demek… Biz pas yapa yapa olduğumuz yerde saydık…
– Türk futbolu oldum olası bu hızlı hücumu beceremiyor… Sırbistan karşısında da beceremedik…
14
Macaristan maçında süre alamayan Enes Ünal, Sırbistan deplasmanında 78 dakika sahada kalırken rakip savunma arasıda adeta kayboldu. 14 kez A Milli Takım’da görev yapan 23 yaşındaki genç forvet, ay-yıldızlı formayla 2 golünü de geçen yıl Andorra deplasmanında atmıştı.
Etebo’nun güçlü özellikleri var
Galatasaray, Stoke City’den Oghenekaro Etebo‘yi kiraladı… Nijerya Milli Takımı’nda da görev yapan orta saha oyucusu Etobe geçen yılı İspanyol kulübü Getafe’de geçirmiş… İstatistiklerine baktığınızda geçen sezonu çok parlak değil… Şöyle bir araştırdım… Whoscored.com sitesinde okuduğum Etobe’nin özelliklerini sizlerle paylaşıyorum…
– Adam geçme, pas verme, bitiricilik, defansif katkı, top kapma: Güçlü…
– Orta açma ve yapma, top tutma: Çok zayıf…
Etebo’nin bu kadar “güçlü“ özellikleri varsa, yeter de artar bile…
Biraz da siz anlatın!
– Galatasaray antrenörü Levent Şahin, Fatih Hoca’nın doğum gününü sosyal medyadan kutlarken “Sen anlat, biz dinleriz“ ifadelerini kullandı… Levent Hoca’ya bir önerim var; biraz da siz anlatsanız da Fatih Hoca dinlese…
Yayıncı neden indirim istiyor?
Süper Lig 21 takıma çıktığında “yayıncı yaşadı“ yorumları yapılmış, ben de “öyle değil… Yayıncı maç sayısı fazlalaştı, masrafım arttı, üste para isterim derse şaşırmayın“ diye yazmıştım… Nitekim öyle oldu, yayıncı “masrafım arttı“ diye indirim istiyor…
– 34 haftalık lig, 42 haftaya çıktı… Ekstra 8 hafta, ekstra 114 maç…
– Yayıncı bu 114 maçın 16‘sında reyting yapar, reklam alır, para kazanır…
– Hadi diyelim son haftalara sıkışan bir büyük maç, belki bir sürpriz şampiyon adayı, bu sayıyı 30-35’e çıkaralım…
– Kalan 70-75 maç, naklen yayın araba kirası, uydu kirası, ulaşım ve konaklama giderleri falan derken yayıncıyı külliyen zarar yazar…
– Büyük maç dışındaki reklamlar ne oluyor derseniz, onlar paket reklam… Bir anlamda büyük maçlardan diğer maçlara aktarılan bonuslar… Reklam verenin gözünü kandırmak gibi bir şey…
Bunları duyan değil, bilen biri olarak yazıyorum…
Fenerbahçe ilk adımı attı
İstanbul’da geçen yıl oynanan Chelsea-Liverpool UEFA Süper Kupa finalinden önce Chelsea Genel Sekreteri, “Liverpool‘la bugün rakibiz ama, haftanın altı günü ortak menfaatlerimiz için aynı masadayız“ demişti…
Bizim kulüpler haftanın yedi günü birbirlerini rakip görüyorlar… Oysa haftada bir oynarken, haftanın altı günü ortak menfaatleri için birlikte hareket etmeliler…
Fenerbahçe bu anlamda çok radikal, hatta tarihi bir adım attı… Süper Lig‘in 17 takımının istedikleri taktirde lisanslı ürünlerini Fenerium mağazalarında satabileceklerini kendilerine yazılı olarak bildirdi…
Fenerbahçe’nin bu adımı; umarım, yeni ortaklıkların, dayanışmanın, sorunlara birlikte sahip çıkmanın ve çözüm yolu aramanın ilk adımı olur…
Sergen Hoca kesin haklı
Sergen Yalçın basın toplantısında “Keşke gitmeseydi dediğim tek oyuncu Elneny“ dedi… Sergen Hoca kesin haklı… Sergen Hoca aynı basın toplantısında “Balotelli‘yi ben istemedim“ dedi… Sergen Hoca kesin haklı…
Hakan’ın jesti yerini bulmadı
Güzel işlere gözlerimiz, sayfalarımız, ekranlarımız kapalı… Beşiktaş – Sivas maçının daha 34. dakikasında Dorukhan kırmızı kart görünce, Sivasspor kaptanı Hakan Arslan hakeme gidiyor, “Hocam lütfen atma, Dorukhan sakatlıktan yeni çıktı, bırak oynasın“ diyor… İsterdim ki Hakan‘ın bu tavrı toplumda ve medyada hak ettiği yeri bulsun… Kötüye cömert, güzele cimriyiz…
Ezberler bitsin
Süper Lig’de yeni sezon bu hafta başlıyor… Umarım, maç sonu artık ezberlediğimiz ifadeleri bu sezon duymayız;
– Çok basit goller yedik…
– Rakip bizden daha fazla istedi…
– Haftaya kazanıp yolumuza devam edeceğiz…
Çok meraktayım
Süper Lig’de 42 haftalık bir maraton başlıyor… Meraktayım; bu 42 haftada hakemi konuşmadığımız, hakemi tartışmadığımız, sonucu hakeme bağlamadığımız, hakemle ilgili açıklama yapmadığımız tek hafta olacak mı acaba?
Medya dileği!
Süper Lig’de maraton başlarken, medya açısından bir dilekte bulunayım; umarım, kulüplere angaje, gönüllü kulüp avukatlığı yapan yazar ve yorumcuların çok azaldığı, futbolun doğrularının konuşulup yazıldığı bir sezon yaşarız…
Kimse bahane aramasın
Sağlık Bakanı yalvardı, kulaklarımızı tıkadık…
Bilim Kurulu uyardı, oralı olmadık…
Kol kola düğünleri yaptık…
Kınaları yaktık…
Ayasofya’ya yüzbinlerle aktık…
Denizlere balıklama daldık…
Maske takmadık…
Mesafe tanımadık…
Kurallara uymadık…
Kendimizi korumadık…
Karşımızdakine saygı duymadık…
Önlemleri yeterince uygulamadık…
Koca bir yazın tadını çıkarttık…
Bu sürede evine hiç gidemeyen,
Çocuklarını öpemeyen,
Güneşi göremeyen,
Ölümle kol kola giren,
Sağlık personelini hiç hatırlamadık…
Eee, olacağı budur…
Vakalar, ölümler rekora koşuyor…
Kimse bahane aramasın…
Devlet de kusurlu, millet de…
Geriye enkaz kalır
Bu kadar kritik bir dönemde Süper Lig‘in 21 takımla oynanacak olması, açıkçası “katliam“ gibi bir karar…
– Salgın şiddetini bu kadar arttırmışken…
– Milli Takımı hafta arası maçları beklerken…
– Daha Türkiye Kupası maçları oynanacakken…
– Türk Milli Takımı’nı sezon sonu Avrupa Şampiyonası finalleri beklerken…
– Şiddetli kış koşulları belliyken…
Bu kararı almak, sezon sonunda Şenol Güneş‘e Milli Takım diye bir “enkaz“ bırakmaya benzer… TFF bu enkazın altında kalır…
Takımlar Türk, turnuva yabancı
Turnuvanın yapıldığı yer Türkiye… Turnuvaya katılan dört Türk takımı; Fenerbahçe, Beşiktaş, Sivasspor ve Antalyaspor… Turnuvanın adı; The Land Of Legends Cup… Niye?
Sadece saçı değişik!
– Fenerbahçeli Frey’de müthiş bir değişiklik (!) var; at kuyruğu saçlarını kısacık kesmiş… Yakışmış da… Ancak aynı Frey‘in futbolunda bir değişiklik yok… Yerinde sayıyor…
Lütfen Sayın Kaymakam
Sayın Bodrum Kaymakamı… Sizi tanımıyorum, adınızı bilmiyorum, lütfen bağışlayın…
Sayın Kaymakam;
Malumunuz, Yalıkavak‘ta Küdür Koyu var… Fok balıklarının üreme alanı olduğu için koruma altında…
Ama korunmuyor…
Onlarca tekne bu koyda…
Demir atıyorlar, denizin dibindeki bütün canlıları tarıyorlar…
Günlerce, haftalarca kalıyorlar…
Atık sularını denize bırakıyorlar…
Deterjanla teknelerini yıkıyorlar…
Nitekim önceki yıllarda bu sularda gösteri yapan fok balıkları, kaç yıldır ortalıkta görünmüyor…
Bodrum Liman Başkanlığı, Güllük Liman Başkanlığı, hangi kapıyı çaldıysak sonuç yok…
Sanki devlet otoritesi, egemen güçler karşısında tırsıyor gibi…
Küdür Koyu koruma altında… Ama korunmuyor…
Korunmuyor Sayın Kaymakam…
Küdür Koyu’nun, Devlet‘in, Sizler’in korumasına ihtiyacı var…
Bir ses, bir nefes, bir icraat bekliyoruz…
Lütfen Sayın Kaymakam…
Yerleri dolmaz
Fatih Portakal sonrası FOX Ana Haber’i merak ediyordum, izledim… Çok uygar ve duygusal bir değişim oldu… Selçuk Tepeli başladı ve doğal olarak yadırgandı… Aslında bu işte Tepeli‘nin bir günahı yok… Televizyonlar kendi efsanelerini yaratırlar ve yerleri asla dolmaz… FOX’da olan da budur…
Milliyet
BALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
18 gün önceHABERLER
27 gün önce