0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

AA

ANKARA (AA) – Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Lefkoşa’da görüşmesinin akabinde düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Görüşmelerde KKTC’nin güç planlamasında çeşitli alternatiflerin gündeme geldiğini kaydeden Tatar, esaslı tahliller bulunabilmesi için farklı görüşleri değerlendirdiklerini aktardı.

Adada uzun vadeli planlamalar yapılmasının çok kıymetli olduğunu vurgulayan Tatar, anavatan Türkiye ile ilgiler kapsamında ekonomik manada bağların güçlenebilmesinin de ehemmiyetine işaret etti.

Tatar, su projesinin akabinde deniz altından çift taraflı kabloyla enterkonnekte sisteminin, Türkiye’ye ve mümkün olduğunca Avrupa Birliği’ne (AB) kadar bağlanabilecek bir yatırım olduğunu kaydederek, bunun adanın geleceği bakımından olağanüstü değerli olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı olarak 1 Temmuz 2022’de Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres üzerinden Güney Kıbrıs Rum İdaresi’ne (GKRY) verdiği teklifinden bahseden Tatar, Türkiye’nin var olan iletim sınırları ile kendilerinin enterkonnekte Avrupa Birliği’ne hem KKTC hem GKRY olarak bağlanmalarının esaslı ve güç konusunda sürdürülebilir bir tahlil olması açısından değerli olduğunu söyledi.

Tatar, GKRY’nin gündeminde 1000 kilometre uzaklıktaki Yunanistan’a kablo bağlanması olduğunu aktararak, bu temasın nasıl sağlanabileceğinin tartışıldığını zira maliyetlerin yüksek, uzaklığın uzun ve deniz derinliğinin de 3 bin metre olduğunu tabir etti.

Türkiye’nin 60 kilometre uzaklıkta ve deniz derinliğinin 1000 metre olduğuna dikkati çeken Tatar, “Dolayısıyla aklıselim bunun Türkiye üzerinden enterkonnekte sisteme bağlanması bu adanın geleceği bakımından olağanüstü değerli ve yanlışsız projedir.” dedi.

Tatar, Türkiye’nin tam dayanağıyla iki devletli tahlilin karşılıklı münasebetlerin hem Kıbrıs Türkü hem Kıbrıs Rumu için adada sürdürülebilir, adil, kalıcı ve hakikaten her iki halka da yarar sağlayacak halde olması gerektiğini söyledi.

Adada barış, huzur ve güvenlik sağlanması önemli

Tatar, bu coğrafyada Gazze’de yaşananlar başta olmak üzere kritik gelişmelere ve farklı coğrafyalardaki çatışmalara bakıldığında, adada barışın, huzurun ve güvenliğin ne kadar değerli olduğunun altını çizdi.

İki devletli tahlilde anavatan Türkiye’nin garantörlüğünün devamının da kıymetine dikkati çeken Tatar, “Aynı vakitte caydırıcı bir güç olarak Türk askerinin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin adadaki varlığının bizler için yaşamsal kıymete haiz olduğunu bir kere daha kıymetlendiriyoruz.” tabirini kullandı.

Tatar, BM’ye ortak bir tabanda buluşulması durumunda müzakere sürecine geçebileceklerini tabir ettiklerini anlatarak, bunun hâkim eşitlik ve eşit memleketler arası statünün teyidiyle mümkün olabileceğini vurguladı.

Tatar, 22 Eylül’de New York’a giderek BM Genel Sekreteri Guterres ile ikili görüşme yapacağını belirterek, “(Rum idaresi ile KKTC arasında) Bir görüşme süreci başlayacaksa bizlerin taleplerinin de mutlak suretle yerine getirilmesi konusundaki ısrarımızı söz edeceğim. Ana vatan Türkiye Cumhuriyeti ile istişare içinde ve sizlerin de tam dayanağıyla bu yeni politikayı sürdürmekteyiz.” dedi.

KKTC’ye yönelik izolasyonlar ve ambargoların hafifletilmesini beklerken Güney Kıbrıs’ın mülkiyet, turizm ve üniversiteler konusunda yaptıkları birtakım akınları büyük ıstırapla gözlemlediklerini söyleyen Tatar, şunları kaydetti:

“Çünkü niyet aşikâr ki ortalığı germek. Kıbrıs Türk halkının refahını, memnunluğunu olumsuz etkileyebilecek ve bizleri kendilerine nazaran diz çökerterek zorla bir müzakere sürecine çekmek için yaptıkları bütün bu oyunları biz reddettiğimizi, bu türlü bir şeyin olmayacağını, bu türlü bir anlayışın da herhalde uzun vadede kimseye bir yararı olmayacağını kıymetlendiriyoruz. O bakımdan sizlerin (Türkiye) bize sürdürmekte olduğu takviyenin Kıbrıs Türk halkı ismine çok manalı ve kıymetli olduğunu da buradan söz etmek istiyorum.”

Tatar, Avrupa Birliği İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) kararıyla kurulan Taşınmaz Mal Komitesi’nin son devirlerde aktifliğini artırdığına değinerek, yeterli niyetli yatırımcılara sorun çıkarılmasının kimseye yararı olmayacağını ve Komite’nin dertlere deva olduğunu söyledi.

Kıbrıslı Rumların, Ada’nın kuzeyinde bıraktığı mal ve mülkleriyle alakalı Komite’ye başvurabileceğine işaret eden Tatar, “Bu ülkede barış, huzur ve inancın devamı için bu kurumun tesirli bir formda çalıştırılması gerekmektedir. Gerçekten dün yaptığım açıklamada, şimdiye kadar 1890’a yakın sıkıntının bu formda çözüldüğünü ve Güney Kıbrıs’ın da bu işe mani olmadan kendi vatandaşlarını özgür bıraktığı takdirde bu sayının artacağını ve bu mülkiyet sıkıntısını de çözeceğini söyledim” diye konuştu.

Tatar, mülkiyet sorununun büsbütün tahlilinin, Kıbrıs sıkıntısının tahliline bağlı olduğunu vurgulayarak, “Çözüldüğü gün, bizlerin şu anda güneyde bıraktığımız 500 binden daha fazla mülkiyetin takasa gireceğini ve büyük ölçüde mülkiyet sıkıntısının o halde tahlile kavuşacağını buradan teyit etmek istiyorum.” tabirlerini kullandı.

KKTC bir cazibe merkezi olma yolunda

Tatar, KKTC ile Türkiye ortasındaki mali ve ekonomik işbirliği protokollerinin uygulandığını kaydederek, ülkenin geleceği, refahın artması ve problemlerin geride kalması için Türkiye’nin dün açıkladığı Orta Vadeli Ekonomik Program’ın benzerini KKTC’nin de açıklamasını temenni ettiğini söyledi.

KKTC’nin anavatan Türkiye’nin takviyesiyle yoluna emin adımlarda azim ve kararlılıkla devam ettiğini vurgulayan Tatar, yatırım ve güç alanında esaslı tahlillerle KKTC’yi bir cazibe merkezi olma yolunda olduğunu söz etti.

Tatar, KKTC’nin Doğu Akdeniz’de bağımsız bir Türk devleti ve Türk Devletleri Teşkilatı’nın gözlemci üyesi olarak memleketler arası manada statüsünün de yükselmesiyle gelecekte Doğu Akdeniz’in bir yıldızı olma gayelerinin gerçekleştirilmesinde hiçbir pürüzün olmayacağını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Tatar, izolasyon ve ambargolara karşın bunu gerçekleştirebilecekleri inancıyla Türkiye’ye sürdürdüğü takviyesinden ötürü çok teşekkür etti.

Muhabir: Tuğba Altun,Can Efesoy