Bulgaristan’dan yeni döndüm. Geziye “BALKAN günlüğü” gazetesi imtiyaz sahibi Rıfat Sait eşi Sevilay Sait de katıldılar. Birlikte Mestanlı, Kırcaali, Filibe ve Sofya şehirlerine ziyarette bulunduk. Gezdiğimiz şehirlerin sokakları gayet sakin; kimi işine gitmek için acele ediyor, kimi ise Noel yılbaşı kutlamaları için dükkânları gezerek hazırlık yapma telaşında. Sokaktaki halk siyasi çevrelerde esen “fırtınalardan” uzak gibi görünüyor. Siyasi fırtınanın, atmosferin üst katlarına ulaştığı anlaşılıyor. Bilindiği gibi, fırtına son kata indiğinde bazen hortuma dönüşerek önüne ne çıkarsa yok eder. Bu günlerde Bulgaristan atmosferinde üst katlarında siyasi fırtınaların estiği görünüyor. Bazı politikacılar siyasi rant için, atmosferin yüksek katlarında esen fırtınayı yerin en alçak katına şimşeklerle birlikte hortuma dönüşecek şekilde ulaştırıyor,  ancak aynı zamanda yaptıklarının ülkeye çok ağır hasarlar vereceğinin farkında değiller. Ne yazık ki aşırı milliyetçi ATAKA partisi,  Türkçe anlamı üzerine olduğu gibi “hücum” ismiyle,  Bulgaristan siyasetinde milliyetçi eğilimleri atağa/hücuma geçirmek isterken,  karşılarında ise göremedikleri duvara toslamak durumunda kalıyor.

ATAKA’nın en son icraatı, İsviçre’de yapılan minare inşaatlarının yasaklanması referandumundan esinlenmek suretiyle, Bulgaristan’da halihazırda çok hassas konumda bulunan azınlıkların ana dillerinin referandum yoluyla devletin resmi televizyonundan kaldırılmasının istenmesi oldu. Bu konuları düşünmeden gündeme getirenler, yarattıkları fırtınalara kapılarak ileride yok olacaklarını göremeyecek kadar acizler. Yüzyıllarca farklı dinlere mensup topluluklarla bir arada sorunsuz olarak yaşayan bu kesim, sadece siyasi rant için ortalığı bulandırmanın peşinde koşup, kitleleri yanlış yönlendiriyor.                

Bulgaristan seyahatimizde, akşam yemeklerinden birisini Filibe’nin bir restoranında yedik. Neşeli bir atmosferde geçen yemeğe Batı Trakyalı Türk iş adamı ve eşi de katıldılar. Restoranda kimliğe ve milliyete bakılmaksızın herkes gönüllerince eğlendi. Türkiye’den misafirler selamlandı, Türk müziğinin eşliğinde restoran müşterileri oyunlara katıldılar. Daha sonra tekrar Bulgar müziği çalmaya devam etti. Hatta bir ara, Yunanistan’dan gelen misafirler de selamlanmak suretiyle sirtaki oynandı. Açıkçası, Bulgaristan’ın Filibe gibi önemli bir şehrinde geç saatlerde restoranlarda Türkçe, Yunanca ve Bulgarca müzikler eşliğine oyunlar oynanıyorsa bu ülkede etnik kimliğe dayalı menfi olayların olmadığı aşikardır.

ATAKA partisinin, BNT kanalında  on beş dakikalık Türkçe haber yayının kaldırılması referandumunu gündeme taşımasına paralel olarak,  kamuoyunun gerçek manada görüşü alınmak isteniyorsa,  bu yayınları izleyen bölge insanının çoğunlukta olduğu  Kırcaali, Smolyan, Blagoevgrad, Şumnu, Tırgovişte, Razgrad  ve hatta Varna illerinde referandum yapılmasını öneriyorum. İşte o zaman halk ATAKA gibi kesime gereken cevabı fazlasıyla verecektir.