Geçen hafta Başbakan Erdoğan’ın Bakanlar Kurulu’nun yarısını yanına alarak gittiği Atina’da ortak kabine toplantısı yapmasının kendileri için çok önemli olduğunu Yunanlılar anlayabiliyorlar mı acaba? Bugüne kadar uzattığımız dost elimiz hiç samimi karşılık bulamadı. Yüzümüze güldü ama hep iki yüzlü davrandı, Ege ve Trakya’dan sınır komşumuz. Ne de olsa Batılı ağabeylerinin sürekli şımarttığı bu küçük ülkeyi kollarlardı. O kadar ki dünyanın 17. büyük ekonomisine sahip Ortadoğu-Kafkaslar-Balkanlar ve Orta Asya’da güçlü tarihi, kültürel, sosyal, ekonomik bağları olan 72 milyonluk Türkiye’ye karşı hep yapmadılar mı? Düşünün ki 1974’te oldubitti bir ihtilal ile Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Yunanistan’a bağlamaya kalkmamışlar mıydı? Batı Trakya Türklerini asimilasyon ve göç politikalarıyla eritmeye çalışmadılar mı, Türk isminin kullanılması halen yasak değimli, bir sürü belgeye ve anlaşamaya rağmen Türk azınlığı inkâr edip siz Müslüman azınlıksınız demiyor mu, bölücü terörist başı katil Öcalan’ı kendi gizli teşkilatı vasıtasıyla yurt dışında korumaya alıp elçiliğinde saklamadılar mı? Bunlara karşı biz bir devletin olması gereken ciddiyet ve olgunluğu içinde hep asil davrandık. Bu şımartmanın sonucu ekonomisini sürekli makyajlayan Yunanistan sonunda iflasın acı yüzüyle karşılaşarak batmanın eşiğine geldi. Başta hükümet, berbat olan ekonomiye rağmen, ülke bilânçolarını makyajlayıp herkesi aldattı yıllardır. Yolsuzluk had safhada, rüşvetsiz iş neredeyse yapılamazmış Yunanistan’da (yaşayanların ve bilenlerin yalancısıyım), bu rüşvetlerin Yunan ekonomisindeki kaybı yılda 20 milyar Euro’ymuş. Devlete vergi verme alışkanlığı pek gelişmemiş. Atina’da uydu fotoğraflarında 16 bin 974 evde yüzme havuzu bulunduğu halde vergi vermemek için sadece 564 aile beyan etmiş. Serbest meslek erbabı gerçek gelirlerini beyan etmede pek bir cimri davranırmış. (Sanki bizde değil mi?)
EL UZATTIK
Samimiyetsizlik her yönüyle karşımızda sırıtırken Türkiye Cumhuriyeti geçmişte olduğu gibi yine büyüklük ederek dost elini uzatmış ve destek vermiştir bu uslanmaz komşuya. Yunanlı gazeteciler, Atina programında Başbakanların “Her iki toplumu daha kolay kaynaştırabilmek” amacıyla yaptığı basın toplantılarında bu samimi yaklaşımı sabote etmek için her şeyi yapmışlar ve sonunda Erdoğan’dan azar işitmişlerdir. Yunan halkının korkularını kışkırtan tutumları, iyi komşuluğu engellemeye dönük olduğu kuşkusunu yaratmıştır. Ama bir diğer kuşkum da gazetecilerin bu tutumunda Yunan yetkililerin etkisinin olup olmadığıdır. Bu küçük komşumuzun Türkiye ile iyi geçinmesi, daha az askeri harcamaya, daha çok turizm gelirine, ekonomik kalkınmaya, huzur ve barışa hizmet eder. Dünyanın önde gelen silah üreticilerini zengin etmeye ne gerek var. Unutmayın ki onlar sorunları çözmekten ziyade para kazanmayı tercih eder. Ege’de sorunlarımızı çözmüş olsak silahlanmaya bu kadar kaynak ayırmaya gerek kalır mıydı? “Megali İdea” hayallerine Türkiye izin vermeyeceğine göre yatırımlarımızı silaha değil dostluğa ve barışa yapalım.
(NOT…: Elim bir kaza sonucu kaybettiğimiz madencilerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabırlar dilerim.)
KÖŞE YAZARLARI
2 gün önceKÖŞE YAZARLARI
7 gün önceKÖŞE YAZARLARI
13 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
21 gün önceKÖŞE YAZARLARI
22 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.