Uzun zamandır kafamı kurcalayan bir soru vardı. Türkiye’de ”65 yaş haddi” sınırı konusu. Büyükelçiler başta olmak üzere, diğer üst düzey devlet memurları, Noterler vs. birçok unvanlı kişiler, bu yaş sınırlaması nedeniyle, birikim ve deneyimlerinin en üst seviyelerinde iken, emekliliğe sevk edilmektedirler. 61 ila 65 yaş arasında olup ta, devlet bürokrasisinin üst kademelerinde yer alan ve kamu hizmetinin başarı ile sürdürülebilmesi için gerekli bilgi, birikim ve deneyime sahip çok sayıdaki kişinin görevine, hukuk güvenliğini sarsmayacak biçimde makul ve ölçülü bir geçiş süreci öngörülmeksizin yasa ile son verilmesinin kamu hizmetinin görülmesini olumsuz yönde etkileyeceği açıktır. Ancak milletvekili olabilmek için her nedense 65 yaş sınırı konulmamıştır? Yanılmıyorsam 2006 yılı sonbahar aylarında AKP Karaman milletvekili sayın Mevlüt Akgün, Anayasa’nın 76.maddesi gereğince milletvekili seçilme yaşının en alt sınırı olarak 30’dan 25’e düşürülmesine istinaden, kamuda üst yaş sınırı getirilirken, mecliste üst yaş sınırının getirilmemesinin bir eksiklik olduğu düşüncesiyle, yakın zamanlarda Başbakanların, bakanların ve milletvekillerinin yaşlılık ve sağlık sorunlarının ülke gündemini ciddi şekilde meşgul etmesi nedeniyle bir yasa teklifi hazırlamıştı. Sayın Akgün” Batı ülkelerinde birçok siyasetçinin, belli bir süre sonra genç insanlara siyaseti bıraktıkları bilinmektedir. Ülkemizde ise 65 yaş üstü kişilerin koltuklarını muhafaza etmesi ve genç beyinlere fırsat vermemesi bir gerçektir” dedi. 65 yaş sınırlamasının siyasi hayata dinamiklik ve yenileşme katacağını umduğunu ifade ederek bir yasa teklifini meclise sunmuş ve kendi iktidar partisi milletvekilleri tarafından da kabul görmemişti.
Bunun yanında Noter ve Tapu işlemlerinde Gayrimenkul Satış Vaadi sözleşmelerinde ya da herhangi bir gayrimenkul devrinde 65 yaş üstü kişilerin akıl sağlığı konusunda rapor alınmasına ilişkin emredici bir hüküm var mıdır?
65 yaş üstü insanların devir işlemlerini yaparken noterin sağlık raporu istememesi sorumluluğunu doğurur mu?
NOTER İŞLEMLERİ
Türkiye Noterler Birliği’nin 13.07.1976 tarih ve 15645 sayı ve 18.01.1972 tarih ve 1512 sayı, 15. kısım olan “Noterlik İşlemlerinde Uyulması Gerekli Hususlar” bölümünün Madde 0091: “Yeteneğin Tespiti ” ne istinaden, noterin ilgilinin yeteneği hakkında bir kanı sahibi olması gereklidir. Temyiz kudretine sahip bulunan ve işlemin niteliğine göre gerekli yaşa girdiği anlaşılan herkes hukuki işlemleri yapmaya ehil olup, bu yaş resmi belge ile saptanır. Tanık veya kanı ile yaş tespit edilemez. İlgilinin yaşlılık, hastalık veya dış görünüşü itibariyle yeteneğinden, şüphe edilmesi veya bu konuda ihbar ve şikayet bulunması hallerinde temyiz kudretinin varlığı doktor raporu ile saptanır.
Bu takdirde metnin içinde tarih ve numarası ile rapordan bahsedilir, raporun aslı işlemin noterde kalan nüshasına eklenir. Hukuki işlerin belgelendirilmesi anında ilgili iradesini serbestçe ve kendi isteğine uygun olarak beyan etmelidir. Beyanın tam ve eksiksiz olarak yazılması gereklidir. Yapılan işlemin niteliğine göre gerekli soruların sorularak işlemin sonucu hakkında ilgiliye açıklama yapılması gereklidir. 65 yaşını bitirenler resmi hastanelerin psikiyatri bölümüne başvurur. Psikiyatri muayeneden sonra ayrı binada bulunan psikologa gönderir. Psikolog testlerini yaptıktan sonra tekrar psikiyatri uzmanına gönderir. O raporu yazdırır imzalar. Aynı gün notere gidip noterdeki işlemi bitirmesi gerekir. Aynı gün gidemezse, ertesi gün yeni bir rapor alması gerekir hükmü yer almaktadır. Ayrıca Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün 7 Haziran 1994 tarih ve 21953 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ilgili kanunun 14. maddesi gereğince Tapu’da yapılacak her türlü alım satım işlemleri ile ilgili hükümler yazmaktadır. Yaş haddine bakılmaksızın yapılan bu işlemlerde, alım satım yapan kişilerin beyanı esas alınmasına rağmen, yaşlılık durumu söz konusu olduğunda, işlemi yapacak kamu görevlisinin inisiyatifi doğrultusunda, tam teşekküllü bir Devlet Hastanesi’nden veya branş hastanesinden alınacak “Sağlık Kurulu Raporu” doğrultusunda işlem yapılmaktadır. Noter ise 65 yaş sınırını geçen herkes’ten akli melaikelerinin yerinde olup olmadığına dair, Rapor vermeye yetkili Devlet hastanesi veya Özel dal hastanelerinden “Sağlık Kurulu” raporu olmadan işlem yapmamaktadır. Şu bir gerçek ki; 12 Haziran 2011 tarihinde ülkemiz yine bir seçime girecektir. 2008 de yapılan adrese dayalı nüfus sistemine göre 5 milyona yakın yaşlımızın olduğu tespit edilmiştir! Ülkemizde bir üniversitede yapılan panelde, 55–64 yaş grubundaki unutkanlığın yüzde 41, 70–85 yaş grubunda yüzde 52 seviyesinde tespit edildiği açıklanmıştır. Bu açıklamalar doğrultusunda Ruhsal, fiziksel, sosyal ve ekonomik ve yasal olmak üzere çeşitli sorunları bulunan yaşlılarımız için; 12 Haziran 2011’deki seçimlerde, yaşlılarımızın ülkemizin geleceği konusunda oy kullanırken, sağlıklı bir tercih yapabilmeleri için hangi kriterler uygulanacaktır? Sandık kurulu başkanının bu konuda bir inisiyatifi var mıdır? Yoksa Sandık Kurulu başkanı Noter gibi her yaşlımızdan 12 Haziran 2011 sabahı 65 yaş ve üstü kişilerden, oy kullanmaları için tam teşekkülü bir sağlık raporu isteyecek midir? Ya da 65 yaş sınırı konusunda milletvekilliği için bir yasa teklifi hazırlayan AKP Milletvekili Mevlüt Akgün, oy kullanacak vatandaşlarımız için 65 yaş sınırı ile ilgili bir yasa teklifi de çıkarmayı hiç düşündü mü? Sizce hangi durum daha çelişkili? Karar sizin…
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce