Rifat Sait
Siyasette anlam veremediğiniz çelişkiler vardır. AK Parti’nin de Balkan – Rumeli camiası ile karşılıklı böyle bir paradoksu bulunuyor.
Cumhurbaşkanımız ve AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Pınarhisar cezaevinden çıktıktan hemen sonra 28 arkadaşıyla birlikte Balkanlara yani Makedonya Kalkandelen’e gitmiş ve hatta AK Parti’nin temelleri burada atılmıştı.
Kosova bağımsızlığını ilan ettiğinde onu ilk tanıyan ikinci ülke Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın kararlı tavrı ile Türkiye olmuştu.
Bosna-Hersek’in unutulmaz lideri rahmetli Alija İzzetbegoviç ölüm döşeğindeyken havada uçağının rotasını Bosna’ya yönelten Tayyip Erdoğan, hastanede kendisini ziyarete gittiğinde rahmetli Alija, Bosna’yı sana emanet ediyorum demişti.
TÜRK KURUMLARININ BALKANLARDAKİ MUHTEŞEM HİZMETLERİ
İlk olarak AK Parti hükümetleri ile kurulan veya aktif hale getirilen Yunus Emre Enstitüsü, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) , Maarif vakfı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları (YTB) gibi kamu diplomasisi yapan ülkemizin Soft Power uluslararası kurumları, TRT, Anadolu Ajansı (AA) , Büyükelçiliklerimiz ( Dışişleri Bakanlığı) , Yurtdışı Ticaret müşavirlikleri gibi kurumlarımız ile verilen hizmetler, Balkan ülkelerinde ülkemizin ve dolaylı olarak da mevcut hükümetin prestijini ve olumlu yönde algısını artırıyor.
Makedonya Manastırdaki Atatürk’ün askeri okulunu ve yine Makedonya’nın Merkez Jupa kasabasında bulunan Atatürk’ün dedesinin evini onaran ve restore eden AK Parti dönemi hükümetler.
ERDOĞAN BALKANLARDA ÇOK SEVİLİYOR
Cumhurbaşkanımız ve AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Balkan ülkelerinde ciddi olarak çok seviliyor. Bizzat şahit olduğum ve katıldığım Bulgaristan Kırcaali ziyareti, Batı Trakya Gümülcine ziyareti, Kosova Prizren, K.Makedonya, Sancak-Sırbistan ve Arnavutluk’taki mitingleri ve toplantılarında toplanan binlerce insanın kendisine gösterdiği ilgi ve sevgi gösterileri muhteşem ötesi. Hatta diyebilirim ki; o Balkan ülkesinin en çok sevilen devlet büyükleri bile o kadar kalabalık toplayamaz.
Ancak paradoksa bakın ki; nüfuslarının büyük çoğunluğunu Balkan ülkelerinden gelen evladı Fatihan’ın oluşturduğu Edirne, Kırklareli, Tekirdağ gibi Trakya vilayetleri, nüfusunun yarısını Balkanların oluşturduğu İzmir veya benzer şekilde Aydın ve Manisa gibi illerimiz ve hatta içerisinde çok sayıda Balkan muhacirlerinin yaşadığı İstanbul gibi Türkiye’nin en statrejik ilinde AK Partinin istenen başarıyı gösterememesi araştırılması gereken ciddi bir sosyolojik durumdur.
Bu durum Balkan seçmeninin gösterdiği ilginç bir çelişki veya farklı sosyolojik davranış şeklidir.
AK PARTİ BALKANLARA DAHA ÇOK İLGİ GÖSTERMELİDİR
Ancak diğer taraftan AK Parti’nin de uyguladığı bir paradoks vardır. Bu da ikinci Balkan paradoksudur.
Balkanlar Türkiye’nin çimentosu ve temel taşıdır. Bünyesinde 38 Arnavut, 44 Boşnak kökenli vezir yani bugünkü karşılığı Başbakan düzeyinde devlet adamının hizmet verdiği Balkan imparatorluğu olarak bilinen Osmanlının devamı mahiyetindeki Türkiye’de yaklaşık 18-20 Milyon düzeyinde Balkan kökenli insan yaşamaktadır. En başta Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Balkanlıdır. Ülkemizin istiklal marşını yazan M.Akif veya ilk Türkçe sözlüğü yazan Şemsettin Sami Balkanlıdır. Bugün ülkemizde yaklaşık 20 Milyon Balkan insanından bahsediyorsak bu nüfusun neredeyse %20-25’i kadardır. Bu da önemli bir siyasi güç demektir. Hatta daha da önemlisi genelde ağırlıklı CHP ve İYİ Parti’ye oy veren bu seçmen grubunun AK Partiye kazandırılması bir değil çift oy demektir. Böylesine belirgin bir gerçek varken, AK Parti’nin Bakan, milletvekili, Belediye başkanı ve meclis üyesi, Genel Başkan yardımcısı, il başkanı, ilçe başkanlarını bu gerçeğe ve orana göre düzenlemesi beklenir. Tam tersi olursa paradoks oluşur.
CHP VE İYİ PARTİ BALKANLARI KULLANMAYA BAŞLADI
CHP, kendisi de bir Balkanlı olan Sayın Faik Öztrak başkanlığında Balkan masaları oluşturdu ve birçok ilde toplantılar düzenledi ve düzenliyor.
Genel Başkanı Selanikli (Balkanlı) olan Sayın Meral Akşener ile Balkanlara göz kırpıyor. Hatta “İyi Parti Balkanlara iyi gelecek “ sloganı ile büyük bir Balkan kongresi yapmaya hazırlanıyorlar.
CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi ilki 1934 yılında Atatürk tarafından yapılan Balkan festivallerinin en büyüğünü önümüzdeki ay yapmaya hazırlanıyor.
İstanbul’da Rumeli Dernek ve federasyonları “Rumeli Siyaset istişare yemeği” adıyla tüm siyasi Partilerin eski ve yeni il, ilçe Yönetim Kurulu Üyeleriyle, Yerel Yönetim adayları ve Meclis Üyelerinin katılımıyla 16.09.2021 tarihinde yapılan yemekli istişare toplantısında başta AK Parti olmak üzere tüm siyasi partilere ciddi ve önemli mesaj verdiler. Balkan Rumeli insanlarının yaşadığı yerlerde adayların da bu insanlarda seçilmesi ve tercih edilmesi konusunda ortak karar ile basın bildirisi sundular.
CB’MIZ SAYIN ERDOĞAN’IN HİMAYELERİNDE İZMİR’DE BÜYÜK BALKAN İSTİŞARE TOPLANTISI YAPILMALIDIR
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, kısmetse 6 Kasım’da İzmir’i ziyaret edecek. Nüfusunun yarısını Balkanların oluşturduğu İzmir bir fahri Balkan kentidir. Ayrıca İzmir, bu bakımdan Türkiye siyaseti için son derece stratejik bir kenttir. İzmir’de Sayın Cumhurbaşkanımızın onurlandıracağı bir Balkan İstişare toplantısı yapılması son derece yararlı olacaktır. Ancak bu sefer halay çekmek ve börek yemek için değil, tüm Türkiye’den aktif ve etkili Balkan Rumeli dernek, federasyon, konfederasyon başkan ve temsilcileri ile kanaat önderlerinin olacağı bir istişare toplantısı. Bunlara hitap etmek tamam ancak sadece bu olmaz, ayrıca önceden belirlenecek temsilcilerinin mutlaka dinlenmesi ve söylediklerinin not edilmesi 2023 öncesi elzemdir.
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce
Selamlar Rıfat Bey,
Gerçek Balkanlılar, gerçeklerle hareket ederler..
Hiç bir partinin eteklerine tutunarak veya anlatımları ile ne duygularını ve değerlerini ne de fikir ve davranışlarıni asla değiştirmezler.
Gerçek Balkanlılar tabii ki, kanı karışmamışları kastediyorum..
Dolayısıyla burada bir Paradoks yoktur.
Osmanlı Imparatotluğunda olduğu gibi bizler her zaman gerçeklerle hareket ettik ve hakkımız olmayan hiç bir yerde gözümüz de olmadı, isteğimiz de olmadı.
Sonuçta bizleri kimse bir yerde toparlayıp ta; vaadler de bulunarak ne Kul Hakkına, ne de inanmadığımız bir davranışa sürükleyemez.
Biz inceleriz, vicdan ve aklımızla yorumlar ve ona göre yürürüz.
Selam ve Saygılarımla,
Semih SOYLU
Yorum öneri oldukça samimi ve gerçekçi olmakla beraber tatlı gizili bir sitemkarlğıda hissettiriyor Kalemine yüreğine sağlık çok net ve doğru analiz