İZMİR (İHA) – CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir‘de düzenlenen TÜLOV Çalıştayına katıldı. Yüksek yetenek inşasının önemine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Gençlerimiz kendi alanları ile ilgili sağlıklı çalışma alanına ulaşamadıkları için yurtdışına gidiyorlar. Bir ülkenin ortalama yüzde 2’si zeki insanlardan oluşuyor ve bu insanlar toplumu sürükleyen ve yeni buluşlara imza atan insanlar. Bunların korunması, sorunlarının çözülmesi ve onlar için yeni olanaklar oluşturulması lazım” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir dizi açılış ve program nedeniyle dün akşam İzmir’e geldi. Kılıçdaroğlu, Balçova Belediyesi’nin üniversite kazanan öğrencilere bilgisayar dağıtımı yaptığı programın ardından bugünkü programına CHP Emek Büroları ve TÜLOV iş birliği ile düzenlenen “Apaydınlık bir gelecek: Yeni bir siyaset, toplum ve emek yüzyılı” çalıştayına katıldı.
Tarihi Havagazı Fabrikasında gerçekleştirilen programda konuşan Kılıçdaroğlu, “Siyasetçiler gelecek vizyonu çizecekse fütüristlerden, bilim insanlarından yararlanmaları gerekiyor. Belki de bizim siyasetin en eksik yönü bu. Zaman zaman ben arkadaşlarıma söylerim. Beni iktisatçılarla, fütüristlerle, felsefecilerle buluşturun. Biz kendi dünyamızı zenginleştirelim ki toplumunda dünyasını zenginleştirmek için çaba harcayalım” dedi.
“Bir ülkenin ortalama yüzde 2’si zeki insanlardan oluşuyor”
Konuşmasında yüksek yetenek inşasının önemine değinen Kılıçdaroğlu, “İnsanoğlu tekerleği 1 milyon yılda keşfediyor diyorlar. Şimdi 21. yüzyıldayız. Her saniyede birden fazla buluş var. Biz kendi ülkemizde yüksek yetenek inşasını sağlayamazsak hızlı ve sağlıklı büyüme şansını kaybederiz. Yüksek yetenek inşası deneyimini bir kurultayda konuşmuştum. Özü şu. Bir ülkenin ortalama yüzde 2’si zeki insanlardan oluşuyor ve bu insanlar toplumu sürükleyen ve yeni buluşlara imza atan insanlar. Bunların korunması, sorunlarının çözülmesi ve onlar için yeni olanaklar oluşturulması lazım. İngiltere’de buharla çalışan motorun keşfedilmesi yüksek yetenek inşasını sağlayan bir ülkenin elde ettiği başarıdır. Bütün sömürgelerden en yetenekli insanlar gelmiştir oraya. Bugün yüksek yetenek inşasında en büyük çabayı gösteren ülke ABD’dir. Dünyanın her tarafından en yetenekli insanlar oraya gidiyor. Bizim siyasetçiler bunun ne kadar farkında? Gençlerimiz kendi alanları ile ilgili sağlıklı çalışma alanına ulaşamadıkları için yurtdışına gidiyorlar. İkinci Dünya Savaşında Almanya’dan kaçan ve ülkemize sığınan bilim insanları bizim için çok ciddi kazanım olmuştur. Üniversitelerimizde çığır açtılar. 12 Eylül, 15 Temmuz sonrası binlerce bilim insanının üniversite dışı bırakılması Türkiye için çok ciddi kayıp. Üniversiteler bilgi üretecek ki sanayici onu elle tutulur metaya dönüştürsün. Üniversiteler gerçek anlamda birer üniversite mi? Bunun sorgulanması lazım. Tabi üniversite bilgiyi üretecek ama sonuçta elimizde kıt bir kaynak var. Bunun çok iyi planlanması lazım. Planlamayı yapacak kişiler de yetenekli ve bilgili kişilerdir. ve maalesef ki biz planlamayı da kapattık. Eğer biz çocuklarımızın merak duygusunu kamçılamazsak yüksek yetenek inşasını sağlayamayız. Eğitimcilere ve üniversitelere çok ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.
TÜLOV Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Demir ise yaptığı konuşmada, “Biz apaydınlık geleceği şimdiden düşünmeli ve yapmalıyız. TÜLOV olarak Türkiye’nin değerlerini iç ve dışta tanıtmak için tanıtmak, demokrasi ve laikliği tüm ülkemize yerleştirmek ve geliştirmek en büyük hedeflerimiz” dedi.
Soyer: “Değişmeyen tek şey değişimdir”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de “Son iki yılda yaşadığımız, insanlığın ve gezegenimizin geleceği açısından kritik bir eşiği beraberinde getiren gelişmelerle baş başaydık. Tüm dünyayı etkileyen korona virüs salgını, iklim krizinin getirdiği selleri yangınlar ve birer toplumsal afete dönüşen hak ihlalleri yaşam kültürümüzü değiştirmemiz gerektiğini gözler önüne seriyor. İnsanlığın yaşadığı sorunlar sınır ve coğrafya tanımadan tüm dünyayı etkisi altına alıyor. Bu sorunlarla başa çıkmak için birbirimizden kopuk, geçici çözümlerin fayda etmediğini son iki yılda görmüş olduk. Bu duruma tersine çevirmenin tek bir geçerli dayanağı var. Birlik ve beraberlik içinde bütüncül ve kapsayıcı politikalar üretmek. Geleceği ancak geçmişin sağlam temelleri üzerinden kurabiliriz. Geçen haftalarda İzmir’de ev sahipliğini yaptığımız Dünya Belediyeler Birliği Kültür Zirvesinde bu ilkenin önemini defalarca vurguladık. Kültür Zirvesinde dünyanın ihtiyaç duyduğu kültürel dönüşüm yeni bir kavram olarak ortaya kondu. Döngüsel kültür kavramı. Kültür Zirvesinde çıksan sonuç döngüsel kültür kavramını dört alt başlıkta tarif ediyor. Doğa ile uyum, birbirimizle uyum, geçmişle uyum ve değişimle uyum. İklim krizinin el alınmasında teknoloji çözümler kadar belki de daha fazla adına döngüsel kültür dediğimiz çok katmanlı değerle manzumesine ihtiyaç var. İzmir’deki temel hedefimiz şehrin refahını büyütmek ve bu refahın adil paylaşımını sağlamak. Bunun için ekoloji ve ekonomi arasında bir düşman ilişkisi yerine birbirini besleyen bir uyum tesis etmek zorundayız. Burada kadim kültürümüz kadar değişimin gücü de önem taşıyor. İzmirli düşünür Heraklitos’un değerli bir sözü var: Değişmeyen tek şey değişimdir. Bu söz yaşamın özünde değişim olduğunu tarif ediyor. Böylelikle kültürlerin zaman içinde dogmalara, tahakküme ve ideolojilere dönüşmesine neden olabilecek tüm ihtimalleri ortadan kaldırıyor. Geleceği tarif ederken değişimle uyuma özel önem atfetmemizin nedeni tam olarak bu. Yaşamın ve doğanın sonsuz ilham kaynaklarından beslenmesine imkan tanımak. Böylelikle özünde doğal ile uyum ve adalet olan İzmir’i ve Türkiye’yi, dünyayı gençlerle birlikte tasarlamak” ifadelerini kullandı. – İZMİR
ARAŞTIRMA-İNCELEME
4 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
6 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
6 gün önceHABERLER
8 gün önceHABERLER
13 gün önce