DOLAR 34,6189 0.16%
EURO 36,3242 0.03%
ALTIN 2.917,330,00
BITCOIN 3272643-3.55924%
İzmir

PARÇALI BULUTLU

12:56

ÖĞLEYE KALAN SÜRE

Türkiye’nin Kamu Diplomasisi ve Balkanlardaki Rolü
109 okunma

Türkiye’nin Kamu Diplomasisi ve Balkanlardaki Rolü

ABONE OL
22/12/2021 14:30
Türkiye’nin Kamu Diplomasisi ve Balkanlardaki Rolü
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Alican ULAJ

Geçtiğimiz Ağustos ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan Balkanlarda istikrara katkı veren bir Bosna ve Karadağ seyahati gerçekleştirdi. Bu ziyarette yine Türkiye, istikrar sağlayan, arabulucu, yatırım yapan ve güven veren yönüyle öne çıktı. Bosna ziyaretinde, Bosna Hersek Devlet Konseyi’nin Sırp ve Hırvat üyelerinin de Türkiye’yi bölgede “huzurun ve barışın garantörü” olarak görmesi ve Erdoğan’ın arabuluculuğuna sıcak bakması bu başarıya işaret ediyor. Özellikle bu ziyarette aşı diplomasisi, alt yapı çalışmaları ve yatırım gibi önemli meselelerin ötesinde Bosna Hersek Devlet Konseyi’nin Sırp üyesi Dodik’in açıklamaları dikkat çekti. Erdoğan’ın devlet konseyi üyeleri ile görüşmesinden sonra yapılan basın toplantısında söz alan Dodik, “AB ülkeleri Bosna Hersek için hiçbir şey yapmıyorlar, bu nedenle Bosna’nın geleceği hususunda Erdoğan’a güveniyorum.” diye konuştu.

*Cumhurbaşkanı Erdoğan – Karadağ ziyareti
Balkanlar Türkiye’ye neden güveniyor?
Türkiye açısından son 20 yılda Balkanlar, Türk dış politikasının önemli bir parçası haline geldi. Balkanlar, gerek coğrafi gerek tarihi, sosyal ve kültürel bağları sebebiyle Türkiye’nin özel ilgi gösterdiği bölgelerden biridir. Tarihsel anlamda ise Balkanlar bir Osmanlı bakiyesidir ve dolayısıyla Türkiye ile münasebetleri çok derin köklere dayanıyor. Karadağ ziyaretinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın basın toplantısında söylediği “Türkiye’nin Balkan ülkelerindeki sorumluluğun ne denli olduğu” ve “Türkiye’nin tarihten gelen bir sorumluluk içinde olduğu” vurgulamasını da çok önemli buluyorum. Bu bağlamda Türkiye, son yıllarda yürüttüğü başarılı dış politikası ve özellikle yumuşak güç ve kamu diplomasisi alanında attığı adımlar bu bölgede etkisini arttırmayı başarmıştır. Türkiye, Balkanlardaki etkisini uzun bir süredir eğitim kurumları, camiler ve alt yapı projelerine yapılan yatırımlar ile yaydı. Yunus Emre gibi kültürel merkezler, TİKA gibi yardım ajansları ve medya kuruluşları üzerinden de yumuşak gücünü artırmaya çalışmayı ihmal etmedi. Nitekim Türkiye’den gelen gurbetçiler Balkanlardaki mevcut Türk toplumunu da genişletmek suretiyle zaman içerisinde Balkanların bir parçası olarak, Balkanlarda Türkiye’nin değerini yayacak olan elçiler olarak görülüyor ve devletlerarası ilişkilerin gelişmesine yardımcı oluyor. İfade etmek gerekir ki Türkiye, bu bölgedeki meselelere salt kimlik ve dini boyutuyla bakmıyor. Ebetteki bölgedeki Türk ve Müslüman unsurlarıyla daha fazla ilgilendiği söylenebilir ama bölgedeki çok kültürlü, çok etnikli ve çok dinli toplumların muhafaza edilmesi için meselelere dikkatli ve dengeli yaklaşıyor. Türkiye, yürüttüğü bu dengeli tutumu neticesinde Müslümanlardan destek alabildiği gibi, Dodik gibi Ortodoks Sırp milliyetçisi olan bir siyasetçinin dahi güvenini kazanabiliyor. Balkanlarda yaşayan Müslüman toplulukların huzur ve güvenlik içinde yaşamasını isteyen Türkiye’nin bu politikası bölge ülkelerinin siyasi ve ekonomik istikrarı için önemli bir güvence ve fırsatlar sunmakta. Türkiye, Balkan ülkelerinin tamamıyla çeşitli zeminlerde yakın ilişki kurabilecek potansiyelde bir aktördür. Bölgede diğer etkin aktörlerin ise bu coğrafyada Türkiye kadar çok yönlü ilişki geliştirme zemini yoktur.
Balkan ülkelerinin Türkiye’ye güvenmesinin bir diğer önemli nedeni de Avrupa Birliğine olan güveninin azalmasından kaynaklanıyor. Balkan ülkelerinin AB perspektifi konusundaki belirsizliği sürmesi durumunda Türkiye’ye olan sempatinin daha da büyüyebileceğine işaret edebiliriz. Bu anlamda, “AB’ye giremiyorsak ve Türkiye bölgedeki büyüyen bir ekonomik güç ve büyük nüfusa sahip bir ülke olarak bizim güvenilir bir partnerimiz ise, o zaman AB’ye girmeyi beklemektense en azından Türkiye ile stratejik bir ortaklık geliştirebilirim” diye yeni bir siyasi düşünce tarzı hâkim oldu. Bölge ülkelerinin AB geleceğinin belirsiz olduğu bir dönemde bölge ülkelerinin Türkiye devletinin kılavuzluğunda aralarındaki sorunlarını çözmeleri ve işbirliği içine girmeleri oldukça olumlu bir gelişmedir.
Türkiye, Balkanlarda yakaladığı bu olumlu havayı bölgeye yönelik politikasını uzun vadeli, planlı ve dengeli bir anlayışla sürdürmeli. Bunun için Türkiye’nin enerji ve dikkatini Balkanlara daha fazla yoğunlaştırmasında yarar vardır. Aksi halde diğer aktörlerin oluşan boşluğu kendi yöntemleriyle doldurması söz konusu olacaktır.

Kaynakça:
* https://www.aa.com.tr/tr/analiz/turkiye-balkanlarda-neden-guvenilir-bir-aktor/2354448
* SETA, 2017. Türkiye-Balkan ilişkileri. https://setav.org/assets/uploads/2017/05/Analiz_204.pdf
* https://www.setav.org/turk-dis-politikasini-dogru-okumak-icin/
Alican ULAJ
alican.ulaj7@yahoo.com

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP