Tahsin KEMER – Furkan KARATAŞ / ANKARA – BHA
Trendyol Süper Lig’in 7. hafta mücadelesinde 1 Ekim Pazar (Yarın) Fenerbahçe, Çaykur Rizespor‘u ağırlayacak. Karşılaşma öncesi Çaykur Rizespor Basın Sözcüsü Hasan Yavuz Bakır, Fenerbahçe ile oynayacakları maçtan beklentilerini ve Teknik Direktör İlhan Palut ile Çaykur Rizespor’un yeni yapılanmasını Birlik Haber Ajansı (BHA) Spor Müdürü Tahsin Kemer’e verdiği özel röportaj ile değerlendirdi.
Çaykur Rizespor Basın Sözcüsü Hasan Yavuz Bakır, pazar günü oynayacakları Fenerbahçe maçını şu sözlerle değerlendirdiği:
Mazeret üretmek için söylemiyorum ama bizim takımımızdaki transfer süreci çok geç tamamlandı. Yani son gün dört oyuncu aldık. Şu anda 11’de oynayan oyuncuların çok büyük bölümü birinci ve ikinci kamplarımızda takımla beraber değillerdi. Yani bazı oyuncularımızın da şu anda bile takımla beraber 10-12 antrenman yapmışlığı var. Bu bizim için bir dezavantaj. Takımımızın hazır olması için 4 haftaya ihtiyacımız var. Hocamızın oyun planı, oyuncuların fiziksel gelişimi, özellikle bu konuda takımımız çok iyi seviyede. Bu sene Süper Lig’in sonunda fizik gücü açısından takımımızın dikkat çekeceğini düşünüyoruz. Tabi bu dönemde Fenerbahçe ile oynamak zor, şanssızlık diyebiliriz. Avrupa maçlarından ötürü lige erken başladılar çok hazır ve formdalar. Bütün bunlara baktığımız zaman dezavantaj gibi gözüküyor. Ama en büyük gücümüz takımın savaşma ve sahadaki mücadele gücü ve bu üst seviyede. Ligin başından itibaren Trabzon gibi Adana Demir gibi Alanya gibi, Konya gibi hep hazır takımlarla oynadık. Yani kadrosu çok fazla yenilememiş neredeyse geçen yılki kadrolarına yakın kadroyla oynayan takımlarla karşılaştık. Bu bölümü yara almadan atlattık diyebiliriz. Belki iki, üç puan daha alabilirdik biraz şansımız olsaydı. Bütün bunlardan sonra Fenerbahçe maçının çok zor olduğunu biliyoruz.
Zor bir maç olacağını ama kazanmak istediklerini dile getiren Bakır, “Fenerbahçe maçını kazanmakla ilgili çok ciddi umutlarımız, hayallerimiz var. Bu maçı kazanmak istiyoruz ama zor olduğunun farkındayız. Fenerbahçe’de oynayanlar, oynamayanlar neredeyse hepsi yıldız oyuncular. Kendi sahalarında oynayacaklar, taraftarının bu sene büyük bir enerjisi var. Ama biz deplasmanda güçlü bir takım olduğumuzu, Rizespor’un sahada asla pes etmeyeceğini sonuna kadar savaşacağını göstereceğiz. Umutluyuz İstanbul’dan elimiz boş dönmeyeceğiz, umudumuz bu. Biz bir puan ya da üç puan ama İstanbul’dan puansız dönmeyeceğimizi düşünüyoruz. Fenerbahçe maçında galibiyete ulaştığımız zaman da bizim açımızdan sürpriz olmayacak. Belki Türkiye’de sürpriz olarak adlandırılacak ama bizim açımızdan sürpriz olmayacak. Bu maçta bizim için mağlubiyet sürpriz olur” dedi.
Bakır, Ekonomik anlamda kulüplerin kayıplar yaşamalarının başlıca sebebinin transfer politikası olduğunu aktararak, “Türkiye’de futbol kulüplerin en büyük problemi transfer politikaları. Bu anlamda takımlarımızın her sezon çok ciddi oranda ekonomik anlamda kayıplar yaşadığını söyleyebilirim. Evet bu biraz taraftar baskısı biraz kulüplerin alışagelmiş transfer modelleri nedeniyle bunu çok sıkça görebiliyoruz. Kulüpler zaman zaman eksik olduğu bölgelerle ilgili oyuncu arayışına girdiği zaman daha çok tanınmış bilinmiş Türkiye’de forma giymiş oyuncuları tercih ediyor ama bu her zaman doğru sonuç vermiyor” ifadelerini kullandı.
Çaykur Rizespor’un bu sezon başlatmış yeni yapılanmayı anlatan Bakır, “Futbolun sahadaki karşılığı zaman zaman birden fazla etkenden ötürü değişebiliyor. Hocanın oyun sistemi, oyuncunun Anadolu şehrinde adaptasyonu, oyuncunun yurtdışına çıkmamış olması, bütün bunlar etken. O nedenle Türkiye’de birçok kulüp Rizespor’da bunların içerisinde, yaptıkları transfer sonrasında hem oyuncudan verim alamıyor hem de ciddi anlamda maddi kayıplar yaşıyor. Biz bu yıl oturduk sezon başında bir planlama yaptık. Dedik ki son yıllarda baktığımız zaman Rizespor’un transfer etmiş olduğu oyuncu sayısı çok fazla ama onların verimi anlamında verim aldığımız oyuncu çok az. Bu durumu değiştirmek için daha çok bilinen oyunculardan ziyade gelecek vadeden isimlere yönelmiş olduk. Sağ olsun hocamız da bu anlamda bize çok ciddi katkı sağladı. Her hoca bu projeye onay vermez. Her proje ile ilgili ilerlemek istemez ama İlhan Palut bu konuda bizim önümüzü açtı, bizimle beraber çalıştı. Yaklaşık iki ay boyunca büyük bir yoğunlukla çalıştık ve bugün kurmuş olduğumuz takımın bir nevi iskeletini çıkartmış olduk. Burada önceliğimiz neydi; gelecek vadeden, başarıya aç, farklı liglerde oynamış olduğundan ötürü egosu oluşmamış, hala öğrenmeye, hala oynamaya meyilli oyuncular olsun istedik. Bu minvalde çalışmamızı yaparken Türkiye’de alt liglerde forma giyen oyuncular ve farklı ülkelerde henüz yeni yeni forma giymeye başlayan oyunculara yöneldik. İşte bu tabloda bizim şu anda takımımızın yaş ortalaması 23 ile Türkiye Süper Ligi’nin en genç takımıyız” diye konuştu.
Hasan Yavuz Bakır, Çaykur Rizespor’un geçtiğimiz yaz transfer döneminde daha çok genç ve potansiyelli oyunculara yönelmesi ile ilgili soruya, “Bu genç takım modeli tabi ki risk barındırıyor. Aldığınız oyuncular hocamızın onayı olmadıktan sonra problem. Çünkü hocalarımızın büyük bölümü daha çok tecrübeli oyunculara yer vermek istiyor. Bizim hocamız sağ olsun bu konuda hakikaten özel bir süreç yaşıyoruz. Bizim bu genç oyuncularımızın hepsine onay verdi. Genç oyuncularla ilgili süreci adeta harmanlıyor. Biz ona malzemeyi verdik. O tabir caizse çok sık kullanılan bir deyim kullanayım, yemek yapıyor ve hocamızın bir lafı var. Bu önemli çok önemsiyoruz. Biz bu lafı hocamız diyor ki: Çocuklar antrenmanda gözümün içine bakıyor. Acaba bu antrenmanda daha başka ne öğrenebilirim diye. Bu bizim için şu an baktığımız zaman en büyük güç. Baktığımızda kalecimiz tecrübeli, orta sahada işte son gün aldığımız Shelvey tecrübeli, sağ taraftaki oyuncumuz Sauer tecrübeli. Bunun dışında yine solbekteki Casper tecrübeli, diğerinin tamamı neredeyse 20,22, 24 yaşında oyunculardan oluşuyor. Amacımız tecrübeli oyuncuların genç oyuncularımız ağabeylik yapması ve bu süreçte başlatmış olduğumuz bu projeyi sonuca ulaştırmak. Zaman zaman basında bazı yayın organlarında işte Rizespor modeli gibi bir cümle kullanılıyor. Ama biz tabi bu tarafa çok fazla bakmıyoruz. Biz henüz yolun başındayız. Bu projemizin şu anda tam anlamıyla sonuç verdiğini asla düşünemeyiz. Biz sadece bir yola çıktık başlangıç aşamasındayız. Bu başlangıç aşamasının taraftarımızın desteğiyle başkanımızın, yöneticilerimizin, hocamızın desteğiyle olumlu sonuç vereceğine inanıyoruz. İnşallah mahcup olmayacağız. Amacımız takımımızın bu sene ligi ilk 10 içerisinde bitirmesidir” yanıtını verdi.
Transferin son günü Jonjo Shelvey transferinde çıkan pürüzü Bakır, şu ifadelerle anlattı:
“Kulübümüzün dışında gelişen ve Nottingham kulübü ile federasyon arasında yaşanan bir problem oldu. Daha sonra biz bu problemin başımıza sorun çıkartma ihtimalini dikkate alarak hemen başka bir model orada denedik. Oyuncuyu kiralama yerine satın almayı devreye soktuk. Oyuncuyla kiralık kontrat yerine oyuncuyu Rizespor’a bizzat satın alma yöntemiyle kazandırmış olduk. Böyle bir riske girmek istemedik. Çünkü o risk bize son gün sürpriz yapabilirdi. Biz bunu ortadan kaldırmak için tamamen daha sağlam bir yöntem kullandık.”
Yeni yapılanmada beklentilerinin yüksek olduğu bazı genç oyuncuların altını çizen Bakır, “Genç oyuncularla ilgili Altin Zeqiri ilk defa milli takıma seçildi. Stoperimiz Attila aynı şekilde milli takımına gitti. Bizim oyuncularımızın hepsiyle ilgili hayallerimiz var. Mesela Taha geçen sene 1. Ligde, Eray 2.Ligde oynuyordu. Mithat bu sene bambaşka bir pozisyonda oynuyor. Geçen sezonun büyük bölümünü sağ bek oynadı. Normalde Mithat bir sekiz numara o anlamda ofansif özellikleri olan bir oyuncu. Şimdi ortaya hakikaten bambaşka bir Mithat çıktı. Bu hocamızın oyuncu gelişimine yapmış olduğu ciddi bir katkıdır” ifadelerini kullandı.
Kulüplerin ekonomik darboğazdan kurtulmak için genç ve potansiyelli oyuncular transfer edip bunlardan gelirler elde etmeleri gerektiğini ifade eden Çaykur Rizespor Basın Sözcüsü, “Kulüpler her yıl 8,10, 12 transfer yapıyor. Bu transferlerin tamamında neredeyse alınan verim çok problemli bir noktada. FIFA kuralları kapsamında oyuncuyla anlaştığınız zaman kontratta ne yazıyorsa siz uygulamak zorundasınız. Oyuncu formsuz, takıma giremedi, hiç forma giymedi fark etmez kontrattaki şartları yerine getiriyorsunuz. Buda kulüplerin bugünkü borç batağının en büyük sebebi. Artık şimdi kulüpler maalesef çok ciddi zorluk içerisinde. Çünkü FIFA, UEFA hatta federasyonumuz her şartıyla oyuncunun daha dikkate alındığı bir formül uygulamaya sokulmuş. Kulüpler bu konuda çözüm üretmek zorunda, kendi çözümlerini bulmalılar. Bizim şu an uygulamakta olduğumuz ki Fenerbahçe’de benzer uygulamaları yapıyor. Genç oyuncuları bulup, geliştirip iyi bonservis bedelleri elde ediyor. Galatasaray’da bunu zaman zaman yaptı. Biz Anadolu kulüpleri olarak bunu daha çok yapmamız lazım. Çünkü mali anlamda dört büyüklere göre daha az kazanç elde ediyoruz” açıklamasını yaptı.
Gerçekleşen transferlerin hocanın mı yoksa kulübün mü önerdiği oyuncular arasından olduğu ile ilgili soruyu Bakır şu sözlerle yanıtladı:
“Şöyle söyleyeyim sonuçta bizim de bulduğumuz oyuncular olsa bile nihayet hepsinin onayı hocamızdan aldık. Burada takıma kattığımız oyuncuların tamamında İlhan hocamızın onayı var. Aynı zamanda kendisine iki, üç kat daha fazla sayıda oyuncuyu sunduk. Ama hocamız onay vermediği için biz onları takımımıza katmadık. Bütün oyuncuları hocamızın onayı ile aldık. Ama sunmuş olduğumuz birçok oyuncuyu, hocamız sistemine uygun bulmadığı için onların transferinden vazgeçtik.
Bakır, birçok nedenden dolayı bazı transferlerin gerçekleşmediğini dile getirerek, “Yaklaşık 1 ay üzerinde çalıştığımız bazı oyuncular oldu. Bu 5,6 oyuncunun tamam mı ya Avrupa ön elemesi oynadı ya da Şampiyonlar Ligi ön elemesi oynadı. Bir dönem onların ön eleme maçları belli olsun, elenirlerse rahat getiririz diye onları bekledik. Bir dönem şehirde yaşamaya ikna etmek için uğraştık. Ama vasatın üzerindeki oyuncular mali anlamda anlaşsanız bile gidecekleri şehrin birçok özelliğine bakıyorlar. Sosyal yaşamına, eğitim kurumlarına, oradaki olanaklara bakıyorlar. 5-6 tane transferimiz var Türkiye’de yıldız diye adlandıracağımız oyuncular sırf bu sosyal yaşam koşullarından dolayı gelmedi. Onun için genç oyuncular bu açıdan da avantaj kendilerini ispatlamak istediğin için gittiği şehre değil takımın ona sunduklarını bakıyor. Asoro ve Kutesa ikna edemediğimiz oyunculardan bazıları diyebilirim” şeklinde konuştu.
HABERLER
2 gün önceHABERLER
2 gün önceKÖŞE YAZARLARI
5 gün önceKÖŞE YAZARLARI
10 gün önceKÖŞE YAZARLARI
16 gün önce