Yunus Emre Enstitüsü, dünya çapında bulunan yurt dışı temsilciliklerinde gerçekleştirdiği ve ev sahipliği yaptığı gastrodiplomasi faaliyetleriyle Türk mutfağının eşsiz lezzetlerini dünyanın farklı noktalarına taşıyarak sofralardan gönüllere kültür köprüleri kuruyor.
Anadolu mutfağının geleneksel malzemelerinden, Anadolu’nun eşsiz yemek kültürüne kadar birbirinden değerli bilgiler veren Şef Remziye Asan, etkinlik için en özel yemeklerden seçtiğini ifade etti. Şef, menüye ilk olarak eklediği mantar çorbasının yapımıyla ilgili bilgiler verip, kursiyerlerle birlikte çorbanın yapımına başladı.
İslim Kebabı diğer adıyla Kürdan Kebabı yapımından Gaziantep’te ve Türkiye’nin her yerinde sofraların geleneksel yemeği olmasından dolayı repertuvarında özel bir yeri bulunduğunu ve bu nedenle menüde yer verdiğini ifade eden şef Asan, kursiyerlerle birlikte kebabın yapımına koyuldu. Her bir kursiyerin çalışmasını da tek tek inceledi. Bu enfes yemeğin kokuları mutfağı doldururken, menüsündeki bir diğer özel tat olan nohutlu pilav için hazırlıklarını tamamladı. İslim kebabı fırında pişerken, nohutlu pilav için kursiyerler malzemelerini hazırladılar ve yapımına başladılar. Mutfak yavaş yavaş birbirinden lezzetli yemeklerin kokularıyla dolarken çoban salata ve mutebbel de hazırlandı.
İştah açan çalışmaların son aşaması olan tatlıya sıra gelince bütün kursiyerler ilgiliyle şeflerini dilediler ve Osmanlı saray mutfağından şekerpare tatlısının yapımına odaklandılar. Koyu sohbetlerle yoğrulan tatlı hamurunun ardından kalıplar yapılıp son şekli verilen şekerpareler fırına verildi.
T.C. Bükreş Büyükelçisi Özgür Kıvanç Altan, eşi Aslı Altan, Yunus Emre Enstitüsü Romanya Müdürü Mustafa Yıldız, SELEC Genel Müdürü Oğuz Serkant Akın, Ticaret Müşaviri Naci Akdoğan ve eşi Merve Akdoğan kursiyerlerle birlikte birkaç yemeğin yapımına hem yardımcı oldu hem de yemeklerin hangi yörelere ait olduğunu ve o yörelerin özelliklerini anlattı.
Pişen birbirinden lezzetli yemekler hep birlikte sohbet eşliğinde yendi ve damaklarda unutulmaz lezzetler bıraktı.
Büyükelçi Özgür Kıvanç Altan, Türkiye ile Romanya arasındaki kültürel ilişkileri pekiştirmek adına bu çalışmaların çok faydalı olduğuna inanıyorum. Bugün eşimle birlikte harika vakit geçirdik. Hem mutfağa girmiş olduk hem de Rumen kursiyerlerle birlikte olup kadim kültürümüze ait birbirinden lezzetli yemekler yaptık ve afiyetle yedik, dedi.
Yunus Emre Enstitüsü Romanya Müdürü Mustafa Yıldız ise, Türk mutfağında sıfır atık teknikleriyle kalan her parça yiyeceğin bambaşka bir ürüne dönüşerek sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor, aynı zamanda da Türk yemeklerinin özelliklerinin bilinmesi ve buna göre tüketilmesi ruh ve beden sağlığı arasındaki dengeyi gözeten şifa kaynağı olma özelliğini de sağlıyor. Bugün bu atölye ile çok geniş olan Türk mutfağından küçük bir demet sunduk. Bu atölye çalışmalarımız belli zaman aralıklarıyla devam edecek. Mesela bir sonraki atölyemiz Türk zeytinyağlıları olacak. Eminim o çalışmamız da yine hem gözlerimize hem de midelerimize bayram yaşatacak, dedi.
Yenen lezzetli yemeklerden sonra olmazsa olmaz olan Türk çayı ve kahvesi katılımcılara ikram edildi.
Anadolu mutfağı ile ilgili yemekler, aydınlatıcı konuşmalar, Anadolu mutfağının mirasını oluşturan derin ve zengin kültürünü bu proje ile birlikte yöresel malzemeler ile yemekler, yemek alışkanlıkları ve tarım ürünleri keşfedilerek tarih boyunca muhafaza edilen yemek sanatı merak edenlere anlatıldı.
Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye’nin kültürel mirasını geniş yelpazede tanıttığı etkinlikleri kapsamında dünyanın sayılı mutfakları arasında yer alan ve birbirinden farklı lezzetleri barındıran Türk mutfağının tanıtımı amacıyla çok sayıda etkinlik düzenleyerek farklı coğrafyalarda yaşayanları Türk mutfağıyla buluşturmaya devam ediyor.
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce