YEMEN (AA) – Birleşmiş Milletlere göre, Babu’l Mendeb Boğazı krizinden önce bile Yemen, dünyadaki en kötü insani ve ekonomik krizlerden birini yaşıyordu. Ülkede yaklaşık 32 milyonluk nüfusun büyük kısmı yardıma muhtaç.
Yemen’deki Husiler, İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana şiddetli saldırılar düzenlediği Gazze Şeridi ile dayanışma kapsamında Kızıldeniz’de İsrail’in sahibi olduğu veya işlettiği kargo gemilerinin yanı sıra İsrail’e veya İsrail’den mal taşıyan gemileri füze ve insansız hava araçlarıyla (İHA) hedef alıyor.
Kızıldeniz’deki olaylar, dünya çapında konteyner taşımacılığı fiyatlarında önemli artışa yol açtı. Gerginliğin ve etkilerinin daha da artmasından endişe ediliyor.
Nakliye operasyonları ve deniz taşımacılığı endüstrisine ilişkin verilerin izlenmesi konusunda uzmanlaşmış Freightos platformunun 7 Ocak’ta yayımladı raporda, “Kızıldeniz’de yük gemilerine yönelik tehditlerin devam etmesi sonucu taşıma kapasitesinin azalması nedeniyle Asya, Avrupa ve ABD arasında kısa vadeli navlun fiyatları yüzde 173 arttı.” ifadelerine yer verildi.
Yemen hükümeti büyük mali baskıyla karşı karşıya
Yemen hükümeti daha önce Kızıldeniz’deki Husi saldırılarının, krizdeki ülke ekonomisi üzerinde ciddi etkileri olduğu konusunda uyarıda bulunmuştu.
Yemen resmi haber ajansı SABA’nın haberine göre, bu etkilerin ışığında Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, 15 Ocak’ta Başbakan Muin Abdulmelik, Maliye Bakanı Salim bin Berik ve Merkez Bankası Başkanı Ahmed Galib el-Mabeki’nin de aralarında bulunduğu bir grup yetkiliyle toplantı gerçekleştirdi.
Toplantıda mevcut ekonomik durum ve hükümetin Husi milislerinin yarattığı insani krizin yükünü hafifletmeye yönelik önlemleri ele alındı.
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen söz konusu toplantıda “Yemen hükümetinin, Husilerin petrol tesislerine ve uluslararası nakliye hatlarına yönelik saldırıları nedeniyle büyük bir mali baskısıyla karşı karşıya olduğu” belirtildi.
Kızıldeniz’deki gerginliğin ekonomik etkileri
Yemen Araştırmalar ve Ekonomik Medya Merkezi Başkanı Mustafa Nasr, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Kızıldeniz’de devam eden olaylar, Yemen genelinde ürün ithalatında kriz yarattı.” dedi.
Nasr, “Kızıldeniz’deki gelişmeler Yemen’deki ekonomik gerçekliği de büyük ölçüde etkiliyor. Son dönemde Babu’l Mendeb’den geçen birçok konteynerin nakliye ve sigorta fiyatlarında yüzde 200’den az olmayan bir artış olduğunu fark ettik.” diye konuştu.
Ayrıca bu durumun uzun vadede uluslararası ticaretin bir kısmının kaydırılarak gemilerin Ümit Burnu üzerinden geçişine ilişkin dolaylı etkileri olabileceğine işaret eden Nasr, bunun Yemen’deki yansımalarından birinin de ürün fiyatlarına olacağını aktardı.
Nasr, “Başta Hudeyde (Husilerin kontrolünde) ve Aden (hükümet kontrolünde) limanları başta olmak üzere diğer limanlara da giden malların fiyatlarını kesinlikle etkileyecek. Nakliye ve sigorta fiyatlarındaki bu artış, doğrudan Yemen’e gelen ürünlerin fiyatlarına eklenecek. Kızıldeniz’deki limanların ve ülkenin itibarı açısından gelecekteki etkilerinden söz etmiyoruz bile.” ifadelerini kullandı.
“Yemen ekonomisi daha fazla şoka dayanamaz”
Yemenli yazar ve araştırmacı Abdusselam Kaid de ekonominin daha fazla krizi kaldıracak direnci kalmadığını belirtti.
Kaid, “Yemen ekonomisi temelde zayıf ve tükenmiş halde. Artık daha fazla şoka dayanamaz. Kızıldeniz ve Babu’l Mendeb Boğazı’ndaki gerilim, Yemen’e giden gemilerin sigorta ücretlerinin yüzde 200 artmasına neden olduğundan, bu durum hem tüccarın, hem de tüketicinin yükünü artıracaktır.” dedi.
Yemenli yazar, Babu’l Mendeb Boğazı’ndaki gerilimin “Yemen pazarlarındaki emtia arzını azaltacağını, ihtiyaçlarının yüzde 80’inden fazlasını yurt dışından temin etmeye bağlı ülkedeki insani durumu daha da kötüleştireceğini” söyledi.
Yemen hükümetinin bu zorluklarla başa çıkma becerisine de değinen Kaid, “Meşru hükümet, özellikle de petrol ihracatının bir yıldan uzun süredir durdurulduğu göz önüne alındığında hiçbir şey yapamaz.” diye konuştu.
Kızıldeniz’deki durum
İran’ın desteklediği Yemen’deki Husiler, İsrail’in Gazze’deki saldırılarına tepki gerekçesiyle 31 Ekim 2023’te Yemen açıklarında İsrailli şirketlere bağlı olduğunu belirttikleri ticari gemilere el koymaya, bazılarına da dron ve füzelerle saldırılar düzenlemeye başladı.
ABD güçleri, bu süreçte birçok kez Yemen’den atılan füze ve kamikaze dronları düşürdüğünü belirtti.
Husilerin eylemlerinin ardından çok sayıda gemicilik şirketi, Kızıldeniz’deki seferlerini durdurma kararı aldı.
ABD, küresel deniz ticaret güvenliğinin tehlikeye girdiği gerekçesiyle 18 Aralık’ta bir grup ülkenin katılımıyla Husi güçlerine karşı “Refah Muhafızı Operasyonu” adında çok uluslu “deniz görev gücü” oluşturulduğunu açıkladı.
Kızıldeniz’de 31 Aralık’ta İsrail ile bağlantılı gemiyi ele geçirmeye çalışan Husilere ait 3 sürat teknesi, ABD helikopterleri tarafından ateş altına alındı.
Husiler, 10 Ocak’ta İsrail’e destek olduğu gerekçesiyle Kızıldeniz’de ABD’ye ait bir geminin füze ve kamikaze dronlarla hedef alındığını duyurdu.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 11 Ocak’ta ABD ve Japonya tarafından sunulan, Husilerin Kızıldeniz’deki saldırılarının acilen sonlandırılmasının talep edildiği kararı kabul etti.
Küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12’si Akdeniz’i Kızıldeniz’e bağlayarak Avrupa ile Asya arasındaki en kısa rotayı sunan Süveyş Kanalı üzerinden yapılıyor.
Muhabir: Mohammed Sameai,Safiye Karabacak
AA
ARAŞTIRMA-İNCELEME
4 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
5 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
5 gün önceHABERLER
8 gün önceHABERLER
13 gün önce