ANKARA (AA) – Tamer Karadağlı, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü dolayısıyla, göreve geldiği günden bugüne yaptığı çalışmaları ve yeni projelerini AA muhabirine anlattı.
Göreve gelir gelmez DT çalışanlarının özlük haklarında düzenlemeye gidilmesi için çalışmalar yaptıklarını belirten Karadağlı, dinamik ve atak bir yönetim tarzı izlediklerini, Türkiye’nin en güzide kurumlarından biri olan DT’de arada ufak tefek aksaklıkların yaşanmasının da doğal olduğunu söyledi.
Devlet Tiyatrolarının bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, sadece oyunculardan ibaret olmadığını, teknik ekip, idari kadrosuyla herkesi kucaklamaya çalıştıklarını belirten Karadağlı, “Çalışanlarımızın özlük haklarını koruyabilmek en önemlisi.” dedi.
“Yüzyıllık Destan: Savaş” 19 Mayıs’ta prömiyer yapacak
Karadağlı, DT repertuarını genişlettiklerini, daha önce hiç oynanmamış, romandan oyunlaştırılan oyunlara yöneldiklerini belirterek, eskiden 3-5 senede bir oynayan oyunların tekrar sahnelendiğini ve bu anlayıştan biraz vazgeçtiklerini söyledi.
Göreve geldiğinde ilk işlerden birisinin Cumhuriyetin 100’üncü yılına özel bir üçleme olan “Yüzyıllık Destan: Ateş” oyununu sahnelemek olduğunu belirten Karadağlı, “Yüzyıllık Destan: Savaş ikinci oyunumuz ve 19 Mayıs’ta prömiyer yapacak. ‘Yüzyıllık Destan: Bayrak’ üçüncü oyun da 30 Ağustos’ta seyirciyle buluşacak.” dedi.
Devlet Tiyatrolarının oyunlarına özel, yeni afiş tasarımı ve oyun tanıtım videolarının ilgi çektiğini kaydeden Karadağlı, hayatı, gençleri yakalamanın önemli olduğuna işaret etti.
“Bizim toprağımızın hikayelerini anlatmak çok önemli”
Karadağlı, “Benim özel sektörden geliyor olmamın avantajlarını kullanarak, daha insan odaklı bir afiş tasarımına gittik. Belki de pek çok oyuncu arkadaşımız afişlerde kendini göremeyecek. Bizim afişlerimiz biraz klasikti. Şimdi en güzel, en insan odaklı ifadeleri bulmaya çalışıyoruz. Afişler ilgi çekti ve faydasını gördük. Tiyatro interaktif bir iştir, canlıdır. Görsel olarak sosyal medyayı kullanmamız adına videoların çok faydası oldu.” dedi.
Yakın zamanda sahneye konulan Ayşe Emel Mesci’nin yönettiği, Kemal Tahir’in romanından uyarlanan Devlet Ana oyununun başarı yakaladığını belirten Karadağlı, “Yeni sanat sezonunda bir dengeleme yapacağız eserler arasında. Romandan uyarlanan eserlerimiz ve klasiklerimiz olacak. Yerli yazarlara da önem veriyoruz ve bu dengeyi kurmamız gerekiyor. Bizim toprağımızın hikayelerini anlatmak çok önemli. Klasiklerimiz de olacak, toprağımızın hikayeleri de olacak.” diye konuştu.
“Bugün, bütün oyunlarımızı ücretsiz oynuyoruz”
Karadağlı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hem meslektaşlarımın hem de seyircilerimizin 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nü kutluyorum. Bugün, bütün oyunlarımızı ücretsiz oynuyoruz. Salgın döneminde Devlet Tiyatroları özel tiyatrolara sahnelerini açmıştı, açmaya da devam edeceğiz. Devlet Tiyatroları, Türkiye’deki en büyük sanatsal kurum, bir yerde hamilik görevimiz de var. Tabii yardımcı olacağız, boş günlerimizde sahnelerimizi açacağız. Ama her zaman sahnelerimizi açamayız, bunun bir dengesini kurmak gerekiyor. Kızılay’daki 75. Yıl Sahnemizi sadece tahsisler için ayırdık. Diğer sahnelerimizin kapılarını da bizim oynamadığımız günlerde özel tiyatrolara açmaya devam edeceğiz.”
Çok iyi bir ekiple çalıştığını, geldiği günden bugüne çok koşturduğunu, çaba harcadığını ifade eden Karadağlı, her yere oyun götürmek istediklerini söyledi.
Devlet Tiyatrolarının bilet fiyatlarını özel tiyatrolara nazaran oldukça uygun fiyatlarda satışa sunduğunu belirten Karadağlı, şunları kaydetti:
“Londra, New York’a gittiğinizde müzikal izlemek istediğinizde biletler tükenmişse karaborsadan bilet alınıyor ve çok pahalıdır. Biz kar amacı gütmeyen bir kurum olduğumuz için bilet fiyatlarını çok düşükte tutuyoruz. Bizim için önemli olan sanatı, tiyatroyu insanlarımıza yayabilmek. 2023-2024 sanat sezonunun başladığı ekim ayından bugüne 201 oyunla 4 bin 84 temsil gerçekleştirildi. 1 milyon 247 bin 601 seyirciye ulaşıldı. Seyirci sayımızda geçen seneye göre yüzde 10’luk bir artış var. Bu mutluluk verici bir rakam. Demek ki afiş, tanıtım videosu ve repertuvarımızın farkı varmış ki, halkımız teveccüh gösteriyor.”
Yunanistan ile ortak Romeo ve Juliet oyununun provaları sürüyor
DT’nin oyun yazımlarında yapay zeka kullanımına ilişkin de değerlendirmelerini paylaşan Karadağlı, “İnsan odaklı gittiğimiz için yapay zeka oyunu yazdırır mıyız? Sanmıyorum. En azından yakın bir tarihte değil. Belki daha sonra denenebilir, o da deneysel olacaktır.” dedi.
Türkiye ile Yunanistan ortak yapımı Romeo ve Juliet oyunundaki çalışmalara ilişkin bilgi veren Karadağlı, ilk kez sahnelenecek oyunun provalarının Yunanistan’da devam ettiğini, Yunan Pire Şehir Tiyatrosu ile birlikte sahneleyeceklerini söyledi.
Gelecek hafta kendisinin de Yunanistan’a bir ziyaret gerçekleştirerek provaları izleyeceğini belirten Karadağlı, oyunun son yıllarda Yunanistan ile kültürel ve ekonomik yakınlaşmanın da bir göstergesi olduğuna dikkati çekti.
Farklı ülkelerle de bu tür projeleri gerçekleştireceklerini ifade eden Karadağlı, şöyle konuştu:
“Biz hem kendi tiyatromuzu, ulusal tiyatromuzu yurt dışında tanıtmakla mükellefiz aynı zamanda da yurt dışıyla çok yakın temas halinde olmamız gerekiyor. Biz her yıl bir sürü festival yapıyoruz. Yurt dışından onlarca tiyatroyu davet ediyoruz. Onları ağırlıyoruz en iyi şekilde. Bu kültürel alışverişin giderek artması gerektiğine inanıyorum ben, çok büyük faydası oluyor çünkü ülkeler arası ilişkilerde. Ülkelerin kültürel ilişkisinin bu kadar yakın olması aslında birçok problemi ortadan kaldırabiliyor. Çünkü sanat öyle bir şey, güzellik katıyor, barış katıyor, yakınlaştırıyor ülkeleri. Devlet Tiyatrolarının Türk dünyası ülkelerle de yeni çalışmalar planlıyoruz.”
“Devlet Tiyatrolarının ABD ve İngiltere’ye turne yapmadığını öğrendim”
Türk tiyatrosunun yurt dışında sahnelenmesine ilişkin projelerini anlatan Karadağlı, bu zamana kadar Devlet Tiyatrolarının ABD ve İngiltere’ye turne yapmadığını öğrendiğini söyledi.
Tamer Karadağlı, “En büyük hayallerimden biri, Amerika Broadway’de 3, 4 gün bir Türk müzikalini sahneleyebilmek. Apartman boyunda afişlerimizi orada asabilmek ve orada sahneye çıkabilmek, Devlet Tiyatrosunu orada da gösterebilmek. Umuyorum önümüzdeki sene olacak ve Devlet Tiyatrolarının 75’inci yılına denk gelmiş olacak. Kendi topraklarımızın hikayesini en iyi şekilde anlatacağımız bir oyun olursa, bir müzikal olursa, dansıyla, şarkılarıyla, oyunuyla, bundan daha güzel bir şey olamaz.” dedi.
Bu gibi büyük projelerin hazırlanmasının zaman aldığını vurgulayan Karadağlı, 2025’te, DT’nin kuruluşunun 75’inci yılında hayata geçirmek istedikleri bu proje için Devlet Opera ve Balesi, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü gibi kardeş kurumlardan da faydalanabileceklerini belirtti.
“Oyun sayımızı artırabiliriz ama sahne sayımız yeterli değil”
DT Genel Müdürü Karadağlı, yeni sanat sezonu hazırlıklarının başladığını, her sene oyun sayısını ve performansı artırmak istediklerini belirterek, “Yeni sahneler de açıyoruz. Geldiğimden bugüne 4 sahne açtık. Bu tiyatrolara en iyi oyunlarımızı gönderiyoruz, yerleşik hale gelmelerini sağlıyoruz. Oyun sayımızı artırabiliriz ama sahne sayımız yeterli değil. Bu limitler içinde hareket etmemiz gerekiyor. Yakın zamanda Düzce Devlet Tiyatrosu da perdelerini açacak.” dedi.
Öte yandan, kendisinin de oyunlarda rol almasına ilişkin Karadağlı, “Ben şimdi tiyatro için uğraşmalıyım. Daha sonra, ikinci yıl belki, sistem iyice oturur, ben de oyun oynayabilirim. Şu anda arkadaşlarım için, tiyatro için uğraşıyorum.” diye konuştu.
Muhabir: Yasemin Kalyoncuoğlu,İsa Toprak
AA
HABERLER
3 gün önceHABERLER
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
7 gün önceKÖŞE YAZARLARI
12 gün önceKÖŞE YAZARLARI
18 gün önce