Güney Kore’nin Ankara Büyükelçisi: Kore Savaşı’nın büsbütün sona ermesi için barış muahedesi koşul

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

AA

ANKARA (AA) – AA muhabiri, 71 yıl evvel 27 Temmuz’da “ateşkes anlaşmasıyla” sona eren “Kore Savaşı” sonrası süreci derledi, Güney Kore’nin Ankara Büyükelçisi Jeong, mevzuya ait açıklamalarda bulundu.

Kore Savaşı nasıl başladı?

25 Haziran 1950’de Kuzey Kore’nin Güney Kore’yi işgal etmesi üzerine Kore Savaşı başladı.

Çin ve Sovyetler Birliği Kuzey Kore’ye, ABD önderliğindeki Birleşmiş Milletler (BM) de Güney Kore’ye savaş boyunca dayanak verirken Türk Tugayı da Birleşmiş Milletler (BM) gücü olarak savaşta Güney Kore’nin yanında savaştı.

BM Güvenlik Kurulunun, BM güçlerini, Kuzey Kore işgalini sonlandırmak için Kore’ye göndermeye onay vermesi üzerine Türkiye de BM tarafında savaşa katılma kararı aldı. Tuğgeneral Tahsin Yazıcı buyruğundaki 1. Türk Tugayı, Eylül 1950’de Hatay’ın İskenderun Limanı’ndan yola çıktı ve 12 Ekim 1950’de Pusan Limanı’na vardı.

ABD, 1 milyon 789 bin askerle Kore Savaşı’na en çok asker gönderen ülke oldu. İngiltere 56 bin askerle 2’nci, Kanada 26 bin 791 askerle 3’üncü sırayı aldı.

Güney Kore Savunma Bakanlığı kaynaklarına göre, savaşa 21 bin 212 askerle toplamda 4 tugayla katılan Türkiye, işçi sayısı bakımından Kore Savaşı’na iştirak eden 16 ülke ortasında 4’üncü sırada yer aldı.

Savaşta Güney Kore’de 40 bin 670’i BM askeri, 137 bin 899’u Kore askeri olmak üzere 178 bin 569, Kuzey Kore’de ise 508 bin 797 asker hayatını kaybetti.

Kore Savaşı’nda 36 bin 940 askerini yitiren ABD, “en çok kayıp veren ülke” oldu. ABD’yi 1078 kayıpla İngiltere izlerken Kore Gazi Bakanlığının kayıtlarına nazaran, cephede hayatını kaybeden 700’ü aşkın asker ile yaralanıp cepheden ayrıldıktan sonra vefat eden ve kaybolanlar da dahil Türkiye, Kore Savaşı’nda 900’ü aşkın şehit vererek 3’üncü sırada yer aldı.

Türk birlikleri ile Çin kuvvetleri ortasında 25-27 Ocak 1951’de Kumyangjang-ni Muharebesi’nde Türk birlikleri, büyük bir muvaffakiyet gösterdi. Muharebede süngü atağı yapıldı ve bu, tarihteki son süngü taarruzlarından biri olarak görülüyor.

Türk Tugayına “Kutup Yıldızı” ismi verildi

Savaşa katılan her birliğe bir isim veriliyordu. BM Silahlı Kuvvetler Başkomutanı General Mc Arthur, Türk Tugayına “Kutup Yıldızı” ismini verdi.

Kore’nin Busan kentindeki BM Kore Anıtsal Mezarlığı’nda savaşta şehit olan 462 Türk askeri yatıyor.

Kore Savaşı’na katılan birliklerin ortasında Türk askeri, savaşta öksüz ve yetim kalan Koreli çocuklar için okul inşa eden tek birlik oldu.

O vakit açılan Ankara Okulu’nu ve Türk askerinin fedakarlıklarını unutmayan Güney Kore halkı, Türk halkını “kan kardeşi” olarak nitelendiriyor.

Barış muahedesi teşebbüsleri sonuçsuz kaldı

Kore Savaşı sonrası, Güney Kore ile Kuzey Kore, birleşme hedefiyle birçok görüşme yapsa da son yıllarda bilhassa Pyongyang’ın iki ülkeyi tekraren karşı karşıya getiren nükleer silah ve füze programları kapsamındaki denemeleri, 1953’ten bu yana süren savaşın sonlanmasının önündeki en büyük manilerden biri olarak görülüyor.

Kore Savaşı, 27 Temmuz 1953’te yapılan “ateşkes anlaşması” ile durdu lakin “barış anlaşması” imzalanmadığı için savaş “teknik olarak” devam ediyor.

Rusya-Ukrayna Savaşı, İsrail’in Gazze’de soykırımlara devam etmesi ve savaşın bölgesel olarak yayılma riski, Rusya-ABD’nin iki Kore ortasındaki farklı askeri işbirlikleri, iki Kore ortasındaki gerginliğin sıcak çatışmalara dönüşme riskini de beraberinde taşıyor.

Rusya’nın, Soğuk Savaş’ın bitiminden bu yana ara koyduğu Kuzey Kore ile tekrar yakınlaşması, Güney Kore’nin de Batı’ya yakınlaşması, Yarımada’daki gerginliği artırıcı adımlar olarak yorumlanıyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, 19 Haziran’da Kuzey Kore’ye yaptığı resmi ziyarette taraflar ortasında “kapsamlı stratejik iştirak anlaşması” imzalanması da kelam konusu adımlardan biri olarak görülüyor.

“Savaşın büsbütün sona ermesi için bir barış mutabakatının imzalanması gerekiyor”

Büyükelçi Jeong, 27 Temmuz 1953’te imzalanan “ateşkes anlaşması” ile Kore Yarımadası’nda ateşkes durumunun hala yürürlükte olduğunu belirterek, “Teknik olarak savaşın hala devam ettiği doğrudur. Nihayetinde savaşın büsbütün sona ermesi için bir barış mutabakatının imzalanması gerekiyor ancak Kuzey Kore sayısız provokasyonlarına ve son birkaç on yılda nükleer silahlar ve balistik füzeler de dahil olmak üzere kitle imha silahları geliştirmeye devam etti. Son periyotta nükleer silahların geliştirilmesi anayasada yer aldığı üzere memleketler arası hukuku ihlal etmeye ve milletlerarası barış ve istikrarı tehdit etmeye devam ediyor.” diye konuştu.

Kuzey Kore’nin bu hareketlerinin sırf Kore Yarımadası için değil Kuzeydoğu Asya ve tüm dünya için de önemli bir tehdit olmaya devam ettiğini lisana getiren Jeong, ülkesinin, Kuzey Kore’nin her türlü provokasyonuna karşılık verebilecek güçlü bir savunma ve iktisada sahip olduğunu vurguladı.

Jeong, Kuzey Kore’nin provokasyonlarının kendi refahını ve barışını garanti altına almaktan fazla kendisini yok edecek büyük bir kusur olduğunun farkına varması gerektiğini belirterek, “NATO üyesi ve Kore Savaşı’na katılan kan kardeşimiz Türkiye’ye, milletlerarası toplumda her vakit Güney Kore’yi desteklediği ve işbirliği yaptığı için teşekkür ediyorum.” sözünü kullandı.

“Kuzey Kore’nin nükleer silahlar ve balistik füzeler de dahil olmak üzere kitle imha silahları geliştirmeye devam etmesinden ve tansiyonu artırmasından büyük kaygı duyuyoruz. Rusya ile Kuzey Kore ortasındaki yasa dışı silah ticareti nedeniyle Avrupa ve Orta Doğu’daki siyasi istikrarsızlığın da Kuzeydoğu Asya’yı etkileyebileceğine dair kaygılar artıyor.” diyen Jeong, asker gücünü arttırmasının ve kitle imha silahları geliştirmesinin Kuzey Kore’nin refahına ve halkının geçimini iyileştirmesine asla yardımcı olmayacağını vurguladı.

“Rusya ile Kuzey Kore ortasındaki yakın bağlantılar, Asya ve Avrupa’nın güvenliğiyle yakından bağlantılı”

Jeong, Kore Yarımadası’nın Soğuk Savaş’ın kalıntılarının kaldığı bölünmüş neredeyse tek bölge olduğunu söyledi.

“Kore Yarımadası’ndaki ateşkes durumunun sona ermesi, sürdürülebilir barışa ve özgür, birleşik bir Kore Yarımadası’na ulaşmak, tüm halkımızın dileğidir.” diyen Jeong, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Ülkemiz, Kuzey Kore’nin nükleer silahlardan arındırılmasında değerli ilerleme kaydedilmesi ile birlikte Kore Yarımadası’nda sürdürülebilir barışın tesis edilmesi ve birleşmenin temellerinin atılması için efor sarf ediyor.

Güney Kore hükümeti, esasen en baştan ‘cesur bir girişimini’ açıklamasıyla, Kuzey Kore’nin nükleer silah geliştirmeyi durdurması ve kapsamlı bir nükleer silahsızlanma gerçekleştirilmesi durumunda siyasi, ekonomik ve askeri alanları kapsayan ilgili tedbirlerin alınacağını belirtmişti. Bu bağlamda Türkiye ile çeşitli kanallardan bağlantı halindeyiz. Türkiye, Güney Kore’nin bu eforlarını anlayan ve milletlerarası toplulukta tam takviye veren dost bir ülkedir.”

Rusya-Kuzey Kore Muahedesi’nin imzalanması da dahil olmak üzere, Rusya ile Kuzey Kore ortasındaki yakın bağlar tarafındaki son eğilimin Asya ve Avrupa’nın güvenliğinin yakından irtibatlı olduğunu açıkça gösterdiğine dikkati çeken Jeong, milletlerarası toplumun buna kararlı biçimde karşılık vermesi gerektiğini kelamlarına ekledi.

Muhabir: Mehmet Şah Yılmaz