0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

AA

TBMM (AA) – TBMM Adalet Kurulu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, Türkiye’nin, UAD’deki “soykırım davasına” müdahillik müracaatına ait AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

• 5 soruda Türkiye’nin UAD’deki İsrail’e karşı soykırım davasına müdahillik başvurusu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından UAD’de devam eden soykırım davasına Türkiye’nin müdahil olması kararı alındığını belirten Yüksel, bu karar üzerine gerekli çalışmaların başlatıldığını aktardı.

Yüksel, Türkiye’nin Lahey Büyükelçiliğince 31 Mayıs’ta UAD’e, müdahillik müracaatında bulunulacağına ait nota gönderildiğini, böylelikle birinci resmi sürecin kayıt altına alındığını lisana getirdi.

Müdahillik müracaatıyla ilgili uzun bir çalışma sürecinin yürütüldüğünü tabir eden Yüksel, “Başvuru belgemizi yapılan türel ve teknik çalışmaların akabinde tamamladık. Bu süreçte, milletlerarası hukuk kurallarını, Memleketler arası Adalet Divanı Statüsündeki kararları, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Kontratındaki hususları tüm detaylarıyla ele aldık ve inceledik.” dedi.

Müdahillik müracaatında, İsrail’in, soykırım boyutlarını aşan, tüm memleketler arası hukuk ve insancıl hukuk kurallarının ihlalini oluşturan Gazze’deki taarruzlarının yer aldığını lisana getiren Yüksel, ayrıyeten müracaatta Türkiye’nin müdahillik münasebetlerinin de aktarıldığını söz etti.

“Türkiye, soykırımın karşısında olduğunu tüm dünyaya gösterecektir”

Yüksel, Avrupa Birliği Karma Parlamento Kurulu Eş Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili İsmail Emrah Karayel, Anayasa Komitesi Üyesi ve AK Parti Denizli Milletvekili Cahit Özkan’la birlikte TBMM hukuk heyeti olarak UAD’deki soykırım davasını takip ettiklerini hatırlatarak, şöyle devam etti:

“TBMM hukuk heyeti olarak, İsrail aleyhinde UAD’de açılan ‘soykırım’ davasına müdahillik için Lahey’e gideceğiz ve müracaat evrakımızı yarın Divan’a teslim edeceğiz. Milletlerarası Adalet Divanı Statüsünün 63. unsuru, ülkemizin İsrail hakkındaki soykırım davasına müdahil olmasına gerekli yeri sağlıyor. Bu husus uyarınca, uyuşmazlık konusu olan mukavelenin nasıl yorumlanması gerektiğine ait genel beyanda bulunma imkanı getiriliyor. Türkiye olarak müracaatımızı, Milletlerarası Adalet Divanı Statüsünün 63. hususu mucibince yapacağız. Müracaatımızın kabul edilmesi halinde Türkiye, tüm yargılama sürecine dahil olacak ve Divan’da İsrail’in Gazze’deki soykırımına ait mert bir sesle beyanda bulunacak. Divan’da, Güney Afrika’nın davasına destek teşkil eden 1948 tarihli Birleşmiş Milletler Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Mukavelesi’nin nasıl yorumlanması gerektiğine ait konularda beyanda bulunulabilecek. Bu müracaat, tarihi bir adımdır. Türkiye, müdahillik müracaatıyla Filistin davasının yanında, Gazze’deki insanlık dışı soykırımın karşısında olduğunu milletlerarası hukuk nezdinde de tüm dünyaya gösterecektir.”

Türkiye’nin, İsrail’in hukuk dışı uygulamalarının sonuçlarını tüm taraflarıyla ortaya koymaya devam edeceğini vurgulayan Yüksel, İsrail’in hareketlerinin soykırımın yanı sıra savaş kabahatleri ve insanlığa karşı kabahatleri da içerdiğine işaret etti.

“İsrail’in soykırımcı bir devlet olduğu gerçeği kanıtları ile birlikte ortaya konulmaktadır”

İsrail soykırımını her platformda lisana getirdiklerini kaydeden Yüksel, hem UAD’deki hem de Milletlerarası Ceza Mahkemesindeki süreçleri yakından takip ettiklerini bildirdi.

Yüksel, UAD’nin ihtiyati önlem kararlarına karşın İsrail’in taarruzlarının sürmesinin legal hiçbir münasebetinin olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Müdahillik dilekçesi ile Soykırım Mukavelesi’nin ilgili unsurlarının, bilhassa 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği katliamlar çerçevesinde nasıl yorumlanması gerektiği; İsrail’in, Soykırım Mukavelesi kapsamında korunan bir küme olan Filistinlilerin bir kısmını yahut tamamını yok etme niyetiyle öldürme, önemli bedensel ve zihinsel ziyan verme, Filistinlilerin yok oluşuna yol açacak hayat şartlarını taammüden dayatma fillerini işlediği, soykırım hatasının hem maddi hem de manevi ögelerinin mevcut olduğu, münasebetiyle İsrail’in soykırımcı bir devlet olduğu gerçeği kanıtları ile birlikte ortaya konulmaktadır. İsrail, hatalıdır ve hata işlemeye devam etmektedir. Dünya tarihinin en karanlık sayfaları İsrail’e ayrılmıştır. İsrail, soykırım ve savaş suçlusudur. Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Filistin davasındaki haklı savunuculuğundan bir an olsun ayrılmadan hukuk alanında yapılması gerekenlerden, atılması gereken adımlardan hiçbir vakit vazgeçmeyeceğiz. Filistin bir gün özgür olacak. Türkiye de bu özgürlüğün sonsuza kadar sesi olacaktır.”

Muhabir: Kemal Karadağ