1 Mart 2010 tarihinde Avrupa Komisyonu Bilgi Toplumu ve Medya Genel Direktörlüğü, Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu(ABTTF)’nin 7 Ocak 2010 tarihli Yunanistan’ın 3592/2007 sayı ve tarihli medya yasası sorunu ile ilgili mektubuna yanıt verdi. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso adına iletilen cevap mektubunda Görsel-İşitsel, Medya ve İnternet Bölümü Direktörü Gregory Paulger, Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Anlaşma ile Avrupa Birliği Anlaşması’na göre Komisyon’un bir Üye Ülkede temel hakların ihlal edilmesi ile ilgili durumlara müdahil olma genel yetkisine sahip olmadığını ifade ediyor.
Paulger, Komisyon’un yalnızca Topluluk hukuku ile bir bağ kurulabildiği özel bir durumda ifade özgürlüğü ve medya çoğulculuğuna saygı ve azınlıklara saygı konularını inceleme imkanına sahip olacağını belirtiyor. Paulger, Avrupa Birliği Temel Haklar Sözleşmesi hükümleri veya Birlik’e vatandaşlık ile ilgili Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Anlaşma hükümleri, rekabet hukuku kuralları, kanunların veya kültürlerin yakınlaşmasına göre ABTTF’nin mektubunda açıklanan durum ile ilgili olarak böylesi sistematik bir bağın kurulamayacağını belirtiyor. Temel hakların ihlali ile ilgili durumların her zaman için ulusal mahkemeler götürülebileceğini söyleyen Paulger, özel olarak medya özgürlüğü ve medya çoğulculuğu ile ilgili durumların Üye Ülkenin hukuk sistemi tarafından incelenmesi gerektiğini belirtiyor. Paulger, mahkemeler dahil Yunan makamlarının potansiyel ihlaller ile ilgili durumları incelerken genel anlamda temel haklara, özel olarak ifade özgürlüğü ve medya çoğulculuğuna tam saygı duyulmasını garanti altına almaları gerektiğini dile getiriyor. Temel haklarının ihlal edildiğini düşünen herkesin Avrupa Konseyi İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurabileceğini söyleyen Paulger, Mahkeme’nin ancak tüm iç hukuk yollarının tüketilmesinin ardından davayı inceleme yetkisine sahip olduğunu hatırlatıyor.
Avrupa Komisyonu’nun resmi, bölgesel, azınlık, göçmen ve üçüncü ülke dilleri dahil olmak üzere Birlik’te konuşulan tüm dilleri kapsayacak şekilde çok dilliliği teşvik eden bir strateji izlediğini söyleyen Paulger, Komisyon için tüm resmi dillerin eşit değere sahip olduğunu belirtiyor. Ancak Paulger, ulusal dil politikaları konusunda üye ülkelerin karar alıcı konumunda olmaya devam ettiklerini ifade ediyor.
Paulger, Avrupa Adalet Divanı’nın kararına göre Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Anlaşma’nın yerleşme özgürlüğü ile ilgili hükümlerinin bir üye ülkedeki tamamı ile iç mesele olarak değerlendirilen durumlara uygulanamayacağını söyleyerek Görsel İşitsel Medya Hizmetleri için uyumlaştırılmış kurallar bütünü öngöre Avrupa Direktifi’nin radyo yayıncılarını kapsamı dışında bıraktığını ifade ediyor. Bu nedenle Paulger, ABTTF’nin mektubunda dile getirdiği durum ile ilgili olarak Avrupa Komisyonu’nun müdahil olmasına izin veren radyo yayıncıları ile ilgili özel bir hüküm bulunmadığını belirtiyor.
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce