DOLAR 35,2068 0.3%
EURO 36,7672 0.92%
ALTIN 2.968,331,32
BITCOIN 34546755.12609%
İzmir
16°

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

156 okunma

SREBRENİTSA “Avrupa’nın Yüzkarası”

ABONE OL
14/07/2010 22:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yakın tarihin en karanlık sayfalarından birini teşkil eden Bosna Savaşı (1992-1995) esnasında 200.000 kadar Bosnalı sistematik bir soykırıma tabi tutulmuşur. Bugüne kadar yüzlerce toplu mezarda katliam mağduru binlerce kurbana ulaşıldı.
Bu acımasız savaş sürerken 11 Temmuz 1995’te Sırpların sivil ve silahsız Bosna’lı Müslümanları Hollandalı askerlerin gözü önünde vahşice katletmesi insanlık tarihinin gördüğü en utanç verici ve yüz karası soykırım olaylarından biridir.
Srebrenitsa’da yaşananlar 1844’te İlija Graşanin ile başlıyan, İkinci Dünya Savaşında Draja Mihailoviç’le süren ve kimi zaman “Türkleşenlerden arındırma politikası” kimi zaman da “Nerede bir Sırp varsa orası Sırplarındır” solaganıyla devam ettirilen “etnik arındırma süreçleri”nin (1) bir sonucuydu. Srebrenitsa’ya giren Sırp güçleri 2.nci Dünya savaşından sonra en büyük etnik kıyımı gerçekleştirmiştir. Sırp Ordusunun silahsız-savunmasız sivil Bosnalı Müslümanlara karşı 1992-1995 yılları arasında sürdürdüğü bu adaletsiz ve kirli dram yaklaşık 350.000 insanın hayatına malomuştur. Sorumlu olduğu bölgedeki sivilleri korumakla yükümlü Hollanda Askerlerinin de kendi elleriyle Sırp Ordusuna teslim ettiği Sivil ve Silahsız insanların vebali üzerlerinde kalmıştır.
1993’te Birleşmiş Milletler tarafından Zepa ve Goradze ile birlikte “güvenli bölge” ilan edilen ve Birleşmiş Milletler koruması altında bulunan Srebrenitsa, iç savaş nedeniyle Sırp katillerden kaçan sivil Müslüman Bosnalıların sığındığı yer olmuştu.
Katliamdan yaklaşık bir ay önce ABD istihbaratının katliam planından haberi olmasına rağmen önemsenmemişti. Üç yıldır süren savaşın sonuna doğru gelindiğini ve Bosnalı Müslüman Savaşçıların bir çok cephede zafer kazanmaya başladığını gören Sırplar, stratejik açıdan önemli gördükleri Gorazde ve Srebrenitsa’yı ele geçirmek için tüm güçleri ile yüklenerek Srebrenitsa’yı kuşattılar. Şehir Birleşmiş Milletler tarafından “güvenli bölge” ilan edilen altı Boşnak kentinden biriydi. Fransız General Jacques Morillon “BM sizi koruyacak, asla terketmiyecektir”. güvencesi veriyordu. Bölge Hollandalı askerlerin korumasına verilmiş ve sorumlulukları altındaki Bosnalı Müslümanların ellerinde kalan son güvenceleri olan silahlarını toplamışlardı. Boşnaklar tamamen savunmasız ve çaresiz kalmışlardı.
Siyasi Lider Radovan Karadziç’in Mart 1995’te “Zepa ve Srebrenitsa’nın dış dünyadan tamamen koparılması” emriyle bölgeye yardım konvoylarının ulaşılması engellendi. Yine Karadziç’in hepsinin öldürülmesi gerekiyor” talimatı üzerine Sırplar kasabayı ele geçirmek amacıyla 09 Temmuz’da operasyona başladılar ve BM. Barış gücündeki Hollandalı askerlerin gözetleme mevzilerine saldırarak 30 kadar Hollanda askerini rehin aldılar. Ertesi gün Sırp Ordusu Srebrenitsayı top ateşine tuttu. Holanda askerleri, Sırplara geri çekilmezlerse Nato’nun hava saldırısı düzenliyeceğini bildirdi. Sırpların geri adım atmaması üzerine Nato savaş uçakları Sırp mevzilerine bir iki bomba attılar. Fakat Sırp Genelkurmay Başkanı Ratko Mladiç rehin Hollanda askerlerinin öldürüleceği tehdidiyle onları engelledi. 11 Temmuz 1995’te Sırplar Srebrenitsa’ya girdiler. O gün 15 bin kadar sivil Boşnak dağlara kaçtı. Bunların bir çoğu topçu ateşi ve keskin nişancılar tarafından öldürüldü. Ayrıca kaçarken Arkan’ın Sırp Paramiliterleri tarafından yakalananlar da acımasızca öldürüldüler. Bunlardan çok azı dağları aşıp Tuzla’ya ulaşabildiler.
Şehri terkedemeyip Potoçori’deki Hollanda üssüne sığınan 20.000 civarındaki Bosnalı Müslüman da Sırpların eline düştü.16 ile 70 yaş arasındaki bütün erkekleri “savaş suçlusu sanıkları sorguya çekmek” bahanesiyle güya kendilerini koruyacak olan Hollandalı askerlerin gözleri önünde ayırmaya başladılar. 60 kadar otobüs ve kamyona doldurulan erkeklere esir değişimi için Tuzla’ya götürülecekleri söylenmişti. İki gün süren bu katliamın ardından kendilerine hiç bir şey yapılamıyacağı garantisi verilen bu insanlardan hiç biri kurtulamadı.
Sırp general Ratko Miladiç, 11 Temmuz 1995 tarihinde Sırp televizyonuna çıkarak “Türklerden intikam almanın vaktinin geldiğini ve Srebrenitsa kentini Sırplara hediye ettiğini ” açıkladı. (2)
Bu hayasızca katliam uluslararası camianın en üyük ayıplarından biridir.
20.nci yüzyılın sonunda yaşadığımız bu soykırımda şehit edilen tüm Bosna’lı kardeşlerimize Allah rahmet eylesin.
1995’te Boşnaklara yönelik katliamın soykırım tanımın şartlarını taşımasına rağmen Uluslararası Lahey Adalet Divanı Sırbistan’ı Srebrenitsa katliamından direk sorumlu tutmadı. Malesef doğrudan sorumlu olmak veya soykırıma iştirak etmek suçlarından akladı. Sadece bu soykırımın yapılmasını önleyememekten sorumlu olduğuna karar verdi!!!
Hollanda hükümeti de yıllar sonra korumalarına teslim edilmiş silahsız-sivil ve masum insanları alçakça Sırplara teslim ederek katledilmesine seyirci kalan askerlerini madalya ile ödüllendirdi!!!

“Yılan eğriliğini görmez , deveye boynun eğri dermiş” , sözünde olduğu gibi , bunların insanlık adına konuşmaya ve başkalarına kriter dayatmaya , utanmadan gerçekte var olmayan Ermeni Soykırımı diye bas bas bağırıp, bizi suçlamaya hakkı varmı?
Son iki yüzyıldır Balkanlarda, Kafkaslarda, Ortadoğuda ve Orta Asya’da Müslümanlara ve Türklere soykırım yapıldığı hiçbir zaman unutulmamalı ve hesabı mutlaka sorulmalıdır.

Süheyl ÇOBANOĞLU

Kaynakça……….:
(1) Murat Yılmaz…(www.srebrenitsa.ihh.org)
(2) ” ” ” “

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP