Türkiye Nasıl Bir Süper Güç Oluyor?

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Son zamanlarda bir sürü iç çekişmelerin yaşandığı gözüküyor Türkiye’de.  Durmadan çeteler ortaya çıkıyor ve birileri suçlanıyor.  Umarız bu tür organize suç merkezleri tamamen yok olup ülke gerçek demokrasiye kavuşur da halkın sesi olan şu anki iktidar rahatça ülkeyi yönetebilir olsun.

Ancak günümüzde değişim artık kaçınılmazdır. Türkiye’deki demokratik güçler, hükümetin öncülüğünde gün geçtikçe daha fazla toplumun sesi olmaya devam ediyor.  Bu şekilde devam ettiği sürece ileride farklı bir Türkiye göreceğimiz anlamına geliyor bu.  Kendi içinde tamamen demokratikleşen, insan haklarına önem veren bir Türkiye.  Böyle bir Türkiye Balkanlara da yeni mesajlar yaymaya başlayacaktır.  Demokratik insan hakları, beraber yaşama mesajları sadece Brüksel’den veya Vaşington’dan değil, Ankara’dan da duyulacaktır.  Dengeler önümüzdeki günlerde yeni oluşumlara gebedir.

Türkiye demokratikleşmede neler yapmalı sorusuna gelince, cevap çok kısadır daha fazla demokratikleşsin.  Anidemokratik içe dönük popülist davranışlardan uzak dursun.  Zaten bu hükümet elinden geldiği kadar bunu yapıyor.

Türkiye, diğer müslüman ülkelere model konumunda.  Aslında müslüman ülkelerdeki diktatör tek düşünce yapısına sahip liderlere de tehdittir demokratikleşen Türkiye.  Diğer müslüman halkların da özgürlüklerini, insan haklarını ve demokrasiyi ön planda tutmaları gerekir.  Ortadoğu ve Kafkaslar’daki genç nüfus, eğitimini genelde dışarıda, gelişmiş ülkelerde alıyor.  Bu gençlerin hepsi demokrasinin ve insan haklarının ne anlama geldiğini çok iyi bilirler.  Artık eskiden olduğu gibi demokrasinin Batı’nın bir uydurmacası ve tehlikeli bir şey olduğuna da inanmıyorlar.  Bu tür kadrolar kendilerini önümüzdeki yıllarda ülkelerinin siyasî sahnelerinde gösterecekler.  İşte bu tür demokrasi hareketlerine en iyi örnek, hızlı bir şekilde demokratikleşen Türkiye’dir.

Türkiye farkında olmadan süper bir güç olma yolundadır.  Bunu orada eğitim gördüğüm yıllarda bile fark etmiştim.  Dışarıdan herkes, şanlı bir tarihten gelen, genç nüfusa sahip ve içinde belirli bir dinamizmi olan ülkeden ve insanlardan bahseder dursun, içeride Türkiye’de yaşayan halksa sürekli geçmişiyle cebelleşip kendi kültüründe ve geleneklerinde eksiklikler arıyordu.  Bana göre bu bir enerji kaybıydı.  Demokrasi, insan hakları, herkese eşit muamele gibi konularda tartışmalar ve yeni uygulamalar sağlamak yerine, geçmişte donakalmıştı o günkü Türkiye.  Dünya ilerliyordu halbuki ve bazı ülkeler neredeyse post-demokrasiye bile geçmişlerdi.  İşte bu son iktidar da bunu iyi farketti ve herşey yeniden inşa edilmeye başlandı.  Bunu yaparken de örnek aldığı Batı’daki demokrasi uygulamalarını aynen uygulamaya çalıştı.  Türkiye’nin tarihine bakılırsa, eski hükümetler hep boş vaatlerde bulunmuş ve doğru düzgün hiçbir değişim yapmamışlardır.  Genelde hep Atatürk’ün arkasında saklanmış olup onun söylediklerine kulak asmamışlardır.  Atatürk’ün arzu ettiği, Türkiye’yi muasir medeniyetler seviyesine ulaştırma hedefine, bu hükümet en fazla yaklaşmıştır.  Eğer düşündükleri açılımlar ve projeler gerçekleşirse farkında olmadan süper güç kaynağı olacağı kesindir Türkiye’nin.

Türkiye Brüksel ve Vaşington’dan farklı olarak dünya demokrasisine nasıl bir katkıda bulunabilir?

Dünya geliştikçe, bireysel haklar ön plana çıktıkça, insanlardaki merhamet duygusu da körleşiyor ne yazık ki.  Dünyada insanlar arası hak ve hukuk mücadelesi Hz. Adem’den bu yana devam ediyor (Habil ve Kabil olayı).  Merhamet ölçüsü kaybedildiğinde adalet duygusu da zamanla körleşebilir.  Tam da bu noktada, İslam’ın önem verdiği merhamet duygusunu ön planda tutacak bir demokratik hareket, dünyanın yönünü beklenmedik bir şekilde savaşlardan barışa çevirebilir.  Sadece kendini düşünmeyen, komşusu aç iken tok yatmayan duygularıyla beraber, demokrasi ve insan hakları konusunda duyarlı olan bireyler oluşmaya başlarsa, o zaman Türkiye, başta Balkanlar olmak üzere, bütün dünyaya yeni bir demokrasi ve yönetim biçimi sunmuş olacaktır.  Buna merhamet demokrasisi de diyebiliriz.  Bu demokraside, bütün evrensel değerler yer almakla beraber, bir de çoğunluğun azınlığa iktidarı olan bugünkü demokrasi çıkmazları yerine, merhamet sayesinde herkesin iktidarı, zayıfın ve güçlünün beraberce iktidarı prensibi mevcuttur.

İşte yeni bir süper güç olacağı gözüyle bakılan Türkiye’nin hangi yolda devam edeceği, kendi yapacağı seçime bağlıdır..

sanidemiri@yahoo.com