Yunanistan’ın çiçeği burnunda Kıbrıslı Rum Dışişleri Bakanı Dimitris Drutsas daha işe başlamadan yanıltıcı beyanlara ve suçlamalara başladı. Aslında biraz kibar bir tarz kullandım ve “Yalanlara başladı” yerine “Yanıltıcı Beyanlara” tanımını kullanmadım. Çok değil daha geçen hafta adaya yaptığı ziyarette, “Kıbrıs konusunun bir istila ve işgal” sorunu olduğunu açıkladı. 1964 Mart ayı ile 1967 Kasım ayları arasında, tüm anlaşma ve yasalara aykırı olarak adada bulunan tepeden tırnağa silahlı ve tam teçhizatlı Yunan tümenini unutmuş göründü. 1964-1974 yılları arasında tüm anlaşmalara aykırı olarak Rum Mili Muhafız Ordusu’nda (RMMO) görev yapmış, yıllık olarak sayıları bin 500’ün üzerinde olan Yunan subay ve astsubaylarını da unutmuştu. Halen uluslararası nitelikteki 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası, Garanti ve İttifak Anlaşmaları’na da aykırı olarak adada bulunan Yunan alayının (ELDİK) dışındaki yaklaşık sayıları 15 bini bulan paralı Yunan askerlerini ve subaylarını da unutmuş görünüyor. Hatırlamak isterse, aile vakfımızın arşivinde bulunan General Grivas’ın, dönemin Rum Cumhurbaşkanı Makarios, Yunanistan Milli Savunma Bakanı Garufalyas ve Yunanistan Başbakanı Papandreu (Şimdiki Başbakanın amcası) ile yaptığı yazışmaların fotokopilerini kendisine gönderebilirim. Hem bilgi edinir, hem de anı tazelemiş olur.
TÜRK BARIŞ KUVVETLERİ
Ama iş suçlamaya gelince, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası, Ek I, Madde 4.’e göre adada bulunan “Türk Barış Kuvvetleri’nin (TBK) varlığını ise “İstila ve İşgal” olarak lanse etmeye çalışmakta. Kantara’daki yaban keçileri bile güler bu iddiaya. Yunanistan’ın Kıbrıslı Dış İşleri Bakanı Dimitris Drutsas yeni inciler yumurtladı. Drutsas’a göre “Hristofyas’ın kapalı bölge Maraş’ın açılmasını da içeren öneri paketi, müzakere sürecine katkı sağlayacakmış”. Nasıl bir katkı sağlayacağına ise hiç değinmemiş. Ben de çok merak ediyorum aslında nasıl bir katkı sağlayacağını. Hristofyas’ın Maraş önerisi, tutar bir zemine oturmayan, yutturmacadan ve Maraş’ı karşılıksız geri talep etmekten öteye başka bir içeriği bulunmayan bir göz boyaması. Drutsas’ın en büyük hayal kırıklığı yaratacak sözleri ise “Başbakan Eroğlu’nun bugüne kadarki tezlerinin müzakerelerde esnekliğin varlığına yönelik iyi alamet olmayan, geçmişten kalma tezler” cümlesiydi. Anlaşılan Cumhurbaşkanımız Sayın Dr. Derviş Eroğlu’nun 18 Nisan’da Cumhurbaşkanı seçildiğinin farkında değil ve hala daha kendisini “KKTC’nin Başbakanı” sanmakta. Bu belki bir dil sürçmesi olabilir ve affedilebilir ama Cumhurbaşkanımız Eroğlu’nun Cuma günü masaya koyduğu Türk önerilerinin “Geçmişten Kalma Tezler” olduğunu iddia etmesi “Kıbrıs Müzakereleri’nden” ve “Kıbrıs Sorunu’ndan” ne denli uzakta olduğunu ortaya koymakta. Veya da “Ne denli beyninin Kıbrıs Rum tezleri ile yıkanmış olduğunu” gözler önüne sermekte. Cuma günü Cumhurbaşkanımızın “Mülkiyet” konusu ile ilgili masaya koyduğu, geçmişle hiçbir bağı olmayan, uluslararası uygulaması başarı ile denemiş, hakça düzenlenmiş ve AİHM kararlarına artıksız veya eksiksiz uyan yepyeni bir öneri. Buna “Mülkiyet” konusunda yepyeni bir tez de denilebilir. Bu önerinin nasıl olur da geçmişten geldiği söylenebilir pek de anlamış değilim. İşin püf noktası da zaten burada. Bu yepyeni öneri Rumları şoka uğrattı ve bir çıkmaza soktu. Hristofyas, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun bu önerisine “Hayır” derse kendisine BM yüklenecek ve müzakereleri çıkmaza sokmakla suçlayacak, “Evet” derse AKEL’in dışındaki tüm Rum Siyasi partileri kendisini “Çarmıha gerecek.” Geriye tek bir çare kalıyor. Yunanistan’ın devreye girmesi ve Kıbrıslı bir Dışişleri Bakanı kanalı ile Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun suçlanması ve şikayet edilmesi. Şimdi bu aşamadayız
HABERLER
2 gün önceHABERLER
2 gün önceKÖŞE YAZARLARI
5 gün önceKÖŞE YAZARLARI
10 gün önceKÖŞE YAZARLARI
16 gün önce